İmanın, cesaretin, aşkın, hüznün, gözyaşının pınarlarından biri olan İmam Hüseyin (a.s) hakkında Selman-ı Farisi Hazretlerinden şöyle bir rivayet aktarılır:
"Allah Resulünün (s.a.v), Hüseyin'i (a.s) dizlerinin üzerine oturttuğunu gördüm. Onu öpüyor ve şöyle buyuruyordu: "Sen büyüksün, büyük birinin oğlusun ve büyük insanların babasısın. Sen, imamsın ve bir imamın oğlu ve imamların babasısın. Sen, Allah'ın hüccetisin ve Allah'ın hüccetinin oğlu ve Allah'ın hüccetlerinin babasısın ki, bunlar dokuz kişidir ve onların sonuncusu, onların Kaimi (İmam-ı zaman Mehdi ) olacaktır."
Doğumu, Hz. Peygamber (s.a.v) tarafından annesi Hz. Fatıma'ya (a.s) müjdelenen İmam Hüseyin'in (a.s) adı bizzat Cenab-ı Hak tarafından koyulmuştur. Cömert, engin merhamet sahibi, büyük bir ilme malik olan, her anını ibadetle geçiren kâmil bir mü'mindir.
Öyle bir mü'mindir ki, Onun ve şerefli neslini katletmeye gelenler, gidip namazı arkasında kılmış; "Senin olduğun yerde başkasının arkasında namaz kılınmaz" itirafında bulunmuşlardı.
Bu kıssa kalplerimizi yumuşattıysa şimdi Ehl-i Beyt sevgisinin işaretlerini yine Ehl-i Beyt'ten aktaralım:
Allah Elçisi buyurdu ki; "Ben, kimin önderiysem Ali de, onun önderidir!", "Ali'ye bakmak ibadettir!", "Kim Ali'den nefret ederse benden nefret etmiş olur! Kim de benden nefret ederse Allah'tan nefret etmiş olur! Kim, onu severse Allah'ı sevmiş olur!", "Ali Kur'an'la, Kur'an da Ali iledir! Havuzuma gelinceye kadar, bunlar birbirinden ayrılmayacaklardır!"
İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu; "Benim taraftarlarımı iki hasletle deneyin; eğer bu iki haslet onlarda olursa onlar, bendendirler. Namaz vakitlerini korumaları (namazlarını vakitlerinde kılmaları) ve mallarını, mü'min kardeşleriyle paylaşmaları. Eğer bu iki haslet olmazsa, (benden) uzaktırlar, uzak!"
İmam Muhammed Bâkır (a.s) şöyle buyurdu; "Ey Câbir, bize bağlılığı seçen bir kimse, sadece biz Ehl-i Beyt'i sevdiğini söylemekle yetinebilir mi?
Vallahi bizim taraftarlarımız, ancak Allah'tan korkan ve O'na itaat eden kimsedir; Onlar, ancak tevazu, huşu, emaneti (sahibine) eda etmek, Allah'ı çok anmak, oruç tutmak, namaz kılmak, anne babaya iyilik etmek ve fakir komşulara, meskenet ehline, borçlulara ve yetimlere karşı sorumlu davranmakla tanınırlar!"
İmam Cafer (a.s) şöyle buyurmuştur; "Bizimle ilgili olarak insanlar üç gruba ayrılır. Bir grup, bizim dünyamıza kavuşmak için bizden çıkacak olan Kaim'i bekleyerek bizi sever. Bunlar, bizim sözlerimizi söyler ve ezberlerler. Ama bizim yaptıklarımızı yapmaktan uzak dururlar. Allah (c.c) bunları cehenneme doğru sürükler.
(ikinci grup) "Onlar, bizi sever, sözlerimizi dinlerler. Ayrıca fiillerimizi işlemekten geri durmazlar. Amaçları, bizi kullanarak insanların mallarından yemektir. Allah (c.c) onların karınlarını ateşle doldursun. Açlık ve susuzluğu onlara musallat etsin.
(üçüncü grup) "Bir grup daha var ki, bunlar bizi severler. Sözlerimizi muhafaza ederler. Emirlerimize itaat ederler. Fiillerimize muhalefet etmezler. İşte onlar bizdendirler. Biz de onlardanız."
İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s.) bir de şöyle nakledilmiştir; "Dilde iddia edip de amellerimizde ve eserlerimizde bize ters düşen kimse, bizim taraftarımız değildir. Evet, bizim taraftarımız, hem diliyle, hem de kalbiyle bize muvafık olan ve eserlerimize uyan ve amellerimize amel eden kimselerdir, onlardır bizim gerçek taraftarımız."
Rabbim, bizleri bu sevgiyle donatsın, layık ve sadık eylesin (âmin).
(Geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt Külliyatını inceleyebilirsiniz)
"Allah Resulünün (s.a.v), Hüseyin'i (a.s) dizlerinin üzerine oturttuğunu gördüm. Onu öpüyor ve şöyle buyuruyordu: "Sen büyüksün, büyük birinin oğlusun ve büyük insanların babasısın. Sen, imamsın ve bir imamın oğlu ve imamların babasısın. Sen, Allah'ın hüccetisin ve Allah'ın hüccetinin oğlu ve Allah'ın hüccetlerinin babasısın ki, bunlar dokuz kişidir ve onların sonuncusu, onların Kaimi (İmam-ı zaman Mehdi ) olacaktır."
Doğumu, Hz. Peygamber (s.a.v) tarafından annesi Hz. Fatıma'ya (a.s) müjdelenen İmam Hüseyin'in (a.s) adı bizzat Cenab-ı Hak tarafından koyulmuştur. Cömert, engin merhamet sahibi, büyük bir ilme malik olan, her anını ibadetle geçiren kâmil bir mü'mindir.
Öyle bir mü'mindir ki, Onun ve şerefli neslini katletmeye gelenler, gidip namazı arkasında kılmış; "Senin olduğun yerde başkasının arkasında namaz kılınmaz" itirafında bulunmuşlardı.
Bu kıssa kalplerimizi yumuşattıysa şimdi Ehl-i Beyt sevgisinin işaretlerini yine Ehl-i Beyt'ten aktaralım:
Allah Elçisi buyurdu ki; "Ben, kimin önderiysem Ali de, onun önderidir!", "Ali'ye bakmak ibadettir!", "Kim Ali'den nefret ederse benden nefret etmiş olur! Kim de benden nefret ederse Allah'tan nefret etmiş olur! Kim, onu severse Allah'ı sevmiş olur!", "Ali Kur'an'la, Kur'an da Ali iledir! Havuzuma gelinceye kadar, bunlar birbirinden ayrılmayacaklardır!"
İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu; "Benim taraftarlarımı iki hasletle deneyin; eğer bu iki haslet onlarda olursa onlar, bendendirler. Namaz vakitlerini korumaları (namazlarını vakitlerinde kılmaları) ve mallarını, mü'min kardeşleriyle paylaşmaları. Eğer bu iki haslet olmazsa, (benden) uzaktırlar, uzak!"
İmam Muhammed Bâkır (a.s) şöyle buyurdu; "Ey Câbir, bize bağlılığı seçen bir kimse, sadece biz Ehl-i Beyt'i sevdiğini söylemekle yetinebilir mi?
Vallahi bizim taraftarlarımız, ancak Allah'tan korkan ve O'na itaat eden kimsedir; Onlar, ancak tevazu, huşu, emaneti (sahibine) eda etmek, Allah'ı çok anmak, oruç tutmak, namaz kılmak, anne babaya iyilik etmek ve fakir komşulara, meskenet ehline, borçlulara ve yetimlere karşı sorumlu davranmakla tanınırlar!"
İmam Cafer (a.s) şöyle buyurmuştur; "Bizimle ilgili olarak insanlar üç gruba ayrılır. Bir grup, bizim dünyamıza kavuşmak için bizden çıkacak olan Kaim'i bekleyerek bizi sever. Bunlar, bizim sözlerimizi söyler ve ezberlerler. Ama bizim yaptıklarımızı yapmaktan uzak dururlar. Allah (c.c) bunları cehenneme doğru sürükler.
(ikinci grup) "Onlar, bizi sever, sözlerimizi dinlerler. Ayrıca fiillerimizi işlemekten geri durmazlar. Amaçları, bizi kullanarak insanların mallarından yemektir. Allah (c.c) onların karınlarını ateşle doldursun. Açlık ve susuzluğu onlara musallat etsin.
(üçüncü grup) "Bir grup daha var ki, bunlar bizi severler. Sözlerimizi muhafaza ederler. Emirlerimize itaat ederler. Fiillerimize muhalefet etmezler. İşte onlar bizdendirler. Biz de onlardanız."
İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s.) bir de şöyle nakledilmiştir; "Dilde iddia edip de amellerimizde ve eserlerimizde bize ters düşen kimse, bizim taraftarımız değildir. Evet, bizim taraftarımız, hem diliyle, hem de kalbiyle bize muvafık olan ve eserlerimize uyan ve amellerimize amel eden kimselerdir, onlardır bizim gerçek taraftarımız."
Rabbim, bizleri bu sevgiyle donatsın, layık ve sadık eylesin (âmin).
(Geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt Külliyatını inceleyebilirsiniz)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025
- Atatürk’ün annesi gibi Erdoğan’ın annesi de annemizdir / 28.03.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025
- Atatürk’ün annesi gibi Erdoğan’ın annesi de annemizdir / 28.03.2025