Anayasa, toplumun her kesimin haklarını korumalı. Azınlığı, çoğunluğa ezdirmemeli. Yani toplumun tüm kesimlerinin uzlaştığı bir metin olmalı. Böyle bir anayasanın yapılması için öncelikle bu anayasayı yapacak olan mecliste her fikrin özgür bir şekilde temsil edilmesi gerekir.
Ülkemizdeki meclis tablosu ile tüm kesinlerin uzlaşacağı azılığın çoğunluğa ezdirilmediği bir anayasa, yani demokratik bir anayasa yapmak mümkün değil. Çünkü demokratik bir anayasa ancak demokratik şartlarda yapılır.
Son 20 yılda yapılan anayasa değişiklikleri ve yasa değişiklikleri sürecine baktığımızda, meclis içi ve dışı muhalefete rağmen düzenlemelerin yapıldığını görmekteyiz. Malum, anayasa değişikliği için salt çoğunluk yeterli değil, nitelikli çoğunluk gerekiyor. Meclisten %50+1 ile geçmiyorsa referanduma gideriz orada %50+1'i bulur yine de istediğimiz metni geçiririz mantığı ve dayatması ile yapılan anayasa bizi sadece hukuk devletinden ve demokrasiden uzaklaştırır. Ülkeyi bir kez daha kutuplaştırır.
Sayasal iktidar darbe dönemi ürünlerinden gerçekten kurtulmak istiyorsa, daha demokratik bir ülke oluşsun istiyorsa -biz böyle umalım- darbe dönemi düzenlemelerinden gerçekten kurtulmak istiyorsa; darbe dönemi yasalarından olan seçim yasalarını ve siyasi partiler yasasını değiştirsin.
CHP, AKP'yi tek adam yönetimi kurmakla suçluyor, AKP de CHP'nin tek adam ile yönetildiğini söylüyor. 'Tencere dibin kara. Seninki benden kara' hikayesi. Bizce ikisi de doğru.
Peki ya MHP farklı mı? Veya diğer siyasi partiler..
Partilerin tek adam ile yönetilmesine neden olan şey siyasi partiler kanunu.
Tek adam yönetiminin adeta tek adam tahakkümüne dönüştüğü bu sistemden rahatsız iseniz ve gerçekten de demokratik bir toplum oluşturmak istiyorsanız öncelikle siyasi partiler yasını değiştirin. Siyasi partileri demokratik hale getirin.
Yine darbe döneminde hazırlanan seçim yasalarını değiştirin. Siyasi partilerin demokratik, eşit şartlarda yarışabileceği bir seçim yasası hazırlayın. Temsilde adaletin sağlanmadığı, seçime giren tüm partilerin eşit şartlarda yarıştırılmadığı bir seçime demokratik seçim denilebilir mi?
Mevcut seçim yasaları ve şartlarda Türkiye'de yapılan seçimleri düşünün.
10 parti seçime giriyor.
1 tanesi gece gündüz tüm medya kanallarında ve haber sitelerinde, gazeteciler ve TV yorumcuları hep ondan bahsediyor. Aleyhte konuşan kişilerin bazıları farklı sebeplerle tutuklanıyor, bazıları ekrana çıkma ambargosu ile karşılaşıyor. Yani aleyhte ses çıkmıyor ya da çok cılız çıkıyor.
Devletten her yıl milyonlarca TL para yardımı alıyor.
Belediyeler ve devlet imkânları o parti için çalışıyor.
Diğerine 5 kuruş para ödemesi yok. Haberlerde yer yok. Hiçbir imkân yok.
Lütfedip sadece seçim pusulasında yer veriyorsunuz.
Sonra da eşit şartlarda seçime girme hakkı verdiğinizi iddia ediyorsunuz!
Ülkemizdeki seçim şartları şuna benzer:
Araba yarışı düşünün. Bu yarışa katılacak arabalardan birine hiç benzin koymuyorsunuz. Diğerine yolun yarısına kadar yetecek benzin koyuyorsunuz. Ötekinin deposunu tamamen dolduruyorsunuz. Her türlü ihtimale karşı da ayrıca diğerlerini geride bırakmak için barajlar, engeller koyuyorsunuz. Böyle bir yarışta arabaların da şoförlerin de bir önemi yok. Sıra dışı bir yol kazası yaşanmadığı müddetçe yarışı kimin kazanacağı belli. Hatta kimin nereye kadar varacağı da belli.
Demokratik anayasa için öncelikle demokratik siyasi partiler ve demokratik, eşit şartlarda yarışların yapıldığı seçimler olmalı.
Mevcut siyasi partiler yasası partilerin tek adam partisi haline getiriyor. O tek adamın yönettiği parti iktidar olunca da tek adam rejimi doğuyor. Mevcut Seçim yasaları ise azınlığın çoğunluğa ezdirilmesini yasalaştırıyor. Araba yarışı örneğinde olduğu gibi eşit olamayan adaletsiz şartlarda seçimlerin yapılmasını ve haksız sonuçların çıkmasını sağlıyor.
Demokratik bir anayasa hepimizin arzusu, ancak Demokratik olmayan şartlarda demokratik anayasa yapılamaz.
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021