Beşiktaş Amsterdam'da hüsran yaşadı: 4-0.
Maçtan önce Ajax Beşiktaş maçı için olsa olsa finalin adı olur şeklinde yorumlar yazıldı.
Sayın okurlar ben sonuna kadar bu fikre katılırım. Finalin isimlerinden biri doğal olarak bence Beşiktaş olur.
Finaldeki rakibi de herhangi bir Avrupa kulübü olabilir. Bu benim için bir hayal ya da olmayacak bir durum değil.
Ne var ki Ajax karşısındaki Beşiktaş böyle bir şeyi başarabilecek bir görüntü vermedi.
Ajax karşısındaki Beşiktaş berbat ötesi bir oyun oynadı. Yani berbatın da berbatı bir Beşiktaş izledik.
Her şeyden önce van Bronckhorst kadro tercihinde saplantı düzeyinde hatalar yaptı.
Eyüpspor maçında ben sol kanat oyuncusu değilim diye bas bas bağıran Rafa Silva'yı tuttu yine sol öne koydu.
Onana tercihini anlamak mümkün değil. Tüm takım gibi Onana da sahada yoktu.
Evet koskoca Beşiktaş kadrosunda maç boyunca olumlu bir efor gösteren oyuncu olmadı.
Beşiktaşlılar üst üste değil üç iki pas bile yapamadılar. İsabetli bir şut olmamasını bir yana bırakın Beşiktaş doğru düzgün bir şut dahi atamadı.
Maçın en kötü adamı Masuaku idi. Masuaku ilk golde kayarak gelen rakibin ayağından topu kapamadı.
İkinci golde Masuaku ile Svensson birbirlerine girdiler. Dördüncü golde Masuaku rakibi Rasmussen'in önünden geçip gitmesini seyretti.
Rasmussen geçtikten sonra eli ile rakibini az daha tutacaktı fakat vazgeçti. Pozisyon yine de golle sonuçlandı.
Dördüncü golden birkaç dakika sonra Rasmussen'i formasından çekti ama onu durduramadı. Sonra da neredeyse rakibine yumruk atıp takımını 10 kişi bırakacaktı.
Sadece Masuaku değil mesela Rashica ve Svensson hemen hemen aldıkları her topu rakibe ikram ettiler.
Topu ayaklarına aldıkları her an pas hatası yaptılar. Mustafa Hekimoğlu'na da yazık işin açıkçası. Kendisi daha 17 yaşında ama böyle bir maçta o da sahada yok olup gitti.
Bakın Ajax yaş ortalaması 24. Çok genç bir takım. Ona rağmen Beşiktaş'a top göstermediler.
Bu maç bir kere daha gösterdi ki Türkiye'de oynanan futbol bir muamma.
Süper Lig'de özellikle üç büyüklerin rakiplerine karşı gösterdikleri performansları Avrupa'daki maçlarda sergileyemediklerini görüyoruz.
Kanımca mesela Beşiktaşlılar maç boyunca bırakın ikili mücadele kazanmayı ikili mücadeleye dahi girmediler. Temassız bir oyun oynadı Beşiktaş.
Halbuki ligimizde hem koşuyorlar hem paslaşıyorlar hem de mücadele ediyorlar. Ligimizde yapıp da Avrupa maçlarında yapamadığımız nedir ki böyle berbat sonuçlar alıyoruz.
Koşmak yok mücadele yok ve paslaşmak yok. Halbuki Süper Lig'de hepsini yapıyoruz.
Bunun mantıklı tek izahı motivasyon ve psikoloji. Futbol kamuoyunun Avrupa maçlarında mağlup olacağımız yönünde belli bir ön kabülü var.
Avrupa'da oynayamayacağımız yönünde şartlanmışlık var. Bu şartlanmışlığı yaratanlar arasında kötü niyetli olanlar da var çünkü kendi reklamlarını yapabilmek için Avrupa'daki futbolu bizim ötemizdeymiş gibi gösteriyorlar.
Bu yöntemle de şan şöhret ve maddi imkan yakalıyorlar. Halbuki futbol basit oyun. Biraz koşup ve de koşarken biraz paslaşmak bir de üstüne özellikle top rakipteyken bir miktar ikili mücadeleye girmek başarıyı getirecek.
Karşımızda oynayanlar basitçe bunları yapıyorlar. Bu çok zor bir şey değil. Biz de insanız onlar da insan. Yani onlar insan üstü varlıklar değil.
Bunları yaptığımız her durumda zaten başarı gelecek. Bizim insanımız da başarıyı seyretmeye hakkı var.
Bakalım bu şartlanmışlıkları aşabilecek miyiz göreceğiz. Gerçi bu zor çünkü bazıları için işin ucunda şan şöhret ve para var.
Maçtan önce Ajax Beşiktaş maçı için olsa olsa finalin adı olur şeklinde yorumlar yazıldı.
Sayın okurlar ben sonuna kadar bu fikre katılırım. Finalin isimlerinden biri doğal olarak bence Beşiktaş olur.
Finaldeki rakibi de herhangi bir Avrupa kulübü olabilir. Bu benim için bir hayal ya da olmayacak bir durum değil.
Ne var ki Ajax karşısındaki Beşiktaş böyle bir şeyi başarabilecek bir görüntü vermedi.
Ajax karşısındaki Beşiktaş berbat ötesi bir oyun oynadı. Yani berbatın da berbatı bir Beşiktaş izledik.
Her şeyden önce van Bronckhorst kadro tercihinde saplantı düzeyinde hatalar yaptı.
Eyüpspor maçında ben sol kanat oyuncusu değilim diye bas bas bağıran Rafa Silva'yı tuttu yine sol öne koydu.
Onana tercihini anlamak mümkün değil. Tüm takım gibi Onana da sahada yoktu.
Evet koskoca Beşiktaş kadrosunda maç boyunca olumlu bir efor gösteren oyuncu olmadı.
Beşiktaşlılar üst üste değil üç iki pas bile yapamadılar. İsabetli bir şut olmamasını bir yana bırakın Beşiktaş doğru düzgün bir şut dahi atamadı.
Maçın en kötü adamı Masuaku idi. Masuaku ilk golde kayarak gelen rakibin ayağından topu kapamadı.
İkinci golde Masuaku ile Svensson birbirlerine girdiler. Dördüncü golde Masuaku rakibi Rasmussen'in önünden geçip gitmesini seyretti.
Rasmussen geçtikten sonra eli ile rakibini az daha tutacaktı fakat vazgeçti. Pozisyon yine de golle sonuçlandı.
Dördüncü golden birkaç dakika sonra Rasmussen'i formasından çekti ama onu durduramadı. Sonra da neredeyse rakibine yumruk atıp takımını 10 kişi bırakacaktı.
Sadece Masuaku değil mesela Rashica ve Svensson hemen hemen aldıkları her topu rakibe ikram ettiler.
Topu ayaklarına aldıkları her an pas hatası yaptılar. Mustafa Hekimoğlu'na da yazık işin açıkçası. Kendisi daha 17 yaşında ama böyle bir maçta o da sahada yok olup gitti.
Bakın Ajax yaş ortalaması 24. Çok genç bir takım. Ona rağmen Beşiktaş'a top göstermediler.
Bu maç bir kere daha gösterdi ki Türkiye'de oynanan futbol bir muamma.
Süper Lig'de özellikle üç büyüklerin rakiplerine karşı gösterdikleri performansları Avrupa'daki maçlarda sergileyemediklerini görüyoruz.
Kanımca mesela Beşiktaşlılar maç boyunca bırakın ikili mücadele kazanmayı ikili mücadeleye dahi girmediler. Temassız bir oyun oynadı Beşiktaş.
Halbuki ligimizde hem koşuyorlar hem paslaşıyorlar hem de mücadele ediyorlar. Ligimizde yapıp da Avrupa maçlarında yapamadığımız nedir ki böyle berbat sonuçlar alıyoruz.
Koşmak yok mücadele yok ve paslaşmak yok. Halbuki Süper Lig'de hepsini yapıyoruz.
Bunun mantıklı tek izahı motivasyon ve psikoloji. Futbol kamuoyunun Avrupa maçlarında mağlup olacağımız yönünde belli bir ön kabülü var.
Avrupa'da oynayamayacağımız yönünde şartlanmışlık var. Bu şartlanmışlığı yaratanlar arasında kötü niyetli olanlar da var çünkü kendi reklamlarını yapabilmek için Avrupa'daki futbolu bizim ötemizdeymiş gibi gösteriyorlar.
Bu yöntemle de şan şöhret ve maddi imkan yakalıyorlar. Halbuki futbol basit oyun. Biraz koşup ve de koşarken biraz paslaşmak bir de üstüne özellikle top rakipteyken bir miktar ikili mücadeleye girmek başarıyı getirecek.
Karşımızda oynayanlar basitçe bunları yapıyorlar. Bu çok zor bir şey değil. Biz de insanız onlar da insan. Yani onlar insan üstü varlıklar değil.
Bunları yaptığımız her durumda zaten başarı gelecek. Bizim insanımız da başarıyı seyretmeye hakkı var.
Bakalım bu şartlanmışlıkları aşabilecek miyiz göreceğiz. Gerçi bu zor çünkü bazıları için işin ucunda şan şöhret ve para var.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025