Biden tartışmaları daha hararetlenerek devam ediyor. Bu hararetlilik bile ne kadar ABD yörüngesinde olduğumuzun göstergesidir. Yoksa, 'hoşt' der geçerdik!
Hükümet Sözcüsü Ömer Çelik; "Bunun kadar kurulmuş ahlaksız bir cümle duymadım" dedi.
İbrahim Kalın: "Saf cehalet, kibir ve ikiyüzlülük."
Bekir Bozdağ: "Yine başaramayacaklar, kaybedecekler."
Süleyman Soylu: "Türkiye eski Türkiye değil bir daha denemesine varız..."
Numan Kurtulmuş: "Akıl, izan ve siyasal ahlak dışı."
Adalet Bakanı Gül: "Hakimiyet milletindir."
CHP Sözcüsü Faik Öztrak: "Hiçbir emperyalist himmete muhtaç değiliz."
Ali Babacan: "Demokrasimizin yegane güç kaynağı halkımızın iradesidir."
Ahmet Davutoğlu: "Bu ülkede kimin iktidar olup, kimin iktidardan gideceğine sadece millet karar verir."
Kemal Kılıçdaroğlu: "7 ay niye beklediniz."
Fahrettin Altun: "(CHP'ye) Hep bir ağızdan '7 ay niye beklediniz' diye soruyorlar. Sizi bekledik. O konuşmayı siz de biliyordunuz biz de. Biz konuştuk. Siz neden sustunuz?"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, sosyal medyadan Kılıçdaroğlu'na; "Asıl soru şudur: Biden, Ocak'ta 'Erdoğan'ı sizinle devireceğini' söylediğinde siz 7 ay boyunca neden sustunuz?" dedi.
AKP'yi yöneten kadrolara soruyorum; 7 ay değil 15 yıldır neden sustunuz?
Kime mi? Vatan Partisi başkanı Doğu Perinçek'e. Evet, bugün Doğu Perinçek, Devlet Bahçeli ve MHP'den çok daha gayretli bir şekilde iktidar partisini ve Sayın Erdoğan'ı her şart ve ortamda müdafaa ediyor.
Oysa aynı Perinçek 2005 yılında AKP kapatılmalı, Erdoğan yargılanmalıdır, demiş ve Yargıtay'a dava açmıştı.
Neden mi? Yukarıda ortak tepki gösterilen konudan ötürü. Perinçk, AKP'nin proje partisi olduğunu iddia ediyordu. Dava dilekçelerinde bir çok başlık vardı. Bir kaçını hatırlayalım;
1) Ocak 1977 "Rand Corporation" raporu
2) İsrail Büyükelçisi David Sultan'la gizli görüşme
3) Henüz milletvekili dahi değilken Türkiye adına yapılan görüşmeler ve verilen taahhütler
4) AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'e özel kurye ile gönderdiği mektup.
Mektupta, Türkiye Genelkurmayı, 3 Kasım 2002 seçim sonuçlarından rahatsız olduğu gerekçesiyle, ABD Savunma Bakan Yardımcısına şikâyet edilmektedir. ABD Savunma Bakan Yardımcısından, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı ile kendisi arasında arabuluculuk yapması istenmektedir…
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendi ülkesinin Genelkurmay Başkanı ile "mahrem" bir toplantı yapmak istemektedir. Ancak bu toplantı, kendi ülkesinin halkına ve yöneticilerine gizli, ABD Savunma Bakan Yardımcısına aşikârdır. Bunun, ulusal güvenlik ve bağımsızlıkla bağdaştırılması mümkün değildir.
AKP Genel Başkanı, eyleminin bu sonuçlara yol açtığını biliyor olmalıdır ki, mektubunu "ortak dostlar" diye nitelendirdiği özel kurye aracılığıyla ve gizlice göndermektedir.
5) BOP; Tayyip Erdoğan, Türkiye Anayasasını ve kanunlarını değil, ABD projelerini uygulamakla görevli olduğunu ifade etmiştir.
Tayyip Erdoğan'ın konuşması aynen şöyledir: "Şu anda Amerika'nın da Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir merkez, bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım."
Bu konuşmanın ardından Abdullah Öcalan da, Tayyip Erdoğan'ın Ortadoğu Projesindeki bu görevini desteklediğini söylemiştir. Böylece. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan, ABD Projesinde buluşmuşlardır.
6) AKP Hükümetinin (Abdullah Gül) ABD (Covin Powell) ile yaptığı 14 maddelik gizli mutabakat gibi daha nice başlıkların olduğu dosyayı Yargıtay'a vermişti. (kaynak; http://vatanpartisi.org.tr/genel-merkez/dosyalar/akp-kapatilmali-tayyip-erdogan-yargilanmalidir-2005-10797)
Aynı Perinçek son iki yıla kadar aynen Devlet Bahçeli gibi en yüksek perdeden Sayın Erdoğan'a eleştiri, suçlama hatta çok ağır hakaretlerde bulunmuş ve tazminatlar ödemişti.
Devran nasıl döndü bilmem ama aynı Perinçek, Ağustos 2019'da Habertürk'te, "AK Parti'nin o gün kapatılması gerekirdi ama bugün değil' diyordu. Nedenini ise "Şimdi ABD'ye kafa tutan, dik duran bir AK Parti var" diyerek açıklıyordu.
Neticeye gelirsek!
Bush'muş, Bidonmuş, Trump'mış fark etmez. ABD aynı ABD'dir.
Ne hazindir ki, Türkiye de aynı Türkiye'dir. Ne AKP, ne CHP ve ne de diğerleri lafın ötesinde ABD karşıtı olmadı, olamaz, olmak da istemezler!
İki soru; Parasını ödeyerek aldığımız S-400'leri neden kuramıyoruz?
Hayatını emperyalistlerle mücadele ile geçirmiş Atatürk; 'Tam bağımsız Türkiye' derken, CHP, BOP'un, NATO'nun, AB'nin, ABD'nin neresinde?
Bir soru daha; Merkez bankasında kimin parası var?
Bu ülkede, dünyalık mevki ve makam için ABD'nin teklifini kabul etmeyen tek parti var. Hangi parti mi?
(yarın...)
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025