Ülkede her şey biri birine karıştı, iyi ahlak yerini ne yazık ki, kötülüklere, devlet adamlığının vakur duruşu kayıplara karışınca yerini ipe sapa gelmez davranışlara bıraktı. Yanlış anlaşılmasın çoğu zaman yalana dolana kötülüklere dönüştü. Nedir? Neyin peşindeyiz? Batının icadı çifte standartlı İnsan hakları denen haksızlıklara bu iman nedir. İnsan hakları dinimizde, yaratıcı tarafından verilmiştir. ABD’den alınan emirlere uymanın farz olduğunu ben hiç mi hiç duymadım. Haçlı aşkına kardeşlerini katledenleri tarihte bu asra dek görmedim.
Dünya menfaati uğruna dinini satanlardan, topraklarını satmamasını beklemek saflık olur. Hatay’ın yarısını satmışlar millet uyumuş. Madenlerinin tamamı uçtu gitti. Uyanan yok. Genç Türkiye’nin nedense uykusu çok ağır! Yıllardır uyandıramıyoruz. Seviyesiz ve ahlaksız, sansürsüz ve maksatlı diziler, filmler ve de internet tuzakları ve oyunları ile uyuşturulan gençlerimiz, Batının, batmış ahlak ölçülerini kendisine hedef almış yuvarlanıp giderken, karlı dağın tepesinden yuvarlanan bir taş misali, bir felakete dönüştürülüyor.
Kendine hayrı olmayanın vatana ne kadar faydası olabilir. Eğitimini, tüm haberleşmesini, enerjisini, madenlerini, bankalarını, topraklarını, devletin gelir getiren tüm tesislerini yabancı şirketlere ve art gayeli devletlere veya yabancı zenginlere satan bir ülkenin, ayakta kalması bir mucizedir. İktidar gelirsiz, kaynaksız, kaldığından daha çok vergi yükü altında millet ezilmekte ve sonuçta devletimiz parçalanma sürecine adım, adım yaklaşmaktadır.
Hedef 2023 aslında: 2000 in 2007’nin 2010’un, 2014’ün ve daha önce parçalanma için tespit edilen tarihlerin son olarak tehirinin ifşasıdır. Açık konuşmak gerekirse bu Türkiye Cumhuriyetine Batı tarafından biçilen ömrü sona erdirmeyi düşündükleri tarihin açıklanmasıdır. Milletimiz yakında hakikatlerle yüzleşecek, kendine gelecek ve hedefi koyanlara derslerini sandıkta vererek, heveslerini kursaklarında bırakacaktır.
Devletimizi ve halkımızı maddi ve manevi eziklikten kurtaracak ve kainat devleti olma yolunda, Bu günlerin izlerini yok edip, herkese iş aş ve maaş verecek, borçsuz bağımsız laik bir Türkiye hediye edecek olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP)’yi seçecektir. Lütfen uyanalım her gün savaş çığlıkları atan bu iktidar; içinde savaş filmi haricinde hakiki bir savaş gören bir kişi var mı? Varsa, görevini yapsın. İktidarı uyarsın. Genelkurmayın öncelikle bu görevi yapması şarttır. Bu işte gaflet olamaz. Suriye’ye bir müdahalenin faturası bellidir. En azından Rusya Çin, İran daha sonra diğerleri Suriye’yi destekleyeceklerdir. ABD ve AB, kenardan taktiklerine devamla, Türkiye’yi gaza getireceklerdir.
Hani Şama üç günde gireriz diyen gafil çılgınlar var ya, bu sürede savaşın bittiğini ve ülkemizin kaosa gittiğini gördüklerinde hangi deliğe kaçacaklar bilemiyorum. Aydınlara düşen görev erken hareket etmek, haklı sözü dinlemek yukarıda yazılan duruma düşmeden ülkeyi korumaktır. Savaşın akabinde ABD işgale mani olmak için kendisi gelip, bir daha çıkmamak üzre işgal edecektir. (Türkiye kimse ile paylaşılmak istenmeyecek kadar değerlidir. Her ne kadar Batı kaynaklarımızı sömürse de henüz önemli rezervlerimiz yerin altında saklıdır). Sonuçta Şam gene Şam’da, ama ülkemiz kederde gamda, vatanseverler elbet boş duramaz ama çoğu şehitliğe namzet, geri kalanlar pişman ama ne yazık ki, sorguda, damda, olacaktır. ALLAH (c.c) korusun. Bizi korunmaya layık duruma getirsin.
(Devam edecek)
Dünya menfaati uğruna dinini satanlardan, topraklarını satmamasını beklemek saflık olur. Hatay’ın yarısını satmışlar millet uyumuş. Madenlerinin tamamı uçtu gitti. Uyanan yok. Genç Türkiye’nin nedense uykusu çok ağır! Yıllardır uyandıramıyoruz. Seviyesiz ve ahlaksız, sansürsüz ve maksatlı diziler, filmler ve de internet tuzakları ve oyunları ile uyuşturulan gençlerimiz, Batının, batmış ahlak ölçülerini kendisine hedef almış yuvarlanıp giderken, karlı dağın tepesinden yuvarlanan bir taş misali, bir felakete dönüştürülüyor.
Kendine hayrı olmayanın vatana ne kadar faydası olabilir. Eğitimini, tüm haberleşmesini, enerjisini, madenlerini, bankalarını, topraklarını, devletin gelir getiren tüm tesislerini yabancı şirketlere ve art gayeli devletlere veya yabancı zenginlere satan bir ülkenin, ayakta kalması bir mucizedir. İktidar gelirsiz, kaynaksız, kaldığından daha çok vergi yükü altında millet ezilmekte ve sonuçta devletimiz parçalanma sürecine adım, adım yaklaşmaktadır.
Hedef 2023 aslında: 2000 in 2007’nin 2010’un, 2014’ün ve daha önce parçalanma için tespit edilen tarihlerin son olarak tehirinin ifşasıdır. Açık konuşmak gerekirse bu Türkiye Cumhuriyetine Batı tarafından biçilen ömrü sona erdirmeyi düşündükleri tarihin açıklanmasıdır. Milletimiz yakında hakikatlerle yüzleşecek, kendine gelecek ve hedefi koyanlara derslerini sandıkta vererek, heveslerini kursaklarında bırakacaktır.
Devletimizi ve halkımızı maddi ve manevi eziklikten kurtaracak ve kainat devleti olma yolunda, Bu günlerin izlerini yok edip, herkese iş aş ve maaş verecek, borçsuz bağımsız laik bir Türkiye hediye edecek olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP)’yi seçecektir. Lütfen uyanalım her gün savaş çığlıkları atan bu iktidar; içinde savaş filmi haricinde hakiki bir savaş gören bir kişi var mı? Varsa, görevini yapsın. İktidarı uyarsın. Genelkurmayın öncelikle bu görevi yapması şarttır. Bu işte gaflet olamaz. Suriye’ye bir müdahalenin faturası bellidir. En azından Rusya Çin, İran daha sonra diğerleri Suriye’yi destekleyeceklerdir. ABD ve AB, kenardan taktiklerine devamla, Türkiye’yi gaza getireceklerdir.
Hani Şama üç günde gireriz diyen gafil çılgınlar var ya, bu sürede savaşın bittiğini ve ülkemizin kaosa gittiğini gördüklerinde hangi deliğe kaçacaklar bilemiyorum. Aydınlara düşen görev erken hareket etmek, haklı sözü dinlemek yukarıda yazılan duruma düşmeden ülkeyi korumaktır. Savaşın akabinde ABD işgale mani olmak için kendisi gelip, bir daha çıkmamak üzre işgal edecektir. (Türkiye kimse ile paylaşılmak istenmeyecek kadar değerlidir. Her ne kadar Batı kaynaklarımızı sömürse de henüz önemli rezervlerimiz yerin altında saklıdır). Sonuçta Şam gene Şam’da, ama ülkemiz kederde gamda, vatanseverler elbet boş duramaz ama çoğu şehitliğe namzet, geri kalanlar pişman ama ne yazık ki, sorguda, damda, olacaktır. ALLAH (c.c) korusun. Bizi korunmaya layık duruma getirsin.
(Devam edecek)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017