Çalışan annelerin en büyük korkusu
Çalışan annelerin en büyük korkusunun, dünyaya gelen bebeğe kimin bakacağı olduğunu belirten uzmanlar, yaşanan sorunların aile faciasına dönüşebildiğini, bebeklere bakım veren kişinin sevgi dolu gülümsemesinin ise çocuğun zeka gelişimini de doğrudan etkil
24.12.2012 00:00:00
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uz. Dr. Leyla Alkaş, bebek ve çocuk bakımı hakkında önemli bilgiler verdi. Duyarlı bir bakıma ihtiyaç duyan bebek için öncelikli ihtiyacın güvenlik olduğunu ifade eden Alkaş, "Korumasız ve kendini ifade edemeyecek kadar küçük olan, duyarlı bir bakıma ihtiyaç duyan yavrunuz için öncelikli ihtiyaç güvenliktir. Çocuğa anneden başka birinin bakması gerektiğinde, akla en yatkın ilk seçenek anneanne ve babaanneler olur. Çocuğun iyiliğini isteyecekleri kesindir. Aynı evi en rahat paylaşabileceğiniz kişilerdir. Genellikle sizi, evinizin düzenini, yemek alışkanlıklarınızı, ilişkilerinizi tanırlar. Tecrübelidirler; evi idare etmeyi bilirler. Genelde çalışmıyor veya emekli oldukları için kendilerini böyle bir işe adama fikrine sıcak bakarlar. Torunlarına ayıracak bol zamanları, yeterince sabırları ve öğretme istekleri vardır. Bakıcılıktan istifa etme ihtimalleri hemen hiç olmadığından kafanız daha da rahat olur. Çocuğun büyümesine eşlik edebilirler" dedi.
İlk üç yaşın bebeğin gelişiminde çok önemli bir dönem olduğunu belirten Uz. Dr. Leyla Alkaş, "Son araştırmalar, bakan kişinin sağlıklı etkileşim sağlamasının bebeğin beynindeki nöronların (beyin hücreleri) büyümesini, gelişmesini, kendi aralarında bilgi ağları kurmasını olumlu yönde doğrudan etkilediğini göstermektedir. Bu dönemde yetişkin beyninin dörtte üçü olgunlaşmaktadır. Örneğin, bakım verenin sevgi dolu gülümsemesi, sıcak seslenişi, yumuşak dokunuşu, çocuğa sadece bakmayı, dinlemeyi öğretmekle kalmaz, beyni de etkileyerek zeka ile sosyal yetileri destekleyen beyin bağlantıları kurar. Dolayısıyla bebeğe bakım veren kişinin seçimi çok önemlidir" diye konuştu.
Oluşabilecek ciddi sorunlar
Çocukların büyükanneden kopmasının yanında büyükannenin de çocuktan ayrılmasının sancılı olacağını ifade eden Aklaş, "Genelde çocuk okula başlayana kadar büyükannede, hafta sonu kendi evine kalır. Okula başlayınca düzen ters döner. Hafta içi kendi evinde kalıp hafta sonu büyükannee gitmeye başlar. Tamamen kendi evine yerleşemez, çünkü diğer tarafta bebeklik arkadaşları, çevresi vardır. Bu arada çocuksuz gibi yaşamış olan anne baba kendilerine pek kulak asmayan, kocaman olmuş bu çocuğa katlanmakta zorlanır. Çocuğun büyükanneden kopması kadar büyükannenin de çocuktan ayrılması sancılı olur. Birden çöküp içine kapanabilir, yaşlılık depresyonu geliştirebilir" şeklinde konuştu.
Ciddi sağlık sorunlarının bulunduğu büyükannelerin çocukta sıkıntılar meydana getirebileceğini belirten Aklaş, "Bazen büyükannenin evinde bakıma ihtiyaç duyan başka torunlar da olur. Torunlar arasında kıskançlık ve sahiplenme sıkıntıları, kavgalar ortaya çıkabilir. Kuzenler arası bu çatışmalar anneyle babaların, eltilerin, kardeşlerin arasını açmaya kadar uzanabilir. Bazen büyükannenin ciddi sağlık sorunları, ağrıları, yıllar içinde birikmiş üzüntüleri ortaya dökülebilir. Çocuğa bakan yalnız ve dertli bir büyükanne varsa, çocukta baş, bel ve ayak ağrıları, çabuk ağlama ve ölümle ilgili korkular gözlenebilir. Genç anne babalar zaman geçtikçe, çocuklarının yanı sıra kendi anne babalarına da bakmaya başlarlar. Çocukları büyümüş, bakıcı ihtiyacı ortadan kalkmıştır ancak artık çekirdek ailenin bireyi haline gelen büyükanneye bakmak vefa borcu olmuştur. Bunun çocuk üzerinde olumlu etkileri olur. Bu rol değişimi, yaşam evrelerini anlaması açısından çocuğa öğretici bir model oluşturur" diye konuştu. (HABER MERKEZİ)
İlk üç yaşın bebeğin gelişiminde çok önemli bir dönem olduğunu belirten Uz. Dr. Leyla Alkaş, "Son araştırmalar, bakan kişinin sağlıklı etkileşim sağlamasının bebeğin beynindeki nöronların (beyin hücreleri) büyümesini, gelişmesini, kendi aralarında bilgi ağları kurmasını olumlu yönde doğrudan etkilediğini göstermektedir. Bu dönemde yetişkin beyninin dörtte üçü olgunlaşmaktadır. Örneğin, bakım verenin sevgi dolu gülümsemesi, sıcak seslenişi, yumuşak dokunuşu, çocuğa sadece bakmayı, dinlemeyi öğretmekle kalmaz, beyni de etkileyerek zeka ile sosyal yetileri destekleyen beyin bağlantıları kurar. Dolayısıyla bebeğe bakım veren kişinin seçimi çok önemlidir" diye konuştu.
Oluşabilecek ciddi sorunlar
Çocukların büyükanneden kopmasının yanında büyükannenin de çocuktan ayrılmasının sancılı olacağını ifade eden Aklaş, "Genelde çocuk okula başlayana kadar büyükannede, hafta sonu kendi evine kalır. Okula başlayınca düzen ters döner. Hafta içi kendi evinde kalıp hafta sonu büyükannee gitmeye başlar. Tamamen kendi evine yerleşemez, çünkü diğer tarafta bebeklik arkadaşları, çevresi vardır. Bu arada çocuksuz gibi yaşamış olan anne baba kendilerine pek kulak asmayan, kocaman olmuş bu çocuğa katlanmakta zorlanır. Çocuğun büyükanneden kopması kadar büyükannenin de çocuktan ayrılması sancılı olur. Birden çöküp içine kapanabilir, yaşlılık depresyonu geliştirebilir" şeklinde konuştu.
Ciddi sağlık sorunlarının bulunduğu büyükannelerin çocukta sıkıntılar meydana getirebileceğini belirten Aklaş, "Bazen büyükannenin evinde bakıma ihtiyaç duyan başka torunlar da olur. Torunlar arasında kıskançlık ve sahiplenme sıkıntıları, kavgalar ortaya çıkabilir. Kuzenler arası bu çatışmalar anneyle babaların, eltilerin, kardeşlerin arasını açmaya kadar uzanabilir. Bazen büyükannenin ciddi sağlık sorunları, ağrıları, yıllar içinde birikmiş üzüntüleri ortaya dökülebilir. Çocuğa bakan yalnız ve dertli bir büyükanne varsa, çocukta baş, bel ve ayak ağrıları, çabuk ağlama ve ölümle ilgili korkular gözlenebilir. Genç anne babalar zaman geçtikçe, çocuklarının yanı sıra kendi anne babalarına da bakmaya başlarlar. Çocukları büyümüş, bakıcı ihtiyacı ortadan kalkmıştır ancak artık çekirdek ailenin bireyi haline gelen büyükanneye bakmak vefa borcu olmuştur. Bunun çocuk üzerinde olumlu etkileri olur. Bu rol değişimi, yaşam evrelerini anlaması açısından çocuğa öğretici bir model oluşturur" diye konuştu. (HABER MERKEZİ)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.