Başkanlık bu yara halinin adıdır, diyebilir miyiz? Başkanlık, nev-i şahsına münhasır (Tayyip Bey'in şahsına özgü) ise diyebiliriz. Demokrasilerde iktidar, birilerinin istediklerine nail olma kapasitesi değildir.Gündemin soluk alıp verdiği kilit sözcük "Başkanlık". Sosyo-kültürel dönüşümler, dramatik hesaplaşmalar, kutuplaşmalar, sert savrulmalar, duvara toslamış iç/dış politikalar, yolsuzluklar? hepsinin üstünü örtmek için bildik klasik, kürdilihicazkâr, alaturka bir gündem değiştirme taktiği, olabilir mi? Bunun da payı var, ancak asıl amaç yeni bir anayasayla eski bir hülyanın gerçekleşmesini sağlamak. O hülyanın membaı ABD eski başkanlarından Woodrow Wilson'ın 8 Ocak 1918'de ABD Kongresinde yaptığı konuşmadır. Bu konuşma daha sonra "Wilson İlkeleri" olarak tarihe geçen ve 14 maddeden oluşan bir emperyal projenin ta kendisiydi. Projenin Ortadoğu ayağı bugün BOP (Büyük Ortadoğu Projesi)'dir. Eş başkanını da başka yerde aramayın Türkiye'nin en tepesindedir.Wilson İlkelerinin 12. maddesi ülkemizle ilgilidir ve ülkemizi bölmeyi tasarlarken, "Çanakkale Geçilmez"i de tüm gemilerin özgürce geçişlerine açmaktadır. Yenilmez(!) armadalarıyla var güçleriyle saldırıp da geçemedikleri ve popolarına bakıp geri döndükleri savaşı, kâğıt üzerinde amortiye çevirirken heveslerini Sevr Muahedesine(antlaşmasına) saklamışlardı. Ne çare ki, Çanakkale'den sonra burada da karşılarına yine Mustafa Kemal dikilmişti.Gelelim bugüne? Anayasaya göre tarafsız mevkii, namus ve şeref sözüyle sahiplenmiş Cumhurbaşkanı, meydanlara taraf olarak çıkmış. Siyaset yapmıyorum derken geldiği partinin propagandasını yaparak taraftar toplamaya çalışmakta 400 milletvekili istemektedir. Ancak bu sayıyı tutturabilirse yeni anayasayı yapabilecek. Bu lâflar bir siyasi parti genel başkanı için tabiidir de, Cumhurbaşkanı için gayrı tabiidir. Anayasayı ihlâldir, suçtur. Ayrıca yapılacak seçimlerin de meşruiyetini tartışmalı hale getirir.35 yıldır yeni bir anayasa isteyen, bu noktada taleplerini üreten kesimlerin birikimi ülkemizi yeni bir anayasa yapmaya hazır hale getirdi, kabul de, kimin anayasası olacak bu? Erdoğan, kendisine başkanlık imkânı sağlayacak bir anayasa istemekte, yani Tayyip Bey anayasası mı olacak?! Karga cenaplarını da kendimize güldürmeden açılım sosu ve başkanlık garnitürüyle servis edilmeye çalışılan yemeği bir kenara iterek mide fesadına uğramayalım.Anayasa bir toplum sözleşmesi olduğundan, olabildiğince geniş katılımlı uzlaşmalarla yazılmalıdır.Ancak bu uzlaşma, milletin sakatlanmamış, sağlıklı, bilinçli ve gerçek iradesiyle olmalıdır. Böyle bir iradenin yansıması olabilirse 7 Haziran seçimleri ne alâ. Milletin Anayasası bu yolla oluşturulabilir.Yoksa, hüküm verici bir sesle, sert söylemlerle halkın iradesini örseleyerek, nev-i şahsına münhasır bir sistem dayatılamaz.Tepede gördüklerimiz: Koyu ve kederli atmosfer, ışığı iyice kısılmış mecalsiz bir demokrasi yutturmacasıyla sunulan açılım ve dikta sıkışmasının çarpıcılığıdır.7 Haziran'ı da ıskalarsak, demokrasi sorunsalı bağlamında zonklayan yara deşilir, cerahat doğrudan topluma bulaştırılır.Demokrasinin kanamasına yataklık etmek istemiyorsak, bir fay kırığı halinde demokrasiyi katledenlere karşı siyasal eylemle cevap vermeliyiz; cevaplama süresi 4 aydır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023






























































































