ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları ABD Başkanı Donald Trump imzalı 1 Mart 2018 tarihli karar sonrasında çelik ithalatına yüzde 25, alüminyum ithalatına yüzde 10 gümrük vergisi uygulaması ile birlikte başlamış oldu.
Küresel piyasaları endişelendiren ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları o günden bu yana karşılıklı adımlarla büyümeye devam ediyor.
Ekonomik savaş aslında küresel ölçekteki dengelerin değişmeye başlamasının doğal bir sonucu. ABD'nin dünya üzerindeki hakimiyeti zayıflarken özellikle Rusya'nın ve Çin'in etki alanlarını sürekli genişletmekte olduğunu aralıklarla dile getiriyoruz.
Çin Halk Cumhuriyeti hızla büyüyen bir deniz filosuna sahip olmasının yanısıra denizaşırı faaliyetlerini de arttırmış durumda. Denizleri kontrol eden dünyayı kontrol eder ilkesi gereğince de ABD'nin Çin kaynaklı endişeleri hiç de yersiz değil.
ABD Savunma Bakanlığı'nın Çin askeri gelişmeleri hakkındaki 2019 tarihli yıllık raporuna göre Çin donanması dünyanın en güçlü denizaltı filolarından birini kurmaya yakın.


Çin, SSN tipi 6 adet nükleer saldırı denizaltısı ve SS tipi 50 adet klasik saldırı denizaltısını yakın zamanda filosuna katarken rapora göre denizaltı filosunun büyüme hızında yavaşlama beklenmekle birlikte yine de 2020 yılına kadar toplamda 65 ile 70 adet civarında yeni ve modern denizaltının filoya dahil olacağı tahmin ediliyor.
Çin'in denizaltı filosundaki büyüme elbette bölgesel bir denizaltı saha genişlemesinin bir parçası olarak görülmelidir.
ABD Donanması'ndan Amiral Philip Davidson Mart 2019'da Kongre'ye vermiş olduğu ifadesinde şu cümlelere yer vermişti: Potansiyel düşmanımız denizaltı etkinliğini 2008 yılına kıyasla 3 katına çıkardı ve ABD'nin üstünlüğünü sürdürebilmesi için de (kendi filosunda) aynı oranda bir artış gerekiyor (potential adversary submarine activity has tripled from 2008 levels, which requires at least a corresponding increase on the part of the United States to maintain superiority).
ABD Donanması iki yıl kadar önce bölgedeki durumun hassasiyetine değinerek 66 adet yeni denizaltıya ihtiyaç duyulduğunu açıklamıştı ancak 2019 yılının başlarında filosunda sadece 51 saldırı denizaltısı vardı ve bu sayı yakın zamanda daha da düşmek üzere. 1990'lı yıllarda yeni denizaltı üretiminde uzun süren bir boşluk yaşanması sebebi ile ABD Donanması elindeki modern denizaltılar kadar aynı zamanda çok sayıda eski tip denizaltıya sahip ve modern tasarım Virginia sınıfı SSN tipi yeni bir denizaltının filoya teslim edilmesinin maliyeti ise 2 milyar dolardan fazla.
Mevcut durum gözönüne alındığında önümüzdeki 10 yıl içerisinde Pasifik Okyanusu'nda ABD denizaltılarından daha fazla sayıda Çin denizaltılarının dolaşması muhtemel görünüyor ve üstelik yıpranan ve aynı hızda yenilenemeyen ABD filosu karşısında Çin'in daha modern bir denizaltı filosuna sahip olması da ayrı bir üstünlük sağlayacaktır.
Gerek nitelik gerekse nicelik yönünden üstün bir Çin denizaltı filosunun Pasifik'teki varlığı ve aynı zamanda faaliyetlerini genişletmesi ve arttırması ilk etapta ekonomik eksende ticaret savaşları ile karşılık bulmakla birlikte yakın bir dönemde sıcak gelişmelerin de tetiklenmesi kaçınılmaz olabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cem Kayalı / diğer yazıları
- Borsa İstanbul’da yeni düzenleme şart / 11.02.2021
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020