BTP Genel Başkan Yardımcısı Ali Gedik, yazılı bir açıklama yaparak, Türkiye'nin içinden geçtiği 'tehlikelere' dikkat çekti...
Gedik, açıklamasında şu görüşlere vurgu yaptı:
Artık 'Ülke zor günler yaşıyor' demekten dilimizde tüy bitti. Ardı arkası kesilmeyen sıkıntılar, skandallar, iflaslar, tükenişler, çürüyüşler, şantajlar, komplolar, tehditler...
Kokuşmuşluk
dizboyu
Suç ne? Suçlu kim? Doğru ne? Yanlış ne? Dost kim? Düşman kim?
Üniversite mi? Hak getire... Düşünmek, okumak, yapmak ne mümkün?
Medya bütün çıplaklığı ile ortada...
İş dünyası... Tam bir üç kağıt pazarı... Döviz, faiz ve borsa...
320 milyar doların üstünde dış borç.
Nüfusun yarıya yakını işsiz, güçsüz...
Gençler okuyamıyor, iş bulamıyor.
Suça başlama yaşı 11-12-13'lere kadar düştü.
Sahiller ve eğlence yerleri rezaletinde ötesinde tam bir facia...
Tarımda da, sanayide de birkaç kesimin dışında üretim durmuş vaziyette...
Yabancı kültürün yanında şimdi yabancı üretim malları piyasaları teslim almak üzere...
Bütün bunlar uzun yıllardan beri devam ede gelen ama AKP hükümeti ile birden bire hız kazanan gelişmeler.
Ama asıl AKP ile gündeme gelen, hız kazanan bazı gelişmeler var ki bunları "Bu ülke, bu devlet, bu millet benimdir" diyen herkesle paylaşmak istiyorum.
İşte yüzleşilen tehlikeler
1. Bugün hangi gerekçe ile olursa olsun ülke toprakları özellikle GAP bölgesinde, Güneydoğu Anadolu'da, Akdeniz'de yabancılar tarafından adeta yağmalanmaktadır.
2. Madenlerin kullanım ve kontrolü yabancıların eline geçmektedir.
3. Bilhassa maden bölgeleri, yabancılar tarafından satın alınarak bir taşla bir kaç kuş avlama taktiği uygulanmaktadır.
4. Kilise onarımı adı altında yine aynı mantıkla kilise civarları da yabancılar tarafından satın alınmakta...
5. Türkiye'de vakıf hizmetleri durdurulurken yabancı kökenli ve onların kontrolündeki vakıfların önü açılmakta ve böylece yabancılar hukuki ve tüzel, kişilikle her türlü talanı ve tahribatı yürütebilmektedirler. 6. Siyasette, edebiyatta, ilahiyatta, sanatta ve iş dünyasında ve hatta din hizmetlerinde bir takım isimleri öne çıkararak halkı yanıltmak ve millet idaresinin önü tıkanmak istenmektedir.
7. Milli, manevi ve tarihi değerler suçlanarak mahkûm edilmekte bunun yerine evrensel değerler bahanesiyle işgalci ve emperyalist batı zihniyeti hakim kılınmaktadır.
Dikkat edilirse ülkemiz hiçbir devirde böylesine içten ve dıştan kuşatma altına alınamamıştır.
Ülkemiz maddi ve manevi değerleri ile batılılar nezdinde tam bir müstemleke muamelesine tabi tutulmaktadır.
Ülkemin artık tahammülü kalmamıştır. Yani maceralar çöküşü hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz.
ABD'nin de AB'nin de niyetleri bellidir. Artık ülkenin tek bir hedefi olmalıdır. O da "bağımsızlık". Bunun da tek bir adresi vardır. O da "Bağımsız Türkiye Partisi'dir."
Prof. Dr. Haydar Baş, tam bağımsız sosyal devlet ve milli ekonomik çözümleriyle milletin iradesinin tek temsilcisi olduğu artık her kesim tarafından iyice anlaşılmalıdır.
Gedik, açıklamasında şu görüşlere vurgu yaptı:
Artık 'Ülke zor günler yaşıyor' demekten dilimizde tüy bitti. Ardı arkası kesilmeyen sıkıntılar, skandallar, iflaslar, tükenişler, çürüyüşler, şantajlar, komplolar, tehditler...
Kokuşmuşluk
dizboyu
Suç ne? Suçlu kim? Doğru ne? Yanlış ne? Dost kim? Düşman kim?
Üniversite mi? Hak getire... Düşünmek, okumak, yapmak ne mümkün?
Medya bütün çıplaklığı ile ortada...
İş dünyası... Tam bir üç kağıt pazarı... Döviz, faiz ve borsa...
320 milyar doların üstünde dış borç.
Nüfusun yarıya yakını işsiz, güçsüz...
Gençler okuyamıyor, iş bulamıyor.
Suça başlama yaşı 11-12-13'lere kadar düştü.
Sahiller ve eğlence yerleri rezaletinde ötesinde tam bir facia...
Tarımda da, sanayide de birkaç kesimin dışında üretim durmuş vaziyette...
Yabancı kültürün yanında şimdi yabancı üretim malları piyasaları teslim almak üzere...
Bütün bunlar uzun yıllardan beri devam ede gelen ama AKP hükümeti ile birden bire hız kazanan gelişmeler.
Ama asıl AKP ile gündeme gelen, hız kazanan bazı gelişmeler var ki bunları "Bu ülke, bu devlet, bu millet benimdir" diyen herkesle paylaşmak istiyorum.
İşte yüzleşilen tehlikeler
1. Bugün hangi gerekçe ile olursa olsun ülke toprakları özellikle GAP bölgesinde, Güneydoğu Anadolu'da, Akdeniz'de yabancılar tarafından adeta yağmalanmaktadır.
2. Madenlerin kullanım ve kontrolü yabancıların eline geçmektedir.
3. Bilhassa maden bölgeleri, yabancılar tarafından satın alınarak bir taşla bir kaç kuş avlama taktiği uygulanmaktadır.
4. Kilise onarımı adı altında yine aynı mantıkla kilise civarları da yabancılar tarafından satın alınmakta...
5. Türkiye'de vakıf hizmetleri durdurulurken yabancı kökenli ve onların kontrolündeki vakıfların önü açılmakta ve böylece yabancılar hukuki ve tüzel, kişilikle her türlü talanı ve tahribatı yürütebilmektedirler. 6. Siyasette, edebiyatta, ilahiyatta, sanatta ve iş dünyasında ve hatta din hizmetlerinde bir takım isimleri öne çıkararak halkı yanıltmak ve millet idaresinin önü tıkanmak istenmektedir.
7. Milli, manevi ve tarihi değerler suçlanarak mahkûm edilmekte bunun yerine evrensel değerler bahanesiyle işgalci ve emperyalist batı zihniyeti hakim kılınmaktadır.
Dikkat edilirse ülkemiz hiçbir devirde böylesine içten ve dıştan kuşatma altına alınamamıştır.
Ülkemiz maddi ve manevi değerleri ile batılılar nezdinde tam bir müstemleke muamelesine tabi tutulmaktadır.
Ülkemin artık tahammülü kalmamıştır. Yani maceralar çöküşü hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz.
ABD'nin de AB'nin de niyetleri bellidir. Artık ülkenin tek bir hedefi olmalıdır. O da "bağımsızlık". Bunun da tek bir adresi vardır. O da "Bağımsız Türkiye Partisi'dir."
Prof. Dr. Haydar Baş, tam bağımsız sosyal devlet ve milli ekonomik çözümleriyle milletin iradesinin tek temsilcisi olduğu artık her kesim tarafından iyice anlaşılmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.