Şehit kanlarıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti, kıyamet sabahına kadar daima ve güçlenerek var olacaktır.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun
Cumhuriyet rejimine giden süreçte, ilk adım, 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılması; ikinci adım, Millî Egemenlik ilkesinin 1921 Anayasası'nın birinci maddesi olarak yer almasıdır.
Üçüncü adım, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz'la işgalcilerin hayallerinin yerle bir edilmesidir. Dördüncü adım, 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasıdır.
Beşinci adım, 24 Temmuz 1923'te Sevr'in yırtılması ve Türkiye'nin tapu senedi Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasıdır. Altıncı adım, 13 Ekim 1923'te Ankara'nın Başkent yapılmasıdır.
Yedinci adımda, 29 Ekim 1923'te siyasal rejimin adı, şekli açıklanmış ve Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Atatürk, Cumhuriyeti bir gecede kurmadı. Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk'ün zihninde uzun yıllar boyunca şekillenen çağdaş bir Türkiye projesinin eseridir.
Cumhuriyet kurulduğunda Türkiye'nin nüfusu 13 milyondu. Okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 7, kadınlarda binde 4.
40 bin köye karşılık, diplomalı ebe sayısı 136 idi.
Sadece 337 doktor, 434 sağlık memuru, 60 eczacı bulunuyordu. 37 bin köyde okul, posta, yol yoktu. Ülkede 72 ortaokul, 23 lise vardı. 150 ilçede doktor yoktu.
1918-1945 yıllarında iki Dünya Savaşı sırasında Avrupa'da beş, Amerika'da beş olmak üzere toplam 10 ülkenin meclisi açıktı. Türkiye, bu 10 ülkeden biriydi.
1938'de dünyada 17 ülkenin seçilmiş hükûmeti vardı ve bu ülkelerin içinde Türkiye de vardı.
1944'te ise tüm dünyadaki 64 ülkenin sadece 12'si meclise ve anayasal düzene sahipti.
Türkiye, bu 12 ülkenin içindedir. Atatürk Cumhuriyeti'nin mucizesidir.
Osmanlı döneminde Türkler insan yerine bile konmaz ve sürekli dışlanırdı. Padişahlık, babadan oğula devredilir, kula kulluk sistemi kökleşmiş bir geleneğe dönüşmüştü.
Oysa ulu önderimiz Atatürk'ün, "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir" sözü, Cumhuriyet'in gerçek tanımıdır.
Ulu önder Atatürk: "Bizim ilkemiz Asya ve Avrupa için aynıdır. Her ikisinin de en iyi yönlerini alacağız. Fakat bağımsızlığımızı da koruyacağız. Türk çıkarlarını göz önüne alarak, Türk görüş açısından bakacağız" diyerek, tam bağımsızlığa vurgu yapardı.
Atatürk'e göre çağdaşlaşmanın ön şartı, laikliktir.
Atatürk'ün eseri NUTUK, Atatürk tarafından 15-20 Ekim 1927'de altı günde, 36 saat 33 dakikada okunur.
Nutuk, Atatürk'ün vasiyetnamesi "Gençliğe Hitabı"yla son bulur. Atatürk Gençliğe Hitabe'den önce, titrek sesle Türk tarihinin özetini açıklar:
"Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen milli felaketlerin doğurduğu uyanıklığın ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların karşılığıdır.
Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum."
Ardından, "Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir" cümlesiyle başlayan Gençliğe Hitabe'yi okur.
"Benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti'dir" diyen Atatürk, Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmiştir. Kendisinin ölümünden sonra ne olacağı endişesini taşıyanlara da, "Mustafa Kemaller artık 20 yaşında" yanıtını vermişti.
20 yaşında olan yüce ruhlu muhafızlara sonsuz selam olsun.
Asla unutulmamalıdır ki; Cumhuriyeti korumak ve kollamak, her Türk evladı için imani bir vazifedir.
Türk milleti ve aziz Cumhuriyetimiz var olsun.
Birlik ve beraberliğimiz daim olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene…
- ‘Kürtçe’ diye bir dil yoktur / 01.01.2025
- Lanet olsun Emevilere! / 31.12.2024
- Atatürk’e kılıç çekeni Allah affetmez! / 30.12.2024
- Asgari ücretlinin ruhuna el Fatiha / 26.12.2024
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar nerede? / 24.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024
- ‘New York’a Türk bayrağı çeksen ne olur’ / 20.12.2024
- Siz kim, Atatürk kim! / 19.12.2024