Çareyi yanlış yerden bekliyorsunuz

Tarımda sektör temsilcileri maliyet hesapları yaparak çiftçiyi zarardan kurtaracak olan minimum alım fiyatlarını açıklıyorlar.Mesela buğdayda destekler hariç en az 80 Ykr, çayda ise en az 1 YTL isteniyor.Kapitalist ekonomilerde herkes istediği fiyatı isteme özgürlüğüne sahip. Kapitalizm insana isteme konusunda sınırsız imkanlar sunuyor.Ama sadece isteme konusunda.İstediğini istemede serbestsin, istediğini hayal etmede özgürsün. Ama bu kadar, devamı yok.Kapitalizmin uzantısı IMF ve AB güdümlü kısırdöngü politikalarla hareket eden siyasi irade ?demokrasi, özgürlük getirdik" derken de bunu kastediyor.Peki, Hükümet çiftçi temsilcilerinin bu isteklerini yerine getirebilir mi?Kesinlikle hayır. Neden mi?Biiir. Hükümet, IMF'ye bağımlı olduğu için yerli paramızı devreye koymuyor. Yapılan her yatırım, ya da tarım desteği dışarıdan faizle borç alınarak yapılıyor. Borç veren küresel tefeciler de yatırım yapılmaması, tarım desteklenmemesi kaydıyla bu paraları veriyorlar. Vergiler ise borçların faizine gidiyor.Anlayacağınız, bu sene buğdaya, açıklanan 61 Ykr'luk maliyet rakamının çoook altında bir fiyat verilecek. Bu çay, fındık, pamuk, mısır... için de geçerli.İkiiii. Küreselleşme ve kapitalizmin temel mantığı tekelleşmedir. Küresel tefeciler daha az üretimle, daha fazla kar elde etmenin hesabını yapmaktadırlar. Dünyadaki tarım ürünleri rekoltelerinin fazla olması bu tefecilerin işine gelmez. Üretim az olacak ki, onlar kontrolü ellerinde tutabilsinler ve stoklarındaki tarım ürünlerinin fiyatlarını durduğu yerde artırabilsinler. Tarımın kontrolü ellerinde olunca, onu bir silah olarak kullanabiliyorlar, ülkelere siyasi baskılar uygulayabiliyorlar. Üüüüç. Hükümete yakın çevreler, tarım ürünlerini ithal ederek ciddi gelirler elde ettiler ve ediyorlar. Ülkede tarım üretimi fazla olursa, bu kesimler ithalat yapmanın izahını millete yapamazlar. Artı, üretim fazlalalığında fiyatlar düşeceği için yeterli kar edemezler. Bir taraftan ülkedeki üretimi azaltmak için her türlü siyasi yöntemi uygularlarken, bu yanlış icraatları bir takım bahanelerle -kuraklık, kriz, siyasi çatışma vs-örtme telaşındalar. Daha birçok neden sayılabilir.Kısaca demek istiyoruz ki, tarım temsilcileri boşa kürek çekiyor. Hükümetten hangi alım fiyatını isterlerse istesinler saydığımız nedenlerden dolayı asla alamayacaklar.Sayıları 25 milyonu bulan tarım köylüsünün yapması gereken boşa kürek sallamak değildir. IMF politikalarıyla, AB projeleriyle hareket eden siyasiler çiftçiye asla faydalı olamaz.Çözüm belli. Tarım nüfusu az değil. Bu nüfusla, İstendiği takdirde milletin sorunlarını çözebilecek milli bir irade tek başına iktidara getirilebilir.Bu manada milli bir projesi olan tek siyasi parti de Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Çünkü hakkında 4 adet uluslararası kongre yapılan ve çözümün adresi olarak ilan edilen Milli Ekonomi Modeli'ni parti programına aldı. Eserin sahibi aynı zamanda partinin genel başkanı olan Prof. Dr. Haydar Baş.Artık çözümsüzlükten çözüme doğru ciddi bir adım atmalıyız.Çözüm başkasında değil, bizde. Dışarılarda aramayalım. Dışarıda arayanlardan da hala ümit beklemeyelim.