Allah yolunda harcamanın ve cömertliğin her dem zirvesini yaşayan İmam Ali Efendimiz hayatı boyunca hiçbir zaman kendisinden isteyene "yok" dememiştir. Cömertlikleri, iyilikleri, ihsanları destanlık çapta olan İmam Ali Efendimizin cömertliğine dair dört önemli olay aşağıdaki gibidir:
1- Hz. Ali, hurma bahçesinde akşama kadar çalışmış, akşam da devesinin üzerine bir çuval hurma yükleyerek evin yolunu tutmuştu. Devenin yuları da kölesi Kamber in elindeydi. Hz. Ali de önde gidiyordu. Medine'nin içine girdiklerinde yoksulun birinin 'Allah rızası için' diyerek sızlandığını duydular.
Hz. Ali, 'Kamber bu adam ne istiyor' diye buyurdu. Kamber, 'hurma istiyor efendim' dedi. Hz. Ali, 'ver öyleyse' buyurdu. Kamber, 'hurma çuvalda' dedi. Hz. Ali, 'çuvalla ver öyleyse' dedi. Kamber, 'çuval devenin üstünde' dediğinde ise Hz. Ali Efendimiz, 'öyleyse deveyle birlikte ver' buyurdular. Kamber der ki, 'devenin ipi de benim elimde demekten korktum. Çünkü beni de deveyle birlikte yoksula vermekten hiç tereddüt etmeyebilirdi.'
2- Ehl-i Sünnetin önde gelen tefsir âlimlerinden Fahri Razi şöyle rivayet etmiştir: Ebu Zer dedi ki: "Bilin ki bir gün Hz. Resûlullah ile birlikte öğle namazı kıldığımız bir sırada, bir dilenci mescittekilerden sadaka istedi fakat ona kimse bir şey vermedi.
Bu sırada Hz. Ali rükû halindeydi. Elini ona doğru uzattı o parmağında yüzük vardı. Dilenci gidip yüzüğü hazretin parmağından çıkarıp aldı. Bunun üzerine Hz. Resûlullah Allah'a yakararak şöyle dua etti: "Allah'ım kardeşim Musa sana dua etti ve Rabbim gönlümü aç, işimi kolaylaştır. Dilimdeki düğümü çöz ki, sözümü anlasınlar. Ailemden bana bir yardımcı ver. Kardeşim Harun'u... Onunla kuvvetimi arttır. Onu işime ortak et ki, seni çokça tespih edelim. Şüphesiz sen bizi görensin" dedi. Sen de ona 'Senin isteklerin sana verildi. Ey Musa' diye vahyettin.
Allah'ım! Ben de senin kulun ve peygamberinim benim de gönlümü aç, işimde kolaylık sağla, ailemden Ali'yi, bana yardımcı ver, Onunla kuvvetimi arttır." Ebu Zer diyor ki: "And olsun Allah'a! Henüz Hz. Resûlullah sözünü tamamlamamıştı ki; Cebrail "Sizin veliniz ancak Allah, onun peygamberi ve namaz kılan ve rükû halinde zekât veren mü'minlerdir." ayetini getirdi.
3- İbn Ebi'l Hadid şöyle diyor: Hz. Ali'nin (a.s) sahavet ve cömertlik durumu da açıktır. Oruç tutar iftarını ise ihtiyaç sahiplerine verirdi. "Ve ona ihtiyaçları olduğu halde yemeklerini yoksula ve yetime ve tutsağa verirler, onları doyururlar." (İnsan sûresi, 8) ayeti onun hakkında nazil olmuştur.
4- Müfessirlerin dediğine göre Hz. Ali'nin (a.s) bir gün dört dirhemi vardı. Bir dirhemini gece, bir dirhemini gündüz, üçüncü dirhemini gizli ve dördüncü dirhemini ise açıkça sadaka verdi. Bunun üzerine "Onlar mallarını gece gündüz; gizli ve açık Allah yolunda harcarlar. (Bakara, 274) ayeti nazil oldu.
Bir gün Mahfen b. Mahfen Muaviye'nin yanına geldi. Muaviye ona nereden geliyorsun diye sordu. Mahfen Muaviye'nin hoşuna gitmesi için: "İnsanların en cimrisinin -yani Ali'nin (a.s)- yanından geliyorum" dedi. Muaviye dedi ki: Sana yazıklar olsun; eğer yanında bir depo dolusu altın ve bir depo dolusu saman olsa, altın deposunu saman deposundan daha erken ihtiyaç sahiplerine ulaştıracak birisi hakkında nasıl böyle konuşabilirsin?..
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025
- Ümmü Eymen anamız / 24.02.2025