Seçimler bitti. Hükümet düşen oylarının peşine düştü. Seçimden önce de söylemiştim bu hükümetin iktidara dair muammalı hırsı öyle yüksek ki; milletin derdinden önce kendi bekasını düşünüyor. Yine öyle oldu. Seçimin hemen arkasından Sayın Başbakan "Biz mesajı aldık" dedi. Dedi ama sanırım yanlış bir mesaj algılaması oldu. Milletimiz sandıkta bir nebzede olsa açlığını dile getirdi ama Başbakan kabine de yapacağı değişikliği düşünmeye başladı.Bazı yandaş medya kuruluşları şimdiden AKP'nin yeni yüzlere ihtiyacı olduğunu söylemeye başladılar. Milletin önünde hangi yüzleri hangi yüzle göreceğiz onu zaman gösterecek. Yine seçimden önce susan birçok çevre, "bütçede açık çok büyük, % 8 daralma bekliyoruz, Türkiye dünyada üst üste iki kez resesyona girecek ender ülkelerden biridir, daralma ve piyasalardaki sıkışıklık yılsonuna kadar sürecek" diyorlar. Peki, neredeydiniz seçimden önce. Biz bunları yazarken aynı medya grupları Başbakan'ın "psikolojik bunlar" dediği sürece sessiz kalıyorlardı. Şimdi baktılar ki hükümet kan kaybediyor onlar da eteklerindeki taşları dökmeye başladılar. Önümüzdeki dönem çok çetin geçecek bu belli.Türkiye bu hengâmenin içinde savrulmaya devam derken dünya, derdini konuşmak üzere G-20 zirvesini konuşuyor. İngiltere Başbakanı Gordon Brown ile bir araya gelen Obama her ay bir milyon yeni işsizin sokaklara dağıldığı Amerika için ve dünya için acil önlem almamız lazım diyor. Sarkozy ise Almanya ile birlikte yaptığı görüşmelerde lafta anlaşmalarda yer almayacaklarını ve finansal sistemde denetimi istediklerini söylüyor.Londra'da gerçekleşen toplantılar öncesi bizim yandaş medyanın tabiriyle binlerce anarşist yollara dökülmüş gösteri yapıyorlar. Ellerindeki bir pankart oldukça manidar bir şekilde bir tabutun arkasından götürülüyor. Kapitalizm öldü yazıyor pankartta.G-20 Zirvesinde üç mesele konuşuldu. Bunlardan ilki sürekli büyüme, güçlü ekonomik sistem ve tam istihdam. Sanki Milli Ekonomi Modeli'nden bir paragraf değil mi? Ama değil. Görüşmeler öncesi verilen resmi görüşme notlarında bu noktalarda çözüm arayacakları yazıyordu. Milli Ekonomi Modeli bunu ortaya koydu desek de, kapitalizm ölmüştür desek de hala kendi menfaatlerinin öngörüleri peşinde koşuyorlar. Fakat bu kalabalık yığınlar da elbet bir an "yandık biz" diyerek bu gerçeği kendileri isteyeceklerdir. Bundan şüphemiz yok ama hem dünya hem Türkiye altın zamanlarını kaçırıyor. Ne diyelim çekilecek çile var demek.Dünya bu ekonomik durumdan kurtulmak isterken ters kutuplaşma etkisine girebilir. Örneğin Amerika kendi içinde bölünebilir, bunu Avrupa Birliği takip edebilir yahut bunların olmaması için yine hedefteki ülke Türkiye'ye yeni çuvallar biçilebilir. Türkiye önümüzdeki günlerde bu dertlerle boğuşurken hangi tarafta duracağını şaşırarak duvara çarpabilir. Tam da teğet geçti derken böğrümüze bir hançer daha saplanmak istenebilir. Bütün bunlara karşılık yitirmediğimiz ümidimizle bu milletin haydi gelin artık, kurtarın bizi bu tek dişli canavarlardan dediği gün belki yarın, belki yarından da önce gelebilir. Ama o güne kadar çekilen acılara değer mi onu da siz düşünün?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cüneyt Sezer / diğer yazıları
- Durun demek zor mu efendiler? / 29.07.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009