Birlik olmadan huzur olmaz

İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez" ifadeleriyle birliğin önemini çok veciz bir şekilde ortaya koymuştur.Esasen bugün birliğin önemini bilmeyen yok, hatta insanlara zulmetmeyi ahlak haline getirmiş olanlar da 'birlik ve beraberlik'ten bahsediyor. O halde "hangi ölçüye göre birlik", "hangi merkez etrafında birlik?" soruları önem taşıyor. İnsanı yoktan var eden Cenab-ı Hak Kıyame Suresi 36. ayette "İnsanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?" buyurmaktadır.Yine Mü'minun Suresi 115. ayette de "Siz başıboş ve sorumsuz olarak yaratıldığınızı ve tekrar yeniden diriltilip hesaba çekilmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz?" buyurmaktadır.İnsanı başıboş bırakmayacağını ifade eden Cenab-ı Hak, elbette ki onu huzura götürecek birlik ve beraberliğin de ölçüsünü ve kimlerle bu birliğin sağlanacağını açıkça göstermektedir.Herkes, kendisini en iyi tanıyan Yaratan'ına göre bir ölçü kabul etmez de kendi nefsi bakış açısıyla bir birlik tanımı yapmaya kalkarsa ülkemiz için 78 milyon farklı tanım çıkar ki zaten bir birlik oluşması mümkün değildir. Oluşan nefsi menfaat birliktelikleri arasında da çatışma doğal olarak gerçekleşir, huzur olmaz, terör olur.Cenab-ı Hak başıboş yaratılmadığımızı beyan ettikten sonra dünya hayatında bunun göstergesi olarak da Peygamberlerini göndermiştir. Peygamberler, gönderildikleri zamanlarda ve toplumlarda Allah'ın muradını insanlara anlatan ve aynı zamanda birliğin de merkezi olan şahsiyetlerdir.Birlikten bahsedip de, kendisine gönderilen Allah elçisine sırt dönenler, iddia ettikleri ve dava edindikleri 'birlik'te asla samimi değillerdir ve zaten bir neticeye de ulaşamazlar.Hatta Allah'ın muradı gereği peygamberinin etrafında bir ve beraber olmazlarsa, şerde bir olurlarsa belki bir süreliğine, geçici bir saltanat elde ederler ama çok kısa bir zaman sonra Cenab-ı Hak bela ve musibetiyle onları helak eder. Peygamber Efendimiz (s.a.a.) tüm zamanların ve tüm insanlığın merkezidir; Cenab-ı Hakk'ın hakkında "Ey Habibim, Sen olmasaydın, Sen olmasaydın Ben bu alemi yaratmazdım" dediği, tüm insanların O'nun nurundan yaratıldığı beyan edilen yüce şahsiyettir. Allah şefaatlerinden mahrum etmesin.Bu durumda, günümüzde Hz. Peygambersiz bir din anlayışını empoze etmeye çalışanlar, bunu siyasetlerinin merkezi haline getirenler, insanları birlik ve beraberliğe değil, Cenab-ı Hakk'ın gazabına doğru götürür ki buradan huzur çıkmaz, bela ve musibet çıkar.Peygamberimiz kıyamete kadar tüm insanlığın merkezi olduğuna göre, O'na hürmeten başka bir peygamber gelmeyeceğine göre her dönemde insanlar arasında O'nu temsil eden bir vekil gerekir. Öyle ya insan başıboş yaratılmamıştır.Hz. Peygamber kendisinden sonraki vekili Gadir-i Hum'da net bir şekilde ilan etmiştir. 220 Ehl-i Sünnet kaynağı ve bütün Şia kaynaklarında ifade edildiği üzere bu vekil, bu vasi, bu halife İmam Ali Efendimizdir ve O'ndan sonra da Ehl-i Beyt imamları dediğimiz 12 imam dediğimiz yüce şahsiyetlerdir.Onlar bulundukları dönemlerde Allah'ın muradı, Peygamber'in vekili, Kur'an'ın canlısı, ümmetin lideri ve birliğin merkezidir. Onların dışında birlik arayanlar, kendilerini ve tebalarını hüsrana götürmekten başka bir iş yapmış olmazlar.Peygamber Efendimiz, " Ehl-i Beytim Nuh'un gemisi gibidir. Ona binen kurtulur, binmeyen helak olur" (Taberânî) buyurmaktadır.Bu manada, bugün Ehl-i Beyt gerçeğini ortaya koyan, birliğin merkezinin Ehl-i Beyt olduğunu her fırsatta dile getiren, yazdığı Ehl-i Beyt Külliyatı ve gerçekleştirdiği "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" panel ve sempozyumlarıyla tüm dünyaya bu gerçeği haykıran Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a sonsuz şükran borçluyuz.İnşallah milletimiz ve tüm İslam dünyası bu gerçeği benimser de aramıza sokulan bütün fitneler bir anda yok olur gider.Allah encamımızı hayreylesin.