Hatırlarsanız hükümet devamlı yeni programlar açıklayarak ekonomide yeni yol haritaları belirlemeye çalıştı.
Türkiye Ekonomi Modeli'nden önce bir Çin Modeli gündeme getirilmişti.
Esasında bu Çin Modeli halen olanca hızıyla uygulanmaya çalışılıyor.
Çin Modeli, temelde TL'nin değerini düşürerek uluslararası ticarette avantaj sağlamaya çalışmak ve cari açığı kapatarak döviz sorununa temelli bir çözüm bulmak üzere kuruluydu.
Fakat böyle bir düşünce diğer ülkelerin hiçbir şey yapmaması veya bu kurgulanan oyuna bütün dünyanın kanması şartlarına bağlıdır ki böyle bir sonucun gerçekleşme olasılığı yüzde sıfırdır.
"Dünya ülkelerinin ihracatlarını artırmak için paralarının değerini düşürerek gayri safi yurtiçi hasılalarını artırmayı hedeflemeleri üzerine kurulu düşüncesi karşılıksız kalmıyor. Diğer ülkeler genellikle paraların değerini düşürerek veya tarifeler gibi korumacı politikalarla karşılık veriyorlar.
Bu yönteme başvuran bir ülke diğer ülkeler karşılık verene kadar geçici bir avantaj sağlasa da devalüasyondan kaynaklanan enflasyon, korumacılık, serbest ticaretin duraklaması dolayısıyla da refah düzeyinde büyük çaplı bir yıkım gibi tehlikeli sonuçlar içeriyor ve en kötü senaryo askeri uzlaşmazlık yani gerçek bir askeri savaş riski barındırıyor."
Görüldüğü üzere James Ricards ulusal paranın devamlı düşürülerek dış ticarette avantaj sağlamanın sürdürülebilir olmadığını ve sonucunun hüsran olduğunu ifade ediyor.
İşte Türkiye tam olarak bu süreçleri yaşadı.
Prof. Dr. Haydar Baş ise Milli Ekonomi Modeli'nde dış ticarete bambaşka bir anlam yüklemiştir.
"Dış ticaret, bir ülkenin diğer ülkelerle olan alışverişidir.
Bağımsız ülkeler dış ticaret rejim ve uygulamalarını kendi lehlerine göre düzenler.
Gümrük tarifeleri, kur politikası, dış ticaret anlaşmaları ve kotalar gibi mevzular o ülkenin siyasi ve ekonomik hedeflerine göre belirlenir.
Dış ticaret bu açıdan bakıldığında sadece kâr amacı güden basit bir takas anlayışından öte ülkelerin siyasi, askeri, kültürel ve ideolojik hesaplarını hayata geçirmek için kullandıkları en etkin bir vasıtadır.
Firmalar veya devletler ürettikleri mal ve hizmetlere öncelikli olarak içeride pazar ararlar.
Her ne kadar firmaların dış ticarette hedefi mal ve hizmet satmak olsa da devletler için asıl hedef mal ve hizmet satmak değildir.
Asıl hedef kendi mal ve hizmetlerine olan talepten yola çıkarak paralarının geçerli olduğu alanı büyütmek ve paralarını dış topraklarda konvertibl yapmaktır."
Yani Milli Ekonomi Modeli başta ABD olmak üzere diğer batılı ülkelerin karşılıksız paralarına karşılık bulmak üzere icat ettikleri "ihracata dayalı büyüme" sistemine temelden karşıdır.
Çünkü paraları döviz olan bu ülkeler diğer ülkeleri ihracata teşvik etmekle beraber sadece matbaa maliyetine karşılık ürettikleri kendi paralarını çok kolaylıkla nihai ürüne, ham maddeye, enerjiye ve hizmete dönüştürebilmektedirler.
Çin Modeli; fakirlikten, esaretten ve hüsrandan başka bir şey getirmediği için Çin bile bu ucube modelden vazgeçerek yıllar önce Milli Ekonomi Modeli'ne ve Milli Para sistemine geçmiştir.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024