Ukrayna'da 25 Mayıs'ta bir cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşmiş ve bu seçimlerde Rus nüfusun yaşadığı Donetsk ve Luhansk bölgelerine sandık kurulmayarak Ukrayna'nın yüzde 10'u yok farz edilmişti.Bildiğiniz gibi bu antidemokratik seçimlerden cumhurbaşkanı olarak çikolata kralı olarak bilinen Petro Poroşenko çıktı.Poroşenko seçim çalışmaları sırasında Rusya'yla da ilişkileri geliştireceğini, Avrupa ile Rusya arasında bir denge politikası yürüteceğini belirtmiş ve "ülkeyi birleştirme" ve "ilk resmi seyahatini Donetsk Havzası'na yapma" vaadinde bulunmuştu. Peki, seçildikten sonra bu vaatleri konusunda bir adım ortaya koydu mu?Poroşenko'nun sandıktan çıktığı seçimlerde bile başta belirttiğimiz gibi belirli bölgelerde insanların oy kullanmasına müsaade edilmemiş ve ülkeyi birleştirme bir tarafa, daha işin başında ayrımcılık ve ötekileştirme başlamıştır.Çikolata kralının doğuya ilk resmi seyahatten kastının ise Ukrayna ordusunu doğuya savaş için gönderme olduğunu pratik olarak anlamış olduk.Poroşenko'nun, basına yansıdığı kadarıyla, buradaki operasyonlarda kullanılan asker ve silah miktarını artırmak suretiyle hızla sonuca gidilmesi konusunda talimat vermesi de oldukça dikkat çekici?Ordu da bu talimat gereği şiddetli saldırılarda bulunarak birçok sivil de dahil, 80'i aşkın Ukraynalıyı öldürdü.Donetsk ve de Luhansk'ta oluşan çatışma ve gerginlikten endişe duyan halk bu bölgeleri terk etmeye başladı.ABD'nin, en yetkili ağızlardan, birçok kişinin ölümüyle sonuçlanan operasyona destek olduğu gözükmektedir. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki, Ukrayna'nın doğu bölgelerinde düzeni sağlamak için güç kullanma hakkına sahip olduğunu açıkladı.Aynı ABD'nin, Suriye'de meşru olan Esad yönetiminin operasyonlarına zalimlik ve devlet terörü olarak suçlaması da ilginçti?Halbuki, zalimlikse, bu, dışarıdan sızdırılan ve ellerine silah verilen, Suriye halkıyla hiçbir alakası olmayan kişilere yapılan operasyonlar değil, Ukraynalı ve sivil olduğu halde yapılan haksızlıklara direnenlere yapılan kanlı operasyonlardır.ABD, Ukrayna'da insan ölümlerini körüklerken, Rusya ise kanlı operasyonların derhal durdurulmasını talep etmektedir.Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Ukrayna'da devam eden şiddetin bir an önce sonlandırılması gerektiğini, ancak bunun yerine, ordu için ek seferberlik ilan edildiğini ve askeri operasyonların kapsamının genişletildiğini ifade etti.Ayrıca Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada çözümün ancak diyalog ile mümkün olabileceği vurgulandı.Yani ABD güdümlü Ukrayna yönetimi, gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde demokratik davranmayarak, gerekse seçimlerden sonra şiddet uygulayarak, Cenevre toplantısında altına imza attıkları mutabakata aykırı hareket etmişlerdir.Rusya ise verdiği sözleri aynen tutmaktadır.Avrupa ve Rusya arasında bir denge politikası vaadiyle gelen Poroşenko'nun daha seçilir seçilmez, yemin töreninden hemen sonra AB ile Ortaklık Anlaşması'nı imzalayacağını açıklaması, Ukrayna'nın doğu kesimlerinin dışında da diğer bölgelerdeki Ukraynalıların tasvip etmeyeceği bir konudur.Görünen o ki, Poroşenko'nun AB ısrarı, Ukrayna'nın tamamını Donetsk ve Luhansk yapacak.Poroşenko bütün bu adımları atarken AB ve ABD liderlerine güvenerek hareket ediyor.Halbuki bugün ABD, dünya liderliğini Rusya'ya kaptırmış ve de krizle boğuşma durumunda, AB ise parlamento seçimlerinde görüldüğü gibi dağılma noktasında?Poroşenko AB yanlısı da olsa, batının talepleri konusunda kollarını çok hızlı da sıvasa, çok kısa bir zaman sonra Ukrayna halkının tamamının talebiyle Rusya'nın istediği noktaya gelecektir. Çünkü Rusya, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve sosyal devlet projeleriyle çözümün insanlıkta ve barışta olduğunu görmüştür, pratik olarak yaşamıştır. Sadece Ukrayna halkının değil, tüm batı halklarının da aradığı budur.Poroşenko'nun sırtını dayadığı AB ve ABD bunu asla veremez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025