Barzani'yi, Mossad'ı, Özal'ı, 36. Paraleli, Lord Curzon'u, ABD'yi, kadim dostun tanımadığı güneydoğu sınırlarımızı, ortaya konulmak istenen planı, BOP'u vs. yazmaktan, anlatmaktan gına geldi. Hatta bazı okurlarımızdan, 'neden hep aynı şeyleri yazıyorsunuz' diye, sitem vari sözler de duyuyoruz.
Bakın gazetemiz 130 bin TL iken 1 Şubat 2000 yılında manşeti; "ABD'den itiraf; Kürt devleti kuruluyor" şeklindeydi. (Neden 130 bin TL vurgusu yaptım: Bazı vatandaşlarımız özellikle sosyal medyada 'dün 1 milyona aldığın suyu bugün 1 TL'ye alıyorsun. Daha ne istiyorsun' gibi bir mantık üzerinden 6 sıfırın atılmasını ekonomik şahlanış olarak anlatıyorlar da ondan.)
Yani Güneydoğu'daki yüz yıllık hesabın ilk adımı belli ve açıkça da itiraf edilmişti. Bu hesabı dünden bugüne Menderes de, İnönü de, Ecevit de, Erbakan da, Özal da, Erdoğan da, Kılıçtaroğlu da yani bütün Türk siyasetçileri çok iyi biliyordu. Ama bir tanesi bile bu hesabı bozacak, lafta söylenen 'Kürt-Türk kardeştir' sözünü fiiliyata geçirecek hiçbir adımı atmadı, atamadı.
Ve şimdi hesap kesildi. Netice ortada. Efendim! Barzani, ABD'ye rağmen referanduma gitti. Bu referandumu sadece İsrail destekliyor, gibi cümleler sadece tesellidir. Barzani kim ki, ABD'den izinsiz dünyayı karşısına alsın?
Ben olayın başka bir boyutuna geçmek istiyorum. Evet, dünden bugüne gelmiş geçmiş bütün siyasetçiler, hükümetler, muhalefetler, askerler bu coğrafyadaki emperyalist-Haçlı planlarını çok iyi bilirler. Ama yine hepsi bir şekilde bu yörüngede hareket ettiler. Bir ama daha koyarsak; hiçbir iktidar, AKP kadar bu yörüngenin içerisine bu derinliğe kadar inmedi. Haliyle şimdi çırpındıkça çırpınıyorlar.
AKP 15 yılda şunu yaptı, bunu yaptı vs. konularına girmeyeceğim. Sadece Sayın Erdoğan'ın son iki yıldır sıklıkla kullandığı şu cümleyi hatırlamanızı istiyorum:
Ne diyordu Sayın Erdoğan; "Terör örgütleri akrep gibidir. Eninde sonunda kendilerini taşıyanları, destekleyenleri, kullananları da sokar. Çünkü karakterleri budur."
Çok doğru. Aynen katılıyorum. Amma! Sormak zorundayım; FETÖ, bizi niye soktu? Çözüm süreci ve PKK, bizi niye soktu? PYD-YPG, bizi niye soktu, sokuyor? ÖSO kimdi, nerdeler? Ya Salih Müslim! Ya Barzani?
FETÖ'nün nasıl büyüdüğü, geliştiği ve 15 Temmuz kalkışmasına teşebbüs ettiği süreç ortada.
'Çözüm sürecinde PKK şehir yapılanmasını tamamladı' gerçeğini hükümetin temsilcileri itiraf etti.
PYD-YPG'yi, biz Suriye'ye taşıdık. Şimdi bizim ordumuzda olmayan silahların, ellerinde olduğunu itiraf edip, ABD'ye sitem ediyoruz. Sitem veya aldatıldık cümleleri akrepleri etkisiz hale getirir mi?
Şimdi Barzani'ye 'bir gece ansızın gelebiliriz' diyoruz. O bölgede gece olmuyor ki! Bütün alt yapısını biz yaptık. Sokaklar aydınlık!
Sonra gece gitmeye gerek yok ki. Erbil uçuşları devam ediyor. Habur sınır kapısı da açık. Oradaki banka şubelerimizde, petrol boru hattı da.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan referandumu, 'ülkemize ihanet' olarak tarif ediyor ve diyor ki; "Bir vanayı kapadığımız anda iş bitti. Bütün geliri meliri ortadan kalkıyor. TIR'lar Kuzey Irak'a çalışmadığı anda bunlar yiyecek miyecek bulamayacaklar. E niye? Mecburuz, yaptırım. O zaman bunlara İsrail nereden neyi gönderecek? Buyursun göndersin."
Seslice düşünelim! Referandum kararı ve tarihi 6 ay önceden belliydi. Atıyorum 1 Ağustos'ta MGK ve Meclis toplansa, gerekli yasal izinler onaylansaydı Barzani bu adımı atabilir miydi?
Attı diyelim. 1 Eylül'den itibaren de Rusya'nın, bize yaptığı gibi her türlü ilişkilerimizi sıfırlasaydık Barzani referandumu yapabilir miydi?
Yaptı diyelim. O zaman askeri müdahalenin önünde hiçbir engelimiz kalmamış olacaktı.
Burada önemli bir sorun daha var. Kime karşı askeri müdahale yapacağız? Neden bu soruyu sordum? Çünkü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, referandum kararı ardından; 'Peşmerge'ye verilen askeri eğitimin kesileceğini açıkladı.'
Yani bize kurşun sıkacakları biz yetiştiriyormuşuz veya akrebi biz yetiştiriyormuşuz. Başka tarifi olan var mı?
Bakın gazetemiz 130 bin TL iken 1 Şubat 2000 yılında manşeti; "ABD'den itiraf; Kürt devleti kuruluyor" şeklindeydi. (Neden 130 bin TL vurgusu yaptım: Bazı vatandaşlarımız özellikle sosyal medyada 'dün 1 milyona aldığın suyu bugün 1 TL'ye alıyorsun. Daha ne istiyorsun' gibi bir mantık üzerinden 6 sıfırın atılmasını ekonomik şahlanış olarak anlatıyorlar da ondan.)
Yani Güneydoğu'daki yüz yıllık hesabın ilk adımı belli ve açıkça da itiraf edilmişti. Bu hesabı dünden bugüne Menderes de, İnönü de, Ecevit de, Erbakan da, Özal da, Erdoğan da, Kılıçtaroğlu da yani bütün Türk siyasetçileri çok iyi biliyordu. Ama bir tanesi bile bu hesabı bozacak, lafta söylenen 'Kürt-Türk kardeştir' sözünü fiiliyata geçirecek hiçbir adımı atmadı, atamadı.
Ve şimdi hesap kesildi. Netice ortada. Efendim! Barzani, ABD'ye rağmen referanduma gitti. Bu referandumu sadece İsrail destekliyor, gibi cümleler sadece tesellidir. Barzani kim ki, ABD'den izinsiz dünyayı karşısına alsın?
Ben olayın başka bir boyutuna geçmek istiyorum. Evet, dünden bugüne gelmiş geçmiş bütün siyasetçiler, hükümetler, muhalefetler, askerler bu coğrafyadaki emperyalist-Haçlı planlarını çok iyi bilirler. Ama yine hepsi bir şekilde bu yörüngede hareket ettiler. Bir ama daha koyarsak; hiçbir iktidar, AKP kadar bu yörüngenin içerisine bu derinliğe kadar inmedi. Haliyle şimdi çırpındıkça çırpınıyorlar.
AKP 15 yılda şunu yaptı, bunu yaptı vs. konularına girmeyeceğim. Sadece Sayın Erdoğan'ın son iki yıldır sıklıkla kullandığı şu cümleyi hatırlamanızı istiyorum:
Ne diyordu Sayın Erdoğan; "Terör örgütleri akrep gibidir. Eninde sonunda kendilerini taşıyanları, destekleyenleri, kullananları da sokar. Çünkü karakterleri budur."
Çok doğru. Aynen katılıyorum. Amma! Sormak zorundayım; FETÖ, bizi niye soktu? Çözüm süreci ve PKK, bizi niye soktu? PYD-YPG, bizi niye soktu, sokuyor? ÖSO kimdi, nerdeler? Ya Salih Müslim! Ya Barzani?
FETÖ'nün nasıl büyüdüğü, geliştiği ve 15 Temmuz kalkışmasına teşebbüs ettiği süreç ortada.
'Çözüm sürecinde PKK şehir yapılanmasını tamamladı' gerçeğini hükümetin temsilcileri itiraf etti.
PYD-YPG'yi, biz Suriye'ye taşıdık. Şimdi bizim ordumuzda olmayan silahların, ellerinde olduğunu itiraf edip, ABD'ye sitem ediyoruz. Sitem veya aldatıldık cümleleri akrepleri etkisiz hale getirir mi?
Şimdi Barzani'ye 'bir gece ansızın gelebiliriz' diyoruz. O bölgede gece olmuyor ki! Bütün alt yapısını biz yaptık. Sokaklar aydınlık!
Sonra gece gitmeye gerek yok ki. Erbil uçuşları devam ediyor. Habur sınır kapısı da açık. Oradaki banka şubelerimizde, petrol boru hattı da.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan referandumu, 'ülkemize ihanet' olarak tarif ediyor ve diyor ki; "Bir vanayı kapadığımız anda iş bitti. Bütün geliri meliri ortadan kalkıyor. TIR'lar Kuzey Irak'a çalışmadığı anda bunlar yiyecek miyecek bulamayacaklar. E niye? Mecburuz, yaptırım. O zaman bunlara İsrail nereden neyi gönderecek? Buyursun göndersin."
Seslice düşünelim! Referandum kararı ve tarihi 6 ay önceden belliydi. Atıyorum 1 Ağustos'ta MGK ve Meclis toplansa, gerekli yasal izinler onaylansaydı Barzani bu adımı atabilir miydi?
Attı diyelim. 1 Eylül'den itibaren de Rusya'nın, bize yaptığı gibi her türlü ilişkilerimizi sıfırlasaydık Barzani referandumu yapabilir miydi?
Yaptı diyelim. O zaman askeri müdahalenin önünde hiçbir engelimiz kalmamış olacaktı.
Burada önemli bir sorun daha var. Kime karşı askeri müdahale yapacağız? Neden bu soruyu sordum? Çünkü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, referandum kararı ardından; 'Peşmerge'ye verilen askeri eğitimin kesileceğini açıkladı.'
Yani bize kurşun sıkacakları biz yetiştiriyormuşuz veya akrebi biz yetiştiriyormuşuz. Başka tarifi olan var mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025