Ülkemiz siyaset mantığında çağ değişmesine, rejim değiştirilmesine ve 20 yıllık tek parti iktidarına rağmen hiçbir şeyin değişmediğini görüyorsunuzdur.
80 öncesi o meşhur 'Güneş Otel' ve milletvekili transfer borsasını, alış-satış fiyatlarını orta yaşlılar bilir.
40 yıl sonra aynı tabloyu yaşıyor muyuz? Yaşıyoruz. Neden? Çünkü ülkemizdeki siyasi partiler ve liderleri, 'önce ben, önce partim, gerisine sonra bakarız' mantığındadırlar.
Örnek mi?
Erdoğan ve AKP'nin, Bahçeli ve MHP'ye dedikleri…
Bahçeli ve MHP'nin, Erdoğan ve AKP'ye yönelttikleri suçlamalar, tehditler ortada. Şimdi el eleler.
Erdoğan ve AKP'nin, BBP ve Desteci'ye, onların da Erdoğan ve AKP'ye dedikleri ortada. Şimdi onlarda el ele.
Erdoğan ve AKP'nin, komünistlere ve Doğu Perinçek'e bakışları malumdur. Şimdi el eleler.
Erdoğan ve AKP'nin, Ecevit ve DSP'ye bakışlarını biliyorsunuz. Ecevit'e yaptıkları ithamlar, üstü kapalı tekfirleri de malum.
Ama o DSP'nin yönetimi şimdi Erdoğan ile el ele.
Hüda-Par'ı Gaffar Okan'a sorun. MİT'e sorun. Hakan Fidan'a sorun. Hüda-Par, Erdoğan ile el ele.
Ya Erbakanlar!
Merhum Necmettin Erbakan ısrarla AKP'yi, 'İsrail'in' kurduğunu ve AKP'nin Siyonizm'e hizmet ettiğini yıllarda dillendirdi.
Oğul Erbakan ise önce 'Erdoğan yasal olarak aday olmaz' dedi. Ardından ittifak görüşmelerinde AKP'nin önüne adeta imanın şartları gibi maddeler koydu. Şimdi Erdoğan ile Erbakan el ele.
Ya karşı taraf
Aynı tablo. Muharrem İnce nerede? Ümit Özdağ nerede? Sinan Oğan nerede? Madımak üzerinden birbirlerini fail ilan edenler şimdi el ele.
İskilipli Atıf'ı kutsayanlar ile CHP-İYİ Parti el ele. Şeyh Said'i ananlar ile CHP-İYİ Parti el ele. HDP orta malı gibi. Kimi, Apo'nun mektubuyla HDP seçmenine göz kırpıyor, kimi özgürlükleri arttıracağız vaadiyle aynı gözü kırpıyor. HDP'yi yöneten zihniyette gemisini yürütüyor.
Türkiye'nin getirildiği noktayı iyi kötü herkes gördü. Bu iktidarın değişmesi konusunda bütün muhalefet hem fikir oldu.
Bir masa kurdular. Adına 6'lı masa, dediler. Bana göre siyasi ömürlerini tamamlamış Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ı masaya aldılar. Sadece ismi kalmış Demokrat Partiyi masaya şartel yaptılar. Neden 7'li, 8'li değil, diye sorduk. Cevap vermediler.
Hüseyin Baş çıktı meydana. "Türkiye'nin en büyük sorunu Erdoğan'ın yönetim anlayışıdır ve Türkiye bu iktidardan kurtulmaz zorundadır. Eğer masanız birileri tarafında dizayn edilmediyse bizi de alın. Sizden hiç bir şey istemiyorum. 'Çünkü hattı müdafaa yoktur. Sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır' (MKA) dedi.
Neden dedi?
Çünkü babası da vatan için, millet için aynı çağrıyı, aynı duruşu defalarca göstertmişti de ondan.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, Erdoğan ile iki kez görüşmüş ve 'sizden bir bekçi kulübesi dahi istemeden her türlü desteği veririz. Yeter ki şu FETÖ hareketinden uzak durun (devletimizi-milletimizi uzak tutun)' şartını koymuştu.
Sayın Erdoğan ve partisi hiç oralı bile olmadı. FETÖ her tarafı sardı. Haydar Baş Hocamız yıllarca iktidar ve muhalefeti milli ve manevi konularda uyardığı gibi ekonomik olarak gelen tsunamiyi de haber verdi.
Yetmedi! Türkiye demokratik krallığa götürülmek isteniyor, diyerek hayır, cephesinde yer aldı.
Namık Kemal Zeybek ile ittifak yaptı. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kim, olduğu bildiği halde Erdoğan'ın karşısında gitti Bay Kemal, Devlet Bahçeli ve diğerleri ile oturdu.
CHP iki kez geldi Haydar Hocaya. Devlet ve milletimizin menfaati için her adımı atmaya hazırız, mesajını verdi Haydar Baş ve atması gereken adımları karşılık beklemeden attı.
Ha! CHP attığı adımın gereğini yapmamış, verdiği sözü tutmamış O Haydar Hocanın sorunu değil. CHP'nin sorunudur.
Şimdi Hüseyin Baş aynı adımları attı. CHP adım atmadı. İYİ Parti adım değil fake attı.
Bu Hüseyin Baş'ın değil CHP'nin, İYİ Partinin sorunudur.
İçimizdeki çakallar
Orman çakalsız olur mu? Olmaz. Müslümanlar, münafıksız olur mu? Olmaz. Peygamberimizin en yakınına kadar sokulan münafıklar haliyle Haydar Hocanın yakınlarına kadar da sızmıştı.
Onun vuslatından sonra fırsat kollayanlar, emellerine ulaşamayınca Hüseyin Baş'ı hedef alıyorlar.
Yok, 'o masaya neden gitmiş, o masada sizi döverler demiştim, o masaya Haydar Hoca ne derdi' gibi bin bir fitne ile kendilerince bir şeyler ispat etmeye hatta kendilerini Haydar Baş zannetmeye kalkıyorlar.
Haliyle kimi domuz çobanı oldu, kimisi de o çobana çırak oldu. Sonuç: Alçaklara kar yağdı. Allah kurtarsın.
- Kültür Bakanı kimin kültürünü canlandırıyor? / 16.02.2025
- Ahir zaman hadislerinin muhatabı kim? / 15.02.2025
- Trump severler ters köşe oldu / 14.02.2025
- Hz. Mehdi (a.s) bu gecede dünyaya gelmiştir / 13.02.2025
- Hukuk devletiyiz / 12.02.2025
- Gazze’de rol değişimi / 10.02.2025
- Şara, İsrail’e ne zaman saldıracak? / 09.02.2025
- Akıllı bir insan bilmediği bir şeyi inkâr eder mi? / 08.02.2025
- Adı ‘adalet’ soyadı ‘kalkınma’ / 07.02.2025