18 Mart 2015, Çanakkale zaferinin 100. yıldönümü. Daha doğrusu, Türk ulusunun "emperyalizmi" tokatlamasının 100. Yıldönümü. Bundan tam 100 yıl önce bugün, Çanakkale'yi geçerek Anadolu'nun kilidini kırmak isteyen emperyalizm, tarihindeki ilk büyük tokadı Türk ulusundan yemiştir. Aynı emperyalizm, daha Çanakkale'deki tokadın acısı çıkmadan Anadolu'ya saldırmış ama bir kere daha Türk ulusunun okkalı bir tokadıyla karşılanmıştır. O gün bugündür o tokadın acısını unutamayan emperyalizm, birlik olup bizden içimize yerleştirdiği ajanlarla acısını çıkarmak istemektedir.Bu acının siyasi ayağı olarak iktidara getirilen AKP Hükümeti Çanakkale zaferini kutlamak için, Cumhurbaşkanlığı makamı adına dünyanın çeşitli ülkelerinden 100'e yakın devlet başkanına davette bulundu. Ulusumuz, İslam dinini ve Müslümanları yok etmeye çalışan başta İngiltere olmak üzere, emperyalizme karşı savaş açtı. İktidara geldiği günden beridir batı zihniyetinin peşinden giden hükümetin ve topraklarımız üzerinde kirli hesapları olanların Çanakkale zaferi gibi bağımsızlık zaferini kutlaması ne kadar samimi olabilir ki?Bu kutlamaya önderlik eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın haçlı seferleriyle ilgili yorumunu hep beraber hatırlayarak hafızalarımızı tazeleyelim: "Tarih boyunca haçlı seferleri iki kültürün, iki dinin arasındaki savaş olarak anlatıldı, halbuki haçlı seferleri, iki kültürün, iki medeniyetin, iki dinin karşı karşıya gelmesinden ziyade, birbirini tanıması, birbirini anlaması ve birbirinden etkilenmesi sonucunu da doğurmuştur. Bilimde, sanatta, mimaride, dilde, musikide, günlük yaşam alışkanlıklarında, hatta yeme-içme kültürlerinin transferinde haçlı seferleri son derece etkili olmuştur. Bugün, Batı medeniyetinin temellerinde de Doğu medeniyetinin temellerinde de bu karşılaşmanın etkisini hiç kimse inkâr edemez. Haçlı seferleri tarihi, sadece savaşlar, çatışmalar tarihi değil, aynı zamanda bir kültürel etkileşim, yakınlaşma, birbirini doğrudan tanıma tarihidir."Milyonlarca Müslümanın din, vatan, bayrak uğruna gözünü kırpmadan canını vermesinin adına kültür alışverişi adını veren Cumhurbaşkanımızın bu seferleri bizzat başlatan Papa zihniyetiyle arasındaki samimiyet de malumunuzdur. Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, dünyada yaşanan savaşların inançlara dayalı olduğunu söyleyerek, gerek Çanakkale'de, gerek diğer savaşlarda asıl hedefin İslam'a sancaktarlık eden Müslüman Türklerin yok edilmesi olduğunu söylemiştir. Buna bağlı olarak, bizi savaşta yenemeyeceğini anlayan İngilizler'in içimize sızdırdığı İslam âlimi görünümündeki ajanların özellikle Ortadoğu'da mezhep ayrımı yaparak Müslümanları birbirine kırdırmak için verdiği fetvalara hep beraber şahit oluyoruz. Bu örnekler istiklal mücadelesinde de mevcut. Yurdumuz düşman işgalindeyken, "Yunanlılara, İngilizlere güvenelim; onlar bizim için kurtuluştur, Kuvva-yı Milliye kâfirdir, Atatürk deccaldır" fetvalarını veren ajanlar yıkılan bir imparatorluktan imkânsızlıklar içinde kurulan bir cumhuriyete engel olamadılar.Atatürk'ü kirli iftiralarla Türk milletinin gönlünden silmek istediler. Onların karşısına hiç hesapta olmayan engeller çıktı. Çanakkale'de karşılarına çıkan engel asker Atatürk'tü, bugün ise karşılarına çıkan lider; Hoca Atatürk Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Türk milletine yıllar sonra belgelere dayalı olarak Atatürk'ün dindarlığını ve en önemlisi Ehl-i Beyt soyundan geldiğini ispatlayan Haydar Baş Bey sayesinde kendilerine Atatürkçü adı veren kesim bile hiç tanımadığı bir Mustafa Kemal'le karşılaştı. Yandaş basın, Asker Atatürk'ü nasıl gizleyip sindirmeye çalıştıysa, Haydar Hoca'yı da gizlemeye çalışıyor ama bu, istiklal mücadelesinde olduğu gibi bugün de boşa çıkacaktır.Çanakkale Savaşı'nın yıldönümünde, milleti, tek kurtuluşu olan Bağımsız Türkiye Partisi saflarına bekliyoruz. Atatürk, "Bir milletin bağımsızlığı ekonomik bağımsızlık olmadan olmaz" demişti. Bugün de bu ekonomik bağımsızlığı Milli Ekonomi Modeli'yle dünyaya kabul ettiren Haydar Hoca'ya hep beraber sahip çıkmamız gerekiyor. 22 Mart'ta İstanbul'da düzenlenecek olan 9. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'yle ekonomik bağımsızlığın mümkün olabileceği dünyanın birçok yerinden gelecek bilimadamları vasıtasıyla bir kez daha dünyaya haykırılacak. Çanakkale zaferinin 100. yıldönümünde emperyalizme bir kez daha diz çöktürmek için Kapitalizmi çöpe süpüren Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaya muhtacız. Bu vesileyle, merhum Mehmet Akif Ersoy'un duasını ederek yazıma son vermek istiyorum: "Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın."Başta hafız Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu vatan için göz kırpmadan canlarını veren şehitlerimizin ruhları şâd olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018