Her yarışın bir bitiş çizgisi vardır.
Kim o çizgiye erken varmayı başarırsa yarışı kazanır. Bazı durumlarda bitiş çizgisini insan kendisi yaratır. Aldığı yanlış kararlar, kişilerle ilgili tercihler hiç ummadığı anda rakip takımın lehine gelişiverir. Türkiye'de siyasi arenada bugünlerde yaşanan şey tamamen bir bitiş çizgisini işaret ediyor.
İktidarın yanlış tercihleri nedeni ile bitiş çizgisini geçtiği belirtilirken, muhalefetin yanlış tercih ve kabulleri de kendi bitiş çizgilerini hazırladığını gösteriyor.
Tutarlı olmak, geçmişte söylediklerinden farklı davranmak, söylem değiştirmek gerek iktidarın gerekse muhalefetin ardına sığındığı bir argüman oldu. Oysa siyasetçiler arasında Türk insanı; tutarlı, istikrarlı ve sözünün arkasında duranları tercih etmek gibi bir özelliğe sahiptir. Çünkü verilen sözleri tutmayan, sürekli taraf değiştiren veya fikir değiştirenlerin kendisine bir yararı olmaz.
Şu sıralarda "dün dündür, bugün bugündür" diyen partiler bile tercih listesinin dışında kalıyor.
Kısacası pek çok parti bitiş çizgisini geçtiğinin farkında değil.
***
Dünya hakkında masallar, türküler ve ninniler söylenen günler gerilerde kaldı. Herkes bir gerçeğin peşinde. Pahalılığın farkında. Eve giren para ile nasıl geçineceklerinin derdine düştü. Üst üste gelen zamlar kontrolden çıkmış vaziyette. Küçük esnaf bir gün önce sattığı malı yerine koyamamaktan şikayetçi.
Değer yargıları kaybolmaya başladı. Tek değer yargısı zenginlik ve fakirlik üzerine oluşmaya başladı. Oysa düne kadar para insanın elinin kiri gibi tarif ediliyordu. Şimdi ise insanın yaşamak için vazgeçilmezi, sevdalısı oldu. Hiç olmaz ise devlet eli ile verilen hizmetlerin ucuzlatılması söz konusu iken, bunlar bile pahalanmış, zam üzerine zamlanmış durumda…
***
Bir ülkenin kalkınmasında temel unsur olan eğitimin sürdürülmesi, yenilikçi modellerin kabulü, eğitimde görev alan kitlelerin kalitesinin arttırılması ile orantılı. Son yıllarda çok hızlı bir ilerleme gösteren ülkelerin başında Çin geliyor. Çin'in 2021 yılı nüfusu yaklaşık 1.5 milyar kişi olarak tahmin ediliyor. Ardından 1.4 milyar kişi ile Hindistan geliyor. Teknoloji bakımından Çin dünya devi olmuş durumda. Sadece 300 milyon temel eğitim öğrencisi var. 900 bin civarında da ana okulu, ilkokul, ortaokul ve lise bulunuyor. 50 milyon kadar yüksek öğretim öğrencisi var. Buna rağmen üniversite sayısı 1100 civarında. Yurt dışında okuyanlar ise bu rakamlara dahil değil. Sadece Türkiye'de 3 bine yakın öğrenci okuyor veya staj yapıyor. Türkiye ise Vietnam ile başa baş gidiyor. Bizde 209 üniversite var iken, Vietnam'da 208 üniversite var.
Okul, akademik araştırma, laboratuvarlar, işlikler, staj imkanları gibi konular yabancı dil eğitimi ile doğru orantılı.
Çin'e dönersek; sadece internet kullanımı, kare kodların insan hayatına egemen olması, para yerine her şeyin telefonlardaki uygulamalar ile yapılması, toplumun kameralar ile kontrol edilmesi teknolojilerinin nerelere tırmandığını göstermesi bakımından önemli. İnsanların davranış alışkanlıkları sosyal güvenlik başlığı altında puanlamaya tabi tutulmuş durumda. Bu sayede herkes kontrol altında. Devletin genel olarak belirlediği kurallar var. Bunlara uygun davranışlar ödüllendirilirken, yanlış ve hatalı davranışlar ise cezalandırılıyor. Kapınıza güvenlik güçleri gelmiyor ama, Şanghay meydanında kırmızı ışıkta geçti iseniz tüm dev ekranlarda teşhir ediliyorsunuz. Cezada telefonunuza geliyor. Anında puanlarınızdan düşülüyor. Muhtemelen para cezaları da otomatik olarak kesiliyor.
Herkes akıllı evleri tercih ediyor. Sesinizi tanımladığınız için kapıyı açmak, ışıkları yakmak, televizyonu açıp istediğiniz istasyonu seçmek, ortam ısısını ayarlamak, yemeğinizi mikrodalgada ısıtmak veya dışarıya sipariş vermek birkaç dakikanızı alıyor. WeChat ve Alipay ile tüm bankacılık işlemleri rahatlıkla yapılıyor. En küçük dükkanda bile geçerli.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Kısacası "yapay zeka" her yerde iş başı yapmış.
Alınan puanlar yakında iyi vatandaş, kötü vatandaş olup olmadığının da bir göstergesi olacak… Mükâfat ve Cezalar buna göre değerlendirilecek. Yaşam kredileri de…
Sistemler Avrupa ülkeleri tarafından satın alınmaya başlamış. Yakında sanal bir dünyanın ilk adımları atılacak.
Diyorlar ya, eller aya biz yaya diye… Bakalım bu düzene nasıl ayak uyduracağız? Her ne kadar belli bir yaş üstü şimdiden elimine olsa da ümidimiz ilkokul öğrencilerinde. Malum, cep telefonlarını bile bizden daha iyi kullanıyorlar ya!
Bizim geri kalmamızın nedeni eğitime önem vermeyip, inat uğruna tarihle yarışan yapıları Çamlıca'ya, Taksim Meydanı'na kondurmamızdan, eğitim için yeterli okullar ve üniversiteler açamayışımızdan olmasın?
- Dost… / 15.04.2025
- Çöp dağları… / 11.04.2025
- Maaşının hırsızı… / 07.04.2025
- Rekabet ve geleceğin partisi olmak… / 05.04.2025
- İlahi adalet… / 04.04.2025
- Sahne… / 02.04.2025
- Sessizlik… / 01.04.2025
- Bayramlık… / 28.03.2025
- Gelecek kaygısı… / 21.03.2025