Yıl ikibinüç, aylardan Eylül...
Saraybosna'da Müslümanlara ait bir toplu mezar daha bulunmuş. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az beşyüz kişi olduğu tahmin ediliyor.
Ay geçmiyor ki, hafta geçmiyor ki o diyarda bir toplu mezar bulunmasın ve her defasında, koyun gibi doğranıp atılmış olan cesetler Müslümanlara ait, katilleri ise Sırplar. Haçlı Avrupa adına savaştıklarını tüm dünyaya haykıran Ehl-i Salip Sırplar...
Bu tür haberleri daha çok duyacağız, çünkü o savaşta ikiyüzbinden fazla Müslüman katledildi.
Dağ-taş ceset dolu...
Su yürür
Yağmur yağar su yürür
Bosna düşer yâdıma
Yüreğine su yürür
demiştik o günlerde. Bu son haberle birlikte tekrar su yürüdü yüreğime, buz gibi terledim. Elim titriyor, eğri-büğrü bir yazı oluyor. Bu yazıyı dizecek kardeşlerimden özür diliyorum. Okumakta hayli zorlanacaklar.
Yüzyıla yaklaşan zamandan beri Anadolu topraklarındaki toplu mezarlar bitmedi ki, daha dünkü Bosna savaşının toplu mezarları bitsin.
Kars'ta, Ardahan'da, Iğdır'da, Erzurum'da hala toplu mezarlar çıkmıyor mu?
Burada Ermeniler orada Sırplar, buluştukları nokta Hristiyanlık, birleştikleri nokta ise Müslüman katilliği.
Beş-on sene sonra Sırplar da düyayı velveleye verip, "Bosnalı Müslümanlar bize soykırım yaptı" derlerse hiç şaşmayın ve Avrupa başkentlerinde anıtlar yükseleceğinden de emin olun.
İlgilenenler hatırlayacaklardır, savaşın devam ettiği günlerde, aylarda eli kanlı Sırp liderler çağrı üstüne çağrı yapıyordu; "Tüm Avrupa bize yardım etmelidir, biz burada onlar adına da savaşıyoruz, Müslümanların kökünü kazımak hedefimiz." Ve tüm Avrupa'nın aynî ve nakti yardımları ve dahi askerî yardımları ile ikiyüzbinden fazla Müslümanı dağa-taşa gömdüler.
Şimdilerde sevdalandığımız Avrupa'nın elinden kanlar damlıyor, damlamak ne kelime oluk gibi Müslüman kanı akıyor.
Hristiyanları, Ehl-i Kitabı çok insancıl, Müslümanlara karşı çok iyi duygular besleyen bir kitle diye takdim edenler; bu tür haberleri izlerken ne düşünüyorlar diye merak ediyorum. Yüzleri kızarıyor mu yoksa derhal kanal mı değiştiriyorlar?
İslam'ın yaman düşmanlarını, Müslümanların amansız düşmanlarını masum, sempatik göstermeye çalışan her çeşit faaliyeti, davranışı, yazıyı, yayını lanetliyoruz. Ecdadımızı diri diri toprağa gömen; camilerde, samanlıklarda ateşe veren ve ilk fırsatta daha şiddetlisini yapacaklarından hiç kuşku duymadığımız bu haçlıları, bu milletin gençliğine dost diye takdim etmenin eşsiz bir ihanet olduğunu bir kez daha haykırıyoruz:
"Su uyur düşman uyumaz".
Düşman, uyutma filini çekiyor şimdilerde.
Saraybosna'da Müslümanlara ait bir toplu mezar daha bulunmuş. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az beşyüz kişi olduğu tahmin ediliyor.
Ay geçmiyor ki, hafta geçmiyor ki o diyarda bir toplu mezar bulunmasın ve her defasında, koyun gibi doğranıp atılmış olan cesetler Müslümanlara ait, katilleri ise Sırplar. Haçlı Avrupa adına savaştıklarını tüm dünyaya haykıran Ehl-i Salip Sırplar...
Bu tür haberleri daha çok duyacağız, çünkü o savaşta ikiyüzbinden fazla Müslüman katledildi.
Dağ-taş ceset dolu...
Su yürür
Yağmur yağar su yürür
Bosna düşer yâdıma
Yüreğine su yürür
demiştik o günlerde. Bu son haberle birlikte tekrar su yürüdü yüreğime, buz gibi terledim. Elim titriyor, eğri-büğrü bir yazı oluyor. Bu yazıyı dizecek kardeşlerimden özür diliyorum. Okumakta hayli zorlanacaklar.
Yüzyıla yaklaşan zamandan beri Anadolu topraklarındaki toplu mezarlar bitmedi ki, daha dünkü Bosna savaşının toplu mezarları bitsin.
Kars'ta, Ardahan'da, Iğdır'da, Erzurum'da hala toplu mezarlar çıkmıyor mu?
Burada Ermeniler orada Sırplar, buluştukları nokta Hristiyanlık, birleştikleri nokta ise Müslüman katilliği.
Beş-on sene sonra Sırplar da düyayı velveleye verip, "Bosnalı Müslümanlar bize soykırım yaptı" derlerse hiç şaşmayın ve Avrupa başkentlerinde anıtlar yükseleceğinden de emin olun.
İlgilenenler hatırlayacaklardır, savaşın devam ettiği günlerde, aylarda eli kanlı Sırp liderler çağrı üstüne çağrı yapıyordu; "Tüm Avrupa bize yardım etmelidir, biz burada onlar adına da savaşıyoruz, Müslümanların kökünü kazımak hedefimiz." Ve tüm Avrupa'nın aynî ve nakti yardımları ve dahi askerî yardımları ile ikiyüzbinden fazla Müslümanı dağa-taşa gömdüler.
Şimdilerde sevdalandığımız Avrupa'nın elinden kanlar damlıyor, damlamak ne kelime oluk gibi Müslüman kanı akıyor.
Hristiyanları, Ehl-i Kitabı çok insancıl, Müslümanlara karşı çok iyi duygular besleyen bir kitle diye takdim edenler; bu tür haberleri izlerken ne düşünüyorlar diye merak ediyorum. Yüzleri kızarıyor mu yoksa derhal kanal mı değiştiriyorlar?
İslam'ın yaman düşmanlarını, Müslümanların amansız düşmanlarını masum, sempatik göstermeye çalışan her çeşit faaliyeti, davranışı, yazıyı, yayını lanetliyoruz. Ecdadımızı diri diri toprağa gömen; camilerde, samanlıklarda ateşe veren ve ilk fırsatta daha şiddetlisini yapacaklarından hiç kuşku duymadığımız bu haçlıları, bu milletin gençliğine dost diye takdim etmenin eşsiz bir ihanet olduğunu bir kez daha haykırıyoruz:
"Su uyur düşman uyumaz".
Düşman, uyutma filini çekiyor şimdilerde.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dilim, dilim dilim olsun / 09.02.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025