Gazeteci Oliver Bullough tarafından kaleme alınan Para Vatan kitabını okumanızı tavsiye ederim. Bu kitapta, günümüz ekonomisinin çarklarının nasıl işlediği, halkların nasıl soyulduğu çok iyi anlatılmış. "Soyguncuların, paranın elini kolunu sallayarak dolaşabildiği ama yasaların sınırlara takılıp kaldığı bir dünyanın" nasıl kurulduğu ve bu sistemin nasıl işlediğini anlamak isteyen kişiler için birçok bilgi var.
Minareyi çalanların hazırladıkları kılıf, bir değil, bin olmuş.
Dünyanın her yerine musallat olmuş; ülkelerini çalan yöneticiler, her tarafı sarmış büyük sömürü hortumları ve sürüp giden haksızlıklar… Çözüm için öncelikle hastalığın teşhisini doğru koymak ve hastalığı iyi anlamak gerek.
İşin vahametini görmek ve anlamak açısından bazı örnekler ve kitaptan alıntılar ile birkaç noktayı açmak istiyorum.
2010-2014 yıllarında Ukrayna'yı yönetmiş, 2014'te devrilerek ülkeyi terk eden devrik lider Yanukoviç ülkeyi terk ettiğinde, saraya giren göstericilerin dudağı uçuklamıştı. Ülke iflas ederken bu insan 4 yıl gibi bir sürede bu çapta parayı nereden bulmuş ve nasıl bu kadar savurgan olabilmişti? Yanukoviç'in ülkeyi soyduğunu bilmeyen yoktu ancak sarayın odalarından taşan paralar ve hazineler herkesi hayrete düşürüyordu. Çok gündem olması ve hayret uyandırması nedeniyle uzunca bir süre Yanukoviç'in sarayına turistik turlar düzenlendi. Saray o kadar geniş bir arazi üstüne kurulmuştu ki; insanlar girişte bisiklet kiralayarak sarayı geziyorlardı.
Hırsızlık ve rüşvetten elde edilmiş bu servet, insanların dudaklarını uçuklatıyordu ancak bu sadece buzdağının görünen yüzü idi. Yanukoviç'in yardımcıları, saraydan kaçarken yurt dışına kaçırdıkları paraları hangi yollar, hangi şirketleri kullanarak kaçırdıklarını gösteren belgelerden oluşan dosyaları sarayın içinden geçen akarsuya atmışlardı. Ancak dosyalar batmayarak suyun üstünde kalmış ve kendi ülkelerini çalan yöneticilerin hangi yollar ile paraya meşruiyet kazandırdıklarına dair bilgi edinilmiş ve hatta belgelenmiş oldu.
Öncelikle şunu ifade eldim ki; insanın ihtirasları sınırsızdır. Bir vadi dolusu altını olsa ikincisini ister. Hele vicdanı ve imanı yoksa! Yetki arttıkça ve denetim azaldıkça haksız kazanç, hırsızlık ve talan da artar.
Yolsuzluğun az olduğu ülkelerdeki insan da aynı insan. O insanlar çok vicdanlı ya da imanlı değil. Fark şu: o ülkelerde kurumlar oturmuştur. Hukuk oturmuştur. Yöneticilerin hareket alanı çok dardır. Kişiler, yöneticiler gelir geçer kurumların işleyişi devam eder. Devlet kurumlarının oturmadığı ülkelerde, yönetici, tsunami dalgası gibi üstüne gelen para karşısında duramaz. Tsunami dalgasının karşısına kimi koyarsanız koyun, dalgalara kapılmaya mahkûmdur.
Kurumsallaşma olmayınca yöneticiler savrulur, rüşvet ve hırsızlık her tarafı teslim alır. Halk fakirleşirken yöneticiler zenginleşir. Devlet çalışanları rüşvetin tahsildarı durumuna gelir.
Ukraynalı bir avukatın ifadesi ilginçtir. "Burada insanlar rüşvet almak ile dürüst olmak arasında tercih yapmıyor. Rüşvet almak ile çocuklarının öldürülmesi arasında tercih yapıyor. Meksika'da bu haksız kazancın parçası olmuş kişiler devlet yöneticilerine ya da memurlarına "ödemeyi nakit olarak mı yapalım yoksa kurşun ile mi?" diye soruyorlarmış.
İşler o noktaya geldikten sonra yozlaşma, haksızlık ve hukuksuzluk o boyutlara ulaşır ki; önünde durmak şöyle dursun, herkes bu çürümüşlüğün bir parçası olur.
O sebeple yolsuzluk; sadece ekonomik sonuçları olan, insanların hayat standartlarını azaltan bir konu değildir. Sonu devletin ve milletin çökmesi ve yok olmasına kadar varan sosyal, insanı birçok olumsuzluğun sebebidir. İnsan bünyesine giren kanser hücresi gibi devletin içine giren yolsuzluklar hızla devletin her yerine yayılır ve koca koca devletleri çökertip bitirir.
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021