BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, BTP iktidarında 'Sosyal Devlet, Milli Devlet' tezi çerçevesinde tüm vatandaşlara nitelikli sağlık hizmeti sunulacağını belirtti.
Bağımsız Türkiye Partisi(BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Devlet'in hayata geçireceği sağlık sisteminin birbiri ile alakalı birçok projenin birleşiminden oluştuğunun altını çizdi. Bunları 'koruma tedbirleri, kontrol ve iyileştirme, tedavi önlemleri' olarak sınıflandıran Prof. Dr. Baş, 'koruma amaçlı tedbirler' konusunda şu açıklamalarda bulundu: "Bireylerin hastalanmalarına sebep olan çevresel ve bireysel etkilerin azaltılması sağlanacaktır.Yanlış sanayi uygulamaları, dünyanın talan edilircesine global firmalar tarafından tahrip edilmesi, ormanların yok olması, çevresel etkilerine dikkat edilmeden yapılan üretimler, dünyada var olan temiz su kaynaklarının ancak üçte birini kullanılır kılmaktadır. Milli Devlet, her şeyden önce sadece kendi insanı ile değil, aynı zamanda yaşadığı çevre ve tabiat ile de barışık bir yaklaşım sergilemektedir. Her türlü yasal düzenlemeler yapılarak ekosisteme zarar verecek uygulamaların önüne geçmek, sağlık sisteminin temel adımıdır. Unutmamalıyız ki kaynakların tükenmesinden değil, onların tahrip edilmesinden çekinmemiz gerekmektedir."Bireylerin çevrelerine zarar vermelerinin hem insan hakları açısından, hem de hukuki düzenlemelerle yasaklandığının altını çizen BTP Genel Başkanı, "Ancak bireylerin kendilerine de zarar vermesi mümkündür. Bu hususta Milli Devlet, bir anne hassasiyeti ile vatandaşlarına yaklaşacak ve vatandaşlarının kendi sağlıklarına zarar verebilecekleri kötü alışkanlıkları, kısmen yasal yöntemle ama genel olarak eğitimle çözecektir" dedi.
Vatandaşın ekonomk durumu iyileştirilecekYaşam kalitesini geliştirmek için atılacak adımların kontrol ve iyileştirme kapsamında ele alınacağının altını çizen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, bu çerçevede yapılacakları şöyle ortaya koydu: "Her şeyden önce yetersiz beslenmeye karşı, öncelikle doğan her çocuk için15 bin YTL'lik yıllara yayılmış kademeli doğum desteği verilecektir. Bu rakam ülkemizin satın alma gücüne göre hesaplanmıştır. Her ülke için farklı olmakla birlikte; hedef, doğan her bebeğin okul öncesi öncelikli olarak beslenme ihtiyacı olmak üzere ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Uygulanacak Sosyal Devlet projeleri ve ekonomi politikaları ile vatandaşların gelir düzeyi asgari geçim seviyesine taşınacak; ayrıca tarım politikaları ile fiyatların ucuzlaması hedeflenerek iki yönden bireylerin satın alma gücü desteklenip arttırılacaktır."
Aile hekimliği sistemi Yine kontrol çalışmaları çerçevesinde aile hekimliği sisteminin devreye konulacağının altını çizen Prof. Dr. Baş, şöyle devam etti: "Her vatandaşın bağlı bulunduğu bir aile hekimi sistemi geliştirilmiştir. Bireylerin sağlık durumları, daha ana rahminden itibaren belli periyotlarda düzenli takip edilerek; hastalanmadan önceki evrede gerekli olan desteklerle birlikte 'hastalık öncesi iyileştirme' sistemi devreye konulacaktır. Bugün üniversite kapılarında bekleyen yüz binlerce genç,sınavı kazanamadığı için meslek sahibi olamaz iken; diğer taraftan yeterli doktor olmadığı için insanlar kuyruklarda sıra beklemek zorunda bırakılmaktadırlar. Doktor olanların ise ihtisas yapmasına yine sınav sistemi ile engel olunmaktadır. Gerek gençlerin, gerekse tıp fakültesi mezunlarının önündeki sınav engeli kaldırılacaktır. Devlet, eforunu vatandaşlarını engellemek için değil, onları yetiştirip toplumun yaşam standardını yükseltmek üzere kullanacaktır."
Özel - kamu el eleTeşhis ve tedavide, gerek özel sektör, gerekse kamuya ait hastanelerden istifade edileceğini dile getiren Prof. Dr. Baş, şöyle devam etti: "Aile hekimliği sistemi ile hizmet ayağa götürülürken; gerekli görülen yerlerde daha ağır tedaviler için hastaneler kullanılacağı için randevu sistemi ile kuyruklara son verilecektir. Gerek özel, gerekse kamu hastanelerinde bireylerin tedavi ücreti, devlet tarafından karşılanacaktır. Sağlık sisteminden ilaç ve hastane hizmeti olarak istifade eden vatandaşlar, bunun için her hangi bir prim ödemek zorunda kalmayacaktır. İlaç sanayi bugün global firmaların tekelindedir. Bu hususta hem yerli sanayiinin desteklenmesi sağlanacak, hem de Sağlık Bakanlığı bünyesinde, üniversitelerle koordineli yüksek bütçeli araştırma ve geliştirme departmanı kurulacaktır. Bu departmanda, gerek ilaç, gerek genetik, gerekse yeni tıbbi çalışmaların yapılmasına imkan tanınacaktır. Bizce, her vatandaşın, tedavi imkânlarından insan onuruna yakışır bir şekilde istifade etmesini temin edecek sağlık güvencesi, hem vatandaşların en doğal hakkı, hem de devletin vatandaşına karşı görevidir."
Bağımsız Türkiye Partisi(BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Devlet'in hayata geçireceği sağlık sisteminin birbiri ile alakalı birçok projenin birleşiminden oluştuğunun altını çizdi. Bunları 'koruma tedbirleri, kontrol ve iyileştirme, tedavi önlemleri' olarak sınıflandıran Prof. Dr. Baş, 'koruma amaçlı tedbirler' konusunda şu açıklamalarda bulundu: "Bireylerin hastalanmalarına sebep olan çevresel ve bireysel etkilerin azaltılması sağlanacaktır.Yanlış sanayi uygulamaları, dünyanın talan edilircesine global firmalar tarafından tahrip edilmesi, ormanların yok olması, çevresel etkilerine dikkat edilmeden yapılan üretimler, dünyada var olan temiz su kaynaklarının ancak üçte birini kullanılır kılmaktadır. Milli Devlet, her şeyden önce sadece kendi insanı ile değil, aynı zamanda yaşadığı çevre ve tabiat ile de barışık bir yaklaşım sergilemektedir. Her türlü yasal düzenlemeler yapılarak ekosisteme zarar verecek uygulamaların önüne geçmek, sağlık sisteminin temel adımıdır. Unutmamalıyız ki kaynakların tükenmesinden değil, onların tahrip edilmesinden çekinmemiz gerekmektedir."Bireylerin çevrelerine zarar vermelerinin hem insan hakları açısından, hem de hukuki düzenlemelerle yasaklandığının altını çizen BTP Genel Başkanı, "Ancak bireylerin kendilerine de zarar vermesi mümkündür. Bu hususta Milli Devlet, bir anne hassasiyeti ile vatandaşlarına yaklaşacak ve vatandaşlarının kendi sağlıklarına zarar verebilecekleri kötü alışkanlıkları, kısmen yasal yöntemle ama genel olarak eğitimle çözecektir" dedi.
Vatandaşın ekonomk durumu iyileştirilecekYaşam kalitesini geliştirmek için atılacak adımların kontrol ve iyileştirme kapsamında ele alınacağının altını çizen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, bu çerçevede yapılacakları şöyle ortaya koydu: "Her şeyden önce yetersiz beslenmeye karşı, öncelikle doğan her çocuk için15 bin YTL'lik yıllara yayılmış kademeli doğum desteği verilecektir. Bu rakam ülkemizin satın alma gücüne göre hesaplanmıştır. Her ülke için farklı olmakla birlikte; hedef, doğan her bebeğin okul öncesi öncelikli olarak beslenme ihtiyacı olmak üzere ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Uygulanacak Sosyal Devlet projeleri ve ekonomi politikaları ile vatandaşların gelir düzeyi asgari geçim seviyesine taşınacak; ayrıca tarım politikaları ile fiyatların ucuzlaması hedeflenerek iki yönden bireylerin satın alma gücü desteklenip arttırılacaktır."
Aile hekimliği sistemi Yine kontrol çalışmaları çerçevesinde aile hekimliği sisteminin devreye konulacağının altını çizen Prof. Dr. Baş, şöyle devam etti: "Her vatandaşın bağlı bulunduğu bir aile hekimi sistemi geliştirilmiştir. Bireylerin sağlık durumları, daha ana rahminden itibaren belli periyotlarda düzenli takip edilerek; hastalanmadan önceki evrede gerekli olan desteklerle birlikte 'hastalık öncesi iyileştirme' sistemi devreye konulacaktır. Bugün üniversite kapılarında bekleyen yüz binlerce genç,sınavı kazanamadığı için meslek sahibi olamaz iken; diğer taraftan yeterli doktor olmadığı için insanlar kuyruklarda sıra beklemek zorunda bırakılmaktadırlar. Doktor olanların ise ihtisas yapmasına yine sınav sistemi ile engel olunmaktadır. Gerek gençlerin, gerekse tıp fakültesi mezunlarının önündeki sınav engeli kaldırılacaktır. Devlet, eforunu vatandaşlarını engellemek için değil, onları yetiştirip toplumun yaşam standardını yükseltmek üzere kullanacaktır."
Özel - kamu el eleTeşhis ve tedavide, gerek özel sektör, gerekse kamuya ait hastanelerden istifade edileceğini dile getiren Prof. Dr. Baş, şöyle devam etti: "Aile hekimliği sistemi ile hizmet ayağa götürülürken; gerekli görülen yerlerde daha ağır tedaviler için hastaneler kullanılacağı için randevu sistemi ile kuyruklara son verilecektir. Gerek özel, gerekse kamu hastanelerinde bireylerin tedavi ücreti, devlet tarafından karşılanacaktır. Sağlık sisteminden ilaç ve hastane hizmeti olarak istifade eden vatandaşlar, bunun için her hangi bir prim ödemek zorunda kalmayacaktır. İlaç sanayi bugün global firmaların tekelindedir. Bu hususta hem yerli sanayiinin desteklenmesi sağlanacak, hem de Sağlık Bakanlığı bünyesinde, üniversitelerle koordineli yüksek bütçeli araştırma ve geliştirme departmanı kurulacaktır. Bu departmanda, gerek ilaç, gerek genetik, gerekse yeni tıbbi çalışmaların yapılmasına imkan tanınacaktır. Bizce, her vatandaşın, tedavi imkânlarından insan onuruna yakışır bir şekilde istifade etmesini temin edecek sağlık güvencesi, hem vatandaşların en doğal hakkı, hem de devletin vatandaşına karşı görevidir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.