Her gün çok sıkça duyduğumuz, gördüğümüz, tanık olduğumuz ölüm var ya! İşte bugün ondan bahsedelim.
Diğer ifadeyle, 'evet, hepimiz bir gün öleceğiz' diyip sonra hiç kale almadığımız ölüm gerçeğinden bahsedelim.
Veya deprem, kaza, hastalık gibi hallerde aklımıza gelen akabinde ise bir anda unuttuğumuz ölümden.
Oysa Yüce Allah (c.c) ölümü hiç unutmamamızı istiyor.
"Ey Resulüm! Onlara de ki; haberiniz olsun o kaçıp, durduğunuz ölüm muhakkak gelip size kavuşacaktır. Sonra hem gizliyi, hem aşikârı bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O, size neler yaptığınızı haber verecektir." (Cuma suresi 8)
Demek ki, ölüm mutlak ve öldükten sonrada bir hayat var.
Prof. Dr. Haydar Baş ölümü bir perdeye benzeterek şöyle der;
"Hayat bir dünyadır. Ahrette bir dünyadır. İkisi arasındaki perde ölümdür. Ama nefis ahireti görmediği, bilmediği için o tarafa yokluk olarak bakar, ölümden de çok korkar, tir, tir korkar. Bilse ki ondan sonra muazzam, sonsuz bir hayat var; o zaman ölüme koşa, koşa gider…
İbadetin azalması, ahiret inancının zayıflamasını da beraberinde getirir. Çünkü alabildiğine bir başıboş koşuş neredeyse hepimizde var. İnsan böyle bir boşluğa düştüğü zaman, dipsiz bir kuyuya düşmüş gibi olur. Ahireti de unutur, hesabı da.
İnansa bile bunlar, hayatta onu etkileyen şeyler olarak karşısına çıkmaz. Onun için, eğer kullukta ısrarlı isek, insanın ibadet ve taatla iç içe olması lazım…" (Hikmetin Sırları sh:227-28)
Abdülkadir Geylani Hazretleri şu sözleri ise ölüme karşı kayıtsızlığımızı birebir anlatıyor;
"Ne kadar çok yıkanmış kefen vardır. Hâlbuki sahibi sokakta meşguldür.
Ne kadar çok kabir vardır. Hâlbuki sahibi zevk-u sefa ile mağrurdur.
Ne kadar çok gülen, eğlenen vardır. Hâlbuki sahibi ansızın helak olucudur.
Ne kadar çok mükemmel binalar vardır. Hâlbuki sahibinin ölümü yaklaşmıştır.
Ne kadar çok sevap ümit eden kul vardır. Hâlbuki onun için azap hazırlanmaktadır.
Ne kadar çok beşaret uman kul vardır. Hâlbuki onun için ziyan ve zarar zuhur eder.
Ne kadar çok cennet isteyen kul vardır. Hâlbuki onun için cehennem zuhur eder.
Ne kadar çok kavuşma arzusunda olan kul vardır. Hâlbuki onun için ayrılık hâsıl olur.
Ne kadar çok kul vardır ki bahşiş ümit eder. Hâlbuki onu bela karşılar.
Ne kadar çok mal-mülk arzu eden vardır. Hâlbuki onlar için helak zuhur eder." (Üç Aylar ve Faziletleri sh:106)
Peki, ne yapmamız lazım?
"Ey müminler! Allah'tan korkun. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın." (Haşr Suresi 18)
"Allah'a (c.c) kâmil anlamda kulluk, O'nu her an hatırlamakla gerçekleşir. Bunun tersi gaflettir. Gaflet bir nevi uykudur. Gafleti dağıtmak ise ancak ölümü tefekkür ile temin edilir. Ölümü tefekkürde, ölümsüzlük sırrı saklıdır." (Prof. Dr. Haydar Baş İslam ve Hz. Mevlana sh:296)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.a.v); "Ölmeden önce ölünüz. Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz" buyuruyor.
Eşrefoğlu Rumi Hazretleri bu hadisi şerif için şöyle diyor;
"Her Müslüman ecel gelmeden önce kendisindeki kötü duygu, huy ve hasletleri yok etmeli, öldürmelidir. Bunu yaptıktan sonrada güzel duygu, huy ve hasletlerle bezenmelidir.
İşte bu dünyada iken kendisindeki kötü duygu, huy ve hasletleri yok edip, yerine güzel huy, duygu ve hasletlerle bezenen bir Müslüman ölmeden önce ölmüştür. Yani nefsini öldürmüştür.
Yine bir Müslüman, bu dünyada kendisini hesaba çekmeli, eksilerini yok ederek, artılarını çoğaltmalıdır. İşte bu kişinin kendini hesaba çekmesidir." (Müzekkin Nüfus sh:37-38)
Rabbim, ölümü hakkıyla anlayıp, azığımızı ona göre hazırlamayı nasip etsin…
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025