Ermenistan, özelde işgal ettiği topraklardan çıkmadığı, genelde ise büyük Ermenistan hayalinden tamamen vazgeçmediği müddetçe, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi asla bitmeyecektir. Bu gerçeği en başta ifade edelim.
Malum, Pazar günü Ermenistan, Azerbaycan'ın ordu mevzilerine ve sivil yerleşim yerlerine ağır silahlarla saldırdı.
Azerbaycan haber ajansı APA, saldırıda sivillerin hayatını kaybettiğini ve ikisinin de öğrenci çocuklar olduğunu bildirdi. Ayrıca Ermenistan tarafından ateşlenen bir füzenin Terter mahkeme binası yakınlarına düştüğünü, can kayıpları ve yaralıların olduğunu bildirdi.
Böyle bir saldırı karşısında hangi ülke olursa olsun askeri olarak cevap verir ve Azerbaycan da bu hukuki hakkını kullandı. Ermenistan'ın saldırısına karşı harekete geçen Azerbaycan ordusu Ermenistan'a çok ağır bir bedel ödetti.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Ermeni ordusu ağır kayıplar verdi. Böylece 22 düşman tankı ve diğer zırhlı araçlar, 15 OSA uçaksavar füze sistemi, 18 insansız hava aracı (İHA), 8 topçu parçası imha edildi, 550'den fazla kişi öldü. Çok sayıda yaralandı.
Düşman ordusuna ait 3 mühimmat deposu farklı yönlerde imha edildi. Talış köyü yönündeki çatışmalarda düşman hava taburunun komutanı Yarbay Lernik Babayan öldürüldü ve komutasındaki askeri birlik personeli ağır kayıplar verdi.
Düşman ordusunda çok sayıda yaralı olması nedeniyle askeri hastanelerde ve sivil hastanelerde yer sıkıntısı yaşanmakta, kan bankasında yedek kan sıkıntısı bulunmaktadır. Her zaman olduğu gibi Ermeni tarafı, ordusundaki kayıpların gerçek sayısını halktan gizliyor."
"Savaş hali" devam ederken, diğer ülkelerden üst üste açıklamalar gelmeye başladı.
Azerbaycan ile ilişkilerinde "Tek millet iki devlet" duruşuna sahip olan Türkiye'nin en üst düzey yetkilileri bu doğrultuda Azerbaycan'a tam destek açıklaması yaptılar, Ermenistan'ı da yaptığı eylemlerden ve işgallerden dolayı kınadılar.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan ve Azerbaycan'a, Dağlık Karabağ'da çıkan çatışmalara derhal son verme çağrısında bulundu.
BM, AB, Rusya, Fransa ve Almanya iki tarafa da çatışmaları durdurma çağrısını yineledi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çatışmaların yeniden şiddetlenmesinden "çok endişe duyduğunu" açıkladı.
Guterres'in sözcüsü yaptığı yazılı açıklamada, "Genel Sekreter tarafları çatışmayı durdurmaya, gerilimi azaltmaya ve gecikmeden müzakerelere geri dönmeye çağırıyor" dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Ermenistan-Azerbaycan cephe hattında yaşanan çatışmalar nedeniyle tedirgin olduğunu, sorunun müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğini belirtti.
Rusya'dan gelen açıklama da Batılılardan gelenlenlerden farklı değildi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Dağlık Karabağ'daki askeri faaliyetlere derhal son verilmesi çağrısı yaptı. Peskov, "Durumu dikkatli bir şekilde izlemeye devam ediyoruz. Askeri faaliyetlere derhal son verilmesi ve krizin çözüm sürecinin siyasi ve diplomatik zemine taşınması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
"Şu anda önemli olan kimin haklı veya kimin suçlu olduğunu belirlemeye çalışmak değil, askeri faaliyetlere son vermek" diye devam eden Peskov, dışarıdan müdalahe ile gerilimin tırmandırılması konusunda da, "Kremlin'in bu ihtimal üzerinde durmadığını ve Dağlık Karabağ'daki gerilimin bilinçli olarak tırmandırıldığını düşünmediğini" vurguladı.
Batılı ülkelerden, BM'den ve Rusya'dan gelen "sorunu müzakere ile çözün" açıklamalarına şunları dememiz gerekiyor:
Dağlık Karabağ'ı işgal eden Ermenistan;
Hocalı ve benzeri katliamlarla Azerbaycan Türklerini katliamlara maruz bırakan Ermenistan;
Yapılan anlaşmalara uymayıp bozan ve taşkınlık yapan Ermenistan;
Her seferinde ilk saldıran ve sivillerin bulunduğu yerleşim birimlerini hedefleyen Ermenistan;
Bu bölgede emelleri olduğunu vurgulayan, İsrail nasıl Ortadoğu'da yayılmacı bir politika güdüyorsa aynen onun gibi yayılmacı bir politika uygulayan Ermenistan;
İşgal ettiği topraklardan bir adım geri atmayan Ermenistan…
Ve ülkeler Azerbaycan'dan sağduyu bekliyor, savaşı durdurup masaya oturmasını istiyor.
Azerbaycan-Ermenistan geriliminde "masa" ne zaman çözüm oldu ki, bugün olsun.
Başta da belirttiğimiz gibi, bu gerilimin ve savaşın son bulması için Azerbaycan'ın değil, öncelikle Ermenistan'ın yapması gerekenler var.
İşgal ettiği yerlerden geri çekilmesi, büyük Ermenistan hayallerinden vazgeçmesi ve bugüne kadar haksız yere döktüğü kanların bedelini ödemesi gerekiyor.
Yazımızı Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın şu sözleriyle bitirelim:
"Kardeş, aynı inanç, aynı kültür, aynı dava, aynı ülküyü paylaşanın adıdır. Azerbaycan Türk'ü, güzel kardeşlerimizin yanındayız."
- Gazze’de ateşkes muamması / 17.01.2025
- Bugün yaşanan süreci 10 yıl önceden öngördü / 15.01.2025
- Birliğimiz ve üniter yapımız tehlikede! / 14.01.2025
- ‘Kevser’, Hz. Fatıma’dır / 11.01.2025
- Suriye’de tuzak kokusu var, aman dikkat! / 10.01.2025
- Siyasetin gündemi ‘Öcalan’, milletin gündemi ‘geçim’ / 08.01.2025
- İktidarı ‘millet rotası’nda tutan muhalefettir / 07.01.2025
- ‘Biz anayasanın bize tanımladığı siyasetimizi yapıyoruz’ / 04.01.2025
- Atatürk: Camileri yenilemek görevimizdir / 03.01.2025