Kılıçdaroğlu'nun, "Siz bu kaçak saray konusunda niçin hiç konuşmuyorsunuz? Arınç 'israftır' dedi. En çok sizin konuşmanız lazım. Şubat 2012'de Başbakanlık binası yapılmak üzere bir protokol imzalanıyor.. (?) binayı hangi gerekçeyle Cumhurbaşkanlığına tahsis ettiniz? Giderken binayı da götürdü" diyor.Davutoğlu bakınız ne cevap veriyor:"Kılıçdaroğlu son derece kurnazca Cumhurbaşkanı ile beni karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanımızla ilişkimiz siyasetle başlamamıştır, siyasetle bitmez, ölümle de bitmez, dünya ahret kardeşiz, siyasi kültürümüzün ahlakımızın temeli vefadır. Biz söz verdik mi mezara kadardır, mezara!"Söyleyin Allah aşkına bu sorunun cevabı bu mudur?Başbakanlık için yapılan sadece bir su bardağı bir Bağ-Kur emeklisinin iki aylık maaşı, bir tuvaleti bir işçi emeklisinin bir yıllık maaşı karşılığı basında yazılan bin 150 odalı köşke Cumhurbaşkanı Erdoğan yerleşmiştir, bunun özü budur, cevabı verilmesi gereken soru da budur. Sonra, kime ne sizin "ahret kardeşliğinizden!" Biriniz Cumhurbaşkanı biriniz Başbakansınız. Devlet yönetimi ve hükümet etme meselesinde kardeşlik ilişkileri devreye girince, tam da işte bu şikâyet konuları ortaya çıkıyor? Hangi icraatı küçük kardeş Davutoğlu'ndan hangi icraatın hesabının büyük kardeş Erdoğan'dan sorulacağı kestirilemiyor. Hükümet etme işlerine karışan işadamları var, Öcalan var, şunlar var, bunlar var? KPSS'yi çıkardılar. Milletin birkaç üniversite bitirmiş evlatları kurslara gidiyor, KPSS'ye giriyor, yüksek puanlar alıyor, devletin kapısından tersyüz ediliyorlar. Gelin görün ki bazı bakanların çocuk ve yakınları KPSS'ye bile girmeden önce AKP'li bir belediyede işe başlatılıyor, oradan birkaç imzalı genelgelerle bürokraside yıllardır alın teri göz nuru dökmüş kişilerin ulaşamayacağı makamlara Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı imzaları ile getirilip büyük yetki ve yüksek maaşlara kavuşuyorlar. Sonra yine bazı bakan çocuklarının evlerinde içi Dolar ve Euro dolu çelik kasalar, para sayma cihazları çıkıyor, ömründe iki koyun gütmemiş, düne kadar başkalarının burs parası ile okuyan çocuklar bir armatör gibi yüz milyonlarca dolarlık tanker filolarına sahip oluyorlar.Kılıçdaroğlu, "Bu nedir?" diye soruyor.Davutoğlu tutuyor"Sen de SSK'nın başında iken çocuklarını erken emekli olabilmeleri için çalışmadıkları halde sigortalı göstermiştin!"Diye aklı sıra gol atıyor.Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı dense dense bu soruya verilen bu cevaba denir herhalde?Sayın Başbakan bir suçlandığınız ve cevap veremediğiniz hadiselere bakın bir suçladığınız hadiseye. Sonra, birinin bir zaman bir hata yapmış olması sizin bugün yaptığınız hataların gerekçesi olabilir mi? Akademik kariyer bir tutarlılık, bir mantık silsilesi gerektirir. Prof. demek ne demek? Hem böyle yapacak hem Ahrete göndermelerde bulunacaksınız. Mesela sorgu melekleri bir hırsıza "Niye çaldın?" diye sorduğunda, "Falankes de çalıyordu" cevabı aldıklarında Allah, "O kulumun haklı mazereti var, bırakın onu" mu diyecek; var mı İslâm kaynaklarında böyle bir referans?Özetle, Davutoğlu'nun Bütçe konuşmasını dinlerken Türkiye'ye bir kez daha acıdım?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015