Bundan 30 yıl önce Üstadım Prof. Dr. Haydar Baş hocamı tanıdığım lise yılarımdı. Üstadın kitaplarını heyecanla okuyor kitapları yanımdan hiç ayırmıyordum. Bir hafta sonu yaylada hayvanları otlatma esnasında yanımda yine Üstadın İman ve İnsan adlı kitabını getirmiştim ve ara boşluklarda okuyordum.
Bu arada köyümüzden bir abimiz bizi evine çay içmeye çağırmıştı. Davetine icabet ettik ve evine çay içmeye gittik. Kış günüydü. Her yerde kar vardı. O zamanlar meşhur olan yaylalarda ormanları devlet adına koruyan orman memurları vardı. Onlarda tesadüfen çay içmeye geldiler. Çay içme esnasında elimde üstadın kitabını gören orman memurları konuyu üstada getirerek üstadın Ehl-i Beyt savunuculuğunu eleştirmeye başladılar ve tartışmaya başladık. Tabi gereken cevapları kendilerine veriyordum ama evine bizi takip eden abimiz de onlardan yana olup benimle tartışmaya başladı. En çok buna üzülmüş ve ona çok kırılmıştım. Orman memurları benim karşımda dayanamayıp sinirli bir şekilde ortamı terk ettiler. Ama bizi evine davet eden abimize çok sitem ettim ve bu hareketini hiç unutmayacağım ve Allah sana bu yaptığın hareketin bir gün rezilliğini yaşatacak, dedim ve oradan ayrıldım.
Aradan 20 yıl gibi bir zaman geçti. Bir gün Ankara Keçiören Özel Meltem Koleji'nin müdürlüğünü yaptığım esnada bir görüşme olduğunu söylediler ve görüşmek için gelenleri odama çağırttığımda gelenler 20 yıl önce benimle tartışan o şahıs ve yanında 24 yaşlarında olan kızıydı. Ben daha konuşmaya başlamadan dediği ilk kelime: Haydar Hoca'nın aleyhinde çok konuştuk ama Allah bizi onun kapısına muhtaç etti. Yanlış yaptık. Hemşerimizin değerini bilemedik. Bunu çocuklarım büyüdüğü ve iş için bu kapıya geldiğim zaman anladım dedi. 20 yıl önce bebek olan kızı büyümüş öğretmen olmuş ve devlete atanamayıp memlekette hiçbir yerde iş bulamayınca bana ulaşmış, çalıştığım kuruma iş başvurusu için gelmişti.
Bu olayı üstada anlattığım zaman ben masumane bir şekilde bu abimizin hatasını kabul ettiğini ve pişman olduğunu söylediğimde Üstad celalli bir şekilde: TAMAM DA DİYETİ NE OLACAK? şeklinde karşılık verince tüylerim diken diken oldu. Ve sustum. Hiç böyle düşünmemiştim. Demek ki pişmanlık işin ilk aşamasıymış. İkinci aşamada diyetini ödemek varmış.
Tam 20 yıl sonra başlayan pişmanlıklar, cinnetler, intiharlar, feryatlar...
Ne zaman biri bizim sesimizi duyacak?
DİYETİNİ ÖDEDİĞİMİZ ZAMAN …
- Ne yardan, ne serden vazgeçerler… / 04.06.2024
- Google’da en çok aranan ‘Ben neden’ cümleleri / 19.06.2023
- MMSH’den EYYT’ye / 09.12.2022
- Tilkiye cesaretini göster demişler, gitmiş yavrusunu yemiş... / 29.10.2022
- Kuvvetten kazanç varsa yoldan kayıp vardır / 15.10.2022
- Kuvvetten kazanç varsa yoldan kayıp vardır / 15.10.2022
- Körle oturan şaşı kalkar / 23.08.2022
- Bir başarı öyküsü değil, bir başarı yaşantısı / 27.07.2022
- Gündüz varlıkla arkadaş, gece yokluğa kardeş… / 13.06.2022