Birlik ve beraberliğimiz için

13 Mayıs günü Haliç Kongre Merkezinde İcmal dergisinin katkıları ile gerçekleşen "Birlik ve Beraberliğimiz İçin Ehl-i Beyt Sempozyumu deyim yerindeyse bizlere bir bayram yaşattı. Sempozyumun güzel semerelerini daha sempozyum gerçekleşmeden almaya, fark etmeye başladık. Sempozyumu haber vermek adına birçok Alevi, Şii, Caferi kardeşlerimizle karşılaştık bir araya geldik. Aynı saflarda Rabbimize ibadet ettik, birbirimizle selamlaştık, telefonlaştık, sevgi ve saygı ile güzel duygularımızı paylaştık. Ayrılığın, gayrılığın olmadığını gördük. Hepimiz Tevhid akidesinde buluştuğumuzu, iman esaslarımızın aynı olduğunu ikrar eyledik. Ehl-i Beyt camilerinde tanıştığımız bazı ablalarımız bizleri evlerine ve sohbetlerine davet ettiler. Allah onlardan razı olsun.
Bu sempozyumda çok önemli, ilgi çekici, özgün sunumlara vesile oldu. Sayın Muharrem Bayraktar, bugün bazı illerimizde Alevi vatandaşlarımızın kapılarının işaretlenmesi ve ölüm ile tehdit edilmelerinin Lawrence ve Humpher isimli misyonerlerin ayrıştırma çalışmalarının bir devamı olduğunu söyledi. Yusuf Has Hacib'in, "Ehl-i Beyt'i severseniz saadete kavuşursunuz, devlet bulursunuz" sözünü hatırlattı. Ahilik teşkilatında insanlara toplumda nasıl davranmaları gerektiğini anlatan fütüvvetnameleri hazırladığını belirtti.
Sayın Mehmet Emin Koç, "Benim Ali'm hikmet şehrinin kapısıdır, kim oraya girmek isterse Hz. Ali'ye başvursun, O'nu sevsin" sözünü hatırlattı. "Ali'm Kur'an iledir, Kur'an Ali'm iledir, Havz-ı Kevser'in başına varıncaya kadar birbirlerinden ayrılmazlar. Eğer Ali kapısından mahrum kalırsak kafamızda sarık, üzerimizde cübbe olsa yanlış yaparız" dedi. Sayın Emre Polat, "Ehl-i Beyt külliyatı ve açılımı tarihi bir kader anıdır. Bu an tarihin yapıldığı andır" diyerek sempozyumun önemini bir kez daha vurguladı. "Osmanlı'nın kuruluşu Ehl-i Beyt aşıkları iledir, Osmanlı'nın yıkılışı ise Ehl-i Beyt'e sırtını dönmesi iledir" dedi.
Sayın Ahmet Hamdi Kepekçi: "Türkleri diğer Sünnilerden ayıran Ehl-i Beyt'e olan sevdalarıdır, çünkü Türkler Ehl-i Beyt'in nefesi ile İslam oldular."
Sayın Abdullah Terzi, "Hz. Ali velayetin başıdır, yalnız Alevilerin değil bütün Müslümanların imamıdır. Hz. Ömer diyor ki: Ali'nin kavli olmasaydı Ömer helak olurdu" sözünü hatırlattı. "Bilmiyorsanız zikir ehline sorunuz" ayet-i kerimesinde "zikir"den maksat Hz. Peygamber'in Ehl-i Beyt'idir gerçeğini hatırlattı.
 Sayın Ömer Eyercioğlu, "Ehl-i Beyt imanın ve İslam medeniyetinin çekirdeği, özü, kulluğun nasıl yapılacağını gösteren bir örnek modeldir" dedi.
Kapanış konuşmasını yapan sayın Prof. Dr. Haydar Baş: "Ehl-i Beyt'e dönmeyen mezhep, meşrep ve tarikler batıldır. İmam-ı Şafii, Şura suresi 23. ayete dayanarak, 'Ehl-i Beyt'i sevmek farzdır' demiştir" dedi. "Yeraltı kaynaklarımıza göz dikenler Sünni-Şii ayrışmasını körüklüyorlar" diyen Baş, "Ehl-i Beyt imamları medrese eğitimi almamışlardır ancak kalplerinin açılması ile ilim elde etmişlerdir. Allah Resulünden hadisleri yazan tek sahabe Hz. Ali (kv) dir" dedi. Konuşmasının sonlarına doğru şöyle bir duada bulundu: "İnşaalah Allah, Sünni kardeşlerimizin gönlünü Alevi, Şii ve Caferi kardeşlerimize, onların gönüllerini de Sünni kardeşlerimizin sevgisine açacaktır" dedi. Bizler de bu duaya kavlen ve fiilen amin diyoruz.