Mayıs 2019 tarihli 'Çin'in hızla büyüyen denizaltı filosu' başlıklı yazımızda ekonomik savaşların aslında küresel ölçekteki dengelerin değişmeye başlamasının doğal bir sonucu olduğuna ve aynı zamanda ABD'nin dünya üzerindeki hakimiyetinin zayıflarken özellikle Rusya'nın ve Çin'in etki alanlarını sürekli genişletmekte olduğunu dile getirmiştik.
Yazımızın devamında ise şu bilgilere yer vermiştik: Çin Halk Cumhuriyeti hızla büyüyen bir deniz filosuna sahip olmasının yanısıra denizaşırı faaliyetlerini de arttırmış durumda. Denizleri kontrol eden dünyayı kontrol eder ilkesi gereğince de ABD'nin Çin kaynaklı endişelerinin hiç de yersiz olmadığını belirtelim. ABD Donanması'ndan Amiral Philip Davidson Mart 2019'da Kongre'ye vermiş olduğu ifadesinde şu cümlelere yer vermişti: Potansiyel düşmanımız denizaltı etkinliğini 2008 yılına kıyasla 3 katına çıkarmış durumda ve ABD'nin üstünlüğünü sürdürebilmesi için de (kendi filosunda) aynı oranda bir artış gerekmektedir (potential adversary submarine activity has tripled from 2008 levels, which requires at least a corresponding increase on the part of the United States to maintain superiority).
Yaklaşık 8 ay önceki yazımız sonrası bu ay içerisinde gerçekleşen bir gelişme konuyu bir köşe yazısı ile tekrar ele almamızın ise sebebi.
17 Aralık 2019 tarihi itibarı ile tamamen Çin yerli kaynakları ile üretilmiş ilk uçak gemisinin Çin Deniz Kuvvetlerine katılım töreni düzenlendi. Başta Reuters olmak üzere Batı haber ajansları bu haberi tartışmalı Güney Çin Denizi deniz sahasında Çin'in yeni bir güçlü hamlesi olarak yer verdi ve Çin Devlet Başkanı Xi'nin gemideki törene katılımı ile hizmete alındığını belirtti. Uydu görüntülerine göre daha büyük boyutlarda bir uçak gemisi inşaasının da devam ettiği de aynı kaynaklarda yer almakta.
Hizmete giren bu uçak gemisinin Rus Kuznetsov sınıfı Varyag uçak gemisininin geliştirilmiş bir modeli olduğunu da belirtelim. Hatırlarsanız Varyag 1998 yılında tamamlanmamış hali ile Çin tarafından satın alınmış ve Montrö anlaşmasına uygun olduğu iddia edilerek platform statüsünde motorları olmadan boğazlardan geçiş yapmıştı.
Bir önceki yazımızla da birleştirerek mevcut durum gözönüne alındığında önümüzdeki 10 yıl içerisinde gerek dünya denizlerinde Çin ağırlığının daha da hissedilmeye başlayacağını ve gerekse Pasifik Okyanusu'nda ABD denizaltılarından daha fazla sayıda Çin denizaltılarının dolaşmasının muhtemel göründüğünü belirtelim ve üstelik yıpranan ve aynı hızda yenilenemeyen ABD filosu karşısında Çin'in daha modern bir filoya sahip olmasının da ayrı bir üstünlük sağlayacağını gözden kaçırmayalım.
Hem nitelik hem nicelik yönünden üstün bir Çin filosunun Pasifik'teki varlığı ve aynı zamanda faaliyetlerini genişletmesi ve arttırması ilk etapta ekonomik eksende ticaret savaşları ile karşılık bulmakla birlikte yakın bir dönemde sıcak gelişmelerin de tetiklenmesi kaçınılmaz olabilir.
Tüm bunlara ilave olarak gitgide durgunluğa (resesyona) sürüklenen ABD'nin ve AB'nin iç piyasalarını canlandırarak kendi ekonomilerini hızla büyüten Rusya ve Çin gerçeği ile yüzleşmesi de gerekecektir ve bu durumda da kaçınılmaz olarak Rusya, Çin ve beraberinde BRICS ülkeleri dünyadaki gelişmeler üzerinde daha fazla söz sahibi olacak gibi görünmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cem Kayalı / diğer yazıları
- Borsa İstanbul’da yeni düzenleme şart / 11.02.2021
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020