Şu an ülkenin gıda güvenliği acil halledilmesi gereken sorundur sevgili okurlar.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli: "Türkiye'de bu sezon itibarıyla 'ben zarar ettim' diyen çiftçimiz yok, olmaması gerekir. Gübre desteklerini artırdık, yeterli mi? Değil. Elimde olsa çok daha fazlasını veririm" diyor.
Bakan Pakdemirli gübre ve sertifikalı tohum desteğinin arttırıldığına dair açıklamalarda bulunuyor ama tarlaya atılan tohumların ve gübrelerin yabancı menşeli olduğunu, yurtdışından ihraç edildiklerini, son 1 yıl içerisinde yüzde 500 zamlandıklarını söylemiyor.
AKP iktidar olduğu günden beri üretmek ve üreticiyi tam manası ile desteklemek yerine hep ithalatı seçti. İthal ofisi gibi çalışan bir bakanlık var. 'Paramız var ki ithal ediyoruz' söylemi baştankara ve sığ bir anlayışın ürünüdür. Yıllardan beri yazıyor ve söylüyoruz; "ithalat bedava dahi olsa külliyen zarardır…"
Son 15 ayda gübre fiyatlarına gelen korkunç zam oranları ortada. Üre gübresi 15 ayda yüzde 407, Can gübresi ise yüzde 485 zamlanarak tarihi rekor kırdı.
Gübre fiyatlarına gelen zamla birlikte 1 kg buğdayın üretim maliyeti 4,5 TL'ye çıkmış bulunmakta. Son 20 yılda çiftçinin tüm girdi maliyet kalemleri 20 kat artmış durumda. 2002'de çiftçi sattığı 1 ton buğdayla 33 gram altın alabiliyorken bugün 1 ton sattığında ancak 4 gram altın alabilmektedir.
Kalkınmayı isteyen ve halkına refahı yaşatmayı hedefleyen bir ülkede tarım temel ve asıl olmalıdır. Tarım birinci öncelikli ve stratejiktir. "Tarım stratejiktir ve gereken önem verilmelidir" şeklinde bu gerçeğin altını çizen ve yapılması gerekenleri maddeler halinde sıralayan çözüm ve çare insanı merhum Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdı. Başta köylü olmak üzere, milletimiz, etkili ve yetkililer bu çağrıya kulak kabartmadılar. Yaşanan bu zillet, üretimsizlik ve fahiş fiyatlar Haydar Baş Bey'i dinlememenin acı faturalarıdır.
Bütün gelişmiş ülkelere bakın, hepsi tarım ve hayvancılık ülkesidir. Tarım ve hayvancılığını ihmal edenler eninde ve sonunda sömürgeci ülkelerin oyuncağı olurlar. Ülkedeki ithalata dayalı bu tarım anlayışı bitmişliğin ve zilletin resmidir.
Bizler ülke olarak üretimle pekala dünyanın 1 numaralı devleti olabiliriz. Bizim elimizdeki üretim imkanları ve değerlerimiz dünyada hiçbir ülkede bulunmamaktadır. Yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından dünyanın en zengin ülkesiyiz. En zengin olmamıza rağmen üretimsiz bir şekilde sefilleri ve pahalılığın dik alasını yaşamaktayız. Bizleri bu zillete ve fakirliğe duçar edenleri ise bu millet yine baş göz etmektedir. Sosyolojide bu hal izah edilememektedir.
Milletimiz ayıkmaz ve zenginliğini ona vereceklerle bir ve beraber olmaz ise inanın çok kötü günler kapıda bizleri bekliyor.
Bu ülkede doğru giden bir şey olmayacak mı Allah aşkına?.. Kafaya bakar mısınız sevgili okurlar, kafaya…
Yurdum insanı son gelen zamlarla kafayı yerken, yüksek faturaları ödeyemediği için gazları, elektrikleri kesilirken; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez doğalgaz, elektrik ve akaryakıta gelen zamlar için "muhteşem bir çözüm" buluyor.
Bakan Dönmez, "Daha çok kullananların biraz daha tasarrufa riayet etmesini istiyoruz. Evlerimizde özellikle 1 derecelik sıcaklık değişikliği, yani 23 yerine 22 derecede evinizi ısıtmanın aylık faturanıza etkisi yüzde 7 olur. Yazın da eğer klimayla soğutuyorsanız, 18 derecede soğutacağınıza 19 derecede soğutmuş olsanız yüzde 7 faturanıza katkı var. Bunu 7'den 70'e herkesin yapması gereken, adeta bir vatandaşlık görevi olduğunu düşünüyoruz. Hem bu kaynaklarda dışa bağımlıyız, hem de gereksiz yere bu enerjiyi üretebilmek için kaynak tüketiyoruz" dedi.
Bu kafa ve anlayış bu ülkede çözüm ve çare olacak! Allah'ım aklımıza mukayyet ol…
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025