Büyük göç dalgası yolda
Dicle Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Sosyolog Prof. Dr. Sabri Eyigün, Güneydoğu'da olayların bir an önce sonuçlanmaması halinde daha büyük bir göç dalgasının gelmesinin kaçınılmaz olacağını dile getirdi
18.12.2015 00:00:00
HABER MERKEZİ
Dicle Üniversitesi (DÜ) Rektör Yardımcısı ve Sosyolog Prof. Dr. Sabri Eyigün, sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerde yaşanan göçlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde son 30-40 yıldır yaşanan olayların bir kısır döngü şeklinde birbirini doğurmaya ve böylece varlığını sürdürmeye devam ettiğini söyleyen Eyigün, şunları söyledi: "Bilindiği gibi 1984 yılında başlayan şiddet eylemlerine paralel olarak yaşanan sorunlardan dolayı bölgede kırsal kesimden Diyarbakır merkeze doğru zorunlu ve isteğe bağlı göçler yaşandı. Beklenmedik ve hiçbir hizmet planlaması olmadan gerçekleşen bu göçler, başta Diyarbakır Merkezi ve ilçeleri olmak üzere Güney kentlerimize de beraberinde onlarca sorunu getirdi. Bu sorunların başında ise şiddet sarmalı gelmekteydi."
Yeni bir göç dalgası kapıda
Bugün itibariyle bölgede yaşanan şiddet sarmalının döngüsel olarak yaşanan siyasal ve sosyal olayların bir sonucu olduğuna dikkat çeken Eyigün, "Yani şiddet göçü, göç de şiddeti tetikliyor. Bunların tekrar yaşanmaması için bu döngünün bir an önce kırılması gerekiyor" ifadelerinde bulundu. Eyigün, şunları kaydetti: "Göçler en yakın bölgelere yapıldığı için, Diyarbakır'dan genellikle Gaziantep, Adana ve Mersin'e doğru bir göç dalgası önce oralarda huzursuzluğa neden olacak, oralardan da İstanbul, Bursa, İzmir gibi daha büyük metropollere yönelecektir."
Terör en çok sivillere zarar veriyor
Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sözen, terörün en çok bölgedeki Kürt vatandaşlara zarar verdiğini belirterek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde adeta bir insanlık dramı yaşandığını söyledi. Sözen, şöyle devam etti: "Sur'da evleri yıkılanlar Kürt kökenli sivil vatandaşlarımız, eşyalarını almadan evlerini terk etmek zorunda kalanlar Kürt kökenli vatandaşlarımız, ibadet özgürlüğü elinden alınanlar Kürt kökenli vatandaşımız. Eylül ayında açılması gerektiği halde okulları açılmayan ve kaderiyle baş başa bırakılmış çocuklar, Kürt kökenli vatandaşlarımızın çocukları. Bu olaylar sonucu ölen sivil masum vatandaşlarımız bizim Kürt kökenli vatandaşlarımız. Terör en çok bölgedeki sivillere zarar veriyor."
Dicle Üniversitesi (DÜ) Rektör Yardımcısı ve Sosyolog Prof. Dr. Sabri Eyigün, sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerde yaşanan göçlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde son 30-40 yıldır yaşanan olayların bir kısır döngü şeklinde birbirini doğurmaya ve böylece varlığını sürdürmeye devam ettiğini söyleyen Eyigün, şunları söyledi: "Bilindiği gibi 1984 yılında başlayan şiddet eylemlerine paralel olarak yaşanan sorunlardan dolayı bölgede kırsal kesimden Diyarbakır merkeze doğru zorunlu ve isteğe bağlı göçler yaşandı. Beklenmedik ve hiçbir hizmet planlaması olmadan gerçekleşen bu göçler, başta Diyarbakır Merkezi ve ilçeleri olmak üzere Güney kentlerimize de beraberinde onlarca sorunu getirdi. Bu sorunların başında ise şiddet sarmalı gelmekteydi."
Yeni bir göç dalgası kapıda
Bugün itibariyle bölgede yaşanan şiddet sarmalının döngüsel olarak yaşanan siyasal ve sosyal olayların bir sonucu olduğuna dikkat çeken Eyigün, "Yani şiddet göçü, göç de şiddeti tetikliyor. Bunların tekrar yaşanmaması için bu döngünün bir an önce kırılması gerekiyor" ifadelerinde bulundu. Eyigün, şunları kaydetti: "Göçler en yakın bölgelere yapıldığı için, Diyarbakır'dan genellikle Gaziantep, Adana ve Mersin'e doğru bir göç dalgası önce oralarda huzursuzluğa neden olacak, oralardan da İstanbul, Bursa, İzmir gibi daha büyük metropollere yönelecektir."
Terör en çok sivillere zarar veriyor
Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sözen, terörün en çok bölgedeki Kürt vatandaşlara zarar verdiğini belirterek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde adeta bir insanlık dramı yaşandığını söyledi. Sözen, şöyle devam etti: "Sur'da evleri yıkılanlar Kürt kökenli sivil vatandaşlarımız, eşyalarını almadan evlerini terk etmek zorunda kalanlar Kürt kökenli vatandaşlarımız, ibadet özgürlüğü elinden alınanlar Kürt kökenli vatandaşımız. Eylül ayında açılması gerektiği halde okulları açılmayan ve kaderiyle baş başa bırakılmış çocuklar, Kürt kökenli vatandaşlarımızın çocukları. Bu olaylar sonucu ölen sivil masum vatandaşlarımız bizim Kürt kökenli vatandaşlarımız. Terör en çok bölgedeki sivillere zarar veriyor."