Pandemi sürecinde sağlık çalışanları hayatlarını ortaya koydular. Evlerinden, çocuklarından ayrı kaldılar. İnsanlar bile korktukları için sağlık çalışanları ile muhatap olmaktan sakınır hale geldiler. Bir çeşit toplumsal izolasyon ile karşılaştılar.
Hatta pandemi de hayatını kaybeden sağlık çalışanlarına, 'şehitlik' unvanı verilmesi bile teklif edildi.
Hükümetin verdiği tek karar, 'pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının toplu taşıma araçlarından bedava faydalanması yönünde oldu. Onu da Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanları açıkladıktan sonra hayata geçirdiler.
Pandemi döneminde alınan kararlar sağlık çalışanlarına istifa, emeklilik yasağı getirildi. İzin süreleri kısaltılmıştı. 1 Temmuz itibarıyla pandemi yasakları kalkınca istifalar, emeklilik talepleri peş peşe gelmeye başladı.
Ağustos, Eylül ve Ekim aylarındaki birkaç manşeti hatırlatayım:
Yasağın kalkmasının ardından doktorlar peş peşe istifa ediyor
Sağlık sistemi iflas etmiş durumda, veriler sır gibi saklanıyor
İstifa eden doktorlar anlatıyor: Hayatımızdan vazgeçiyoruz ama...
Doktorlar 'özele' gitti, üniversite hastanesinde kanser tedavisi bitti
İstifalar arttı, hastalara bakacak doktor kalmadı
Hekim istifaları: Sağlık çalışanları tükenme noktasına geldi
Türk Tabipleri Birliği ve Türkiye Psikiyatri Derneği uyardı: Tükenen sağlık çalışanları topluca istifa ediyor, intihar oranları artıyor.
Aile hekimleri isyanda, grev kararı aldılar
Aile hekimleri yarın iş bırakacak
Aile Hekimleri Federasyonu açıklaması: "Sağlık Bakanlığı bizi köleleri olarak görüyor, asla yerine getirilemeyecek yeni bir performans sözleşmesi dayattığı gibi, dilsiz hekimlere dönüştürüyor, bu kabul edilemez..."
Ve Aralık ayı geldi.
Sağlık Bakanı Koca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın huzurunda, 'pratisyen hekimlere 2 bin 500, uzman hekimlere, diş hekimleri dahil olmak üzere 5 bin lira zam uygulanacak' açıklamasını yaptı ve teklif meclisten geçti.
Hükümet büyük bir zafer edasıyla bu müjdeyi veriyor. Gerçek öyle mi? Manşetleri okudunuz. Yarın elde doktur kalmayacak. Hasta garantili hastanelerin faturası yapılan bu zammın kat ve kat fazlası olarak önlerine geleceği için haliyle daha çok vermemek için biraz verdiler.
Diğer taraftan sağlık sektörü pratisyen ve uzman hekimlerden mi oluşmaktadır? Cevabı sektörden alalım:
Ankara Tabip Odası: 'Söz konusu zam, sağlık emekçileri arasında çalışma barışını bozacak bir uygulamadır'.
Türk Tabipleri Birliği: "Beyaz Yürüyüş, bakanlıktan ses getirdi, ancak hekimlerin örgütü ile görüşmeden vaatlerle bu eylemleri sonlandıramazsınız. Haklarımızı alana, bu çökmüş sağlık sistemini değiştirene kadar eylemlerimizi sürdüreceğimizi ve büyüteceğimizi bir kere daha hatırlatıyoruz."
Türk Hemşireler Derneği: "Sağlık ekip işidir. Maaşta iyileştirme tüm sağlık çalışanlarının talebi ve hakkıdır. Sağlık Bakanlığı çalışanları arasında ayrımcılık yapmaya bir an önce son vermelidir! Sağlık sistemini yükünü omuzlayan ancak gerek iş yükü gerekse ücret konusunda adaletsizliği en uç noktada yaşayan hemşireler, sağlık çalışanına verilen 'hekimlere zam' müjdesine elbet sessiz kalmayacaktır!"
Sahi hükümet bu ayrımcılığı neden yapmak gereği duydu? Doktorların özel sektöre gitmesinin önünü kesmek için mi?
Hükümetin taksicisi
İBB'nin 5 bin yeni taksi önerisine 11 oylamada da karşı çıkan İstanbul Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu, ihaleyi devlet yaparsa taksi sayısının artışına karşı olmadıklarını açıklayarak "Biz ulaşım sektörünün bakanlığa bağlanarak eski düzende yönetilmesini istiyoruz" dedi.
Ama neden? Rant, rantı mı çekiyor?
Melih Gökçek FETÖ itirafı
CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın konuğu olan Melih Gökçek konuşması sırasında, 'sadece Mansur'un idaresiyle olan bir iş değil. Benim belediyede geçmişten kalan bol miktarda FETÖ'cüler var. Onların Mansur'a yaptığı baskı var" ifadesini kullandı.
Ahmet Hakan: Sizin dönemden kalma mı?
Melih Gökçek: Tabii tabii, diyerek cevap verdi.
Sayın Savcım! Görev sizde.
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025