Herkesin istediği dili konuşması elbette çok önemlidir. Bunun önündeki engellerin kaldırılması da mutlaka sağlanması gereken bir insan hakları gereğidir.Ama atacağınız adımları AB istiyor, ABD istiyor veya bir başka yabancı odak istiyor diye atarsanız bu adımlar, ne olursa olsun hayır getirmez, gelmemiştir de?Başkaları istiyor diye siyasilerin bugüne kadar attıkları adımların tamamında sonradan bit yeniği olduğu anlaşıldı. Sonuçta millet ve devlet hep kaybetti.Buna mahal vermemek gerektiğini hatırlattıktan sonra konumuza gelelim.Yükseköğretim Kurulu Başkanı (YÖK) Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması konusunda bir takım açıklamalarda bulundu. Önce YÖK Başkanı Prof. Özcan'ın açıklamasını hatırlayalım, sonra da değerlendirelim.YÖK Başkanı açıklamasında, "Kuzey Irak'taki üniversitelerin bir tanesinden teklif geldi. Bizim böyle bir girişimimiz olduğunu duymuşlar. Amerika'da da Irak'tan bazı hocalarla tanıştım. Onlar da tekliflerini yinelediler. Ben bunların doktoraları var mı? dedim. Hayır, yok dediler. Bu işi yapabilecek nitelikte dediler. ?Öğretim üyesi bulunmasında problem var. Bakacağız?" dedi.Başkan'ın ifadelerinden de anlaşıldığı gibi YÖK'ün kuracağı bölüme hocaları bizzat Barzani gönderecek. Burada eğitim görecek bütün öğrenciler, Barzani'nin göndereceği kişiler tarafından eğitilecek. YÖK başkanı "yanlış yapmak istemiyoruz. Çünkü yanlış başlarsa yanlış gider" diyor açıklamasında ama asıl düşünülmesi gereken noktayı ise es geçiyor. AB ve ABD'nin dayatmasıyla açılan bir bölümden ne fayda geleceği bir tarafa Barzani'nin adamları tarafından eğitilmiş olan öğrencilerden fayda gelir mi? Elbette ki gelmez. Yetkililer maalesef böyle şeyleri hiç düşünmüyorlar. Böyle bir bölüm açacaksanız önce hocalarınızı kendiniz yetiştirirsiniz. Sonra bölümü açmaya teşebbüs edersiniz. Doğal olan yani işlemesi gereken asıl süreç böyle olmalı. Ama hükümetin nedense çok acelesi var.Hükümetin dolayısıyla da YÖK'ün bu bölümde görevlendirilecek hocaları yetiştirmeyi bekleyemeyecek ve Barzani'den adam almayı bile düşünecek kadar acele ediyorlar. Bu acelenin sebebini YÖK Başkanı bir açıklasa da biz de bu merakımızı gidersek.YÖK Başkanı yukarıdaki açıklamaları yaptığı toplantıda "Ermeni dili" üzerine de bir bölüm açılabileceği konusunda bazı şeyler söylüyor. Anlaşıldığı gibi YÖK Başkanına makul gelen bu mantıkla düşündüğümüz takdirde Ermeni dili bölümü için de Ermenistan'dan ya da diaspora Ermenilerinden hoca talep edecekler ve buralardan gelen tekliflere olumlu yanıt verebileceklerdir. Bunun sonu yok. Merak ettiğim bir şey daha var.Türkiye olarak Barzani'yi resmen tanıdık da bizim mi haberimiz yok? Kuzey Irak yönetiminden sanki Türkiye'nin yıllardır resmi ilişki içerisinde olduğu bir komşusuymuş gibi bahsedilmesine başka bir anlam vermek mümkün değil.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024