Biri ecdadıma saldırdı mı!...

Zaman gazetesinde, Şahin Alpay'ın "Orhan Pamuk'a saygı borçluyuz" başlıklı yazısı yayınlandıktan sonra iki yazı yazdık, en az yirmiiki yazı daha yazılması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir hezeyan karşısında, böyle bir iftira ve iftiracıyı alkışlama ahlaksızlığı karşısında eğer susarsak, eğer susarsanız, yarın hesap gününde dedelerimizin elleri yakamızda olacaktır. Ben şahsen Erzurumlu olarak, Erzurum'un milli kahramanı Nene Hatun'un sert, derin ve anlamlı bakışları karşısında eziliyorum. Fotoğrefına her baktığımda, Zaman gazetesindeki, "iftiracıya saygı ve teşekkür borçlu olduğumuzu" söyleyen o malum yazı geliyor aklıma. Nene Hatun'un; "Ermeniler anamızdan emdiğimizi burnumuzdan getirdiler, hayatımızı zehir ettiler, gözümüzün önünde sevdiklerimizi diri diri yaktılar. Her şeye rağmen vatanımızı müdafa ettik. Bizden sonra, günün birinde bir iftiracı, Ermenilerin işledikleri cinayetleri ters çevirip, bizim üzerimize yıkmaya kalktı, peki siz ne yaptınız? İftiracıya ve onu alkışlayanlara karşı tepkiniz ne oldu? Hiç değilse kaşlarınızı çatacak, suratınızı asacak kadar bizim değerimiz yok muydu yanınızda" sözlerini duyar gibiyim. Ceddimiz, Milli Şairimiz Mehmet Akif'in; "Yumuşak başlı isem kim demiş koyunum Kesilir fakat çekmeye gelmez boynum" şeklindeki karakter tesbitinin arkasında durmak, esas bu özelliğe sahip çıkmak için de müfteri alkışlarını protesto etmek borcundayız. Aziz milletimize, bu arada Zaman gazetesi okurlarına da çok içten, çok samimi olarak soruyorum; sizler Milli Şairimizin şu mısralarına katılıyor musunuz: "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevememGelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım Boğamazsın ki, hiç olmazsa yanımdan kovarım." Katılıyorsanız, Zaman gazetesinin "... saygı ve teşekkür borçluyuz" dediği Pamukçuzade'nin "Türkler bir milyon Ermeni'yi otuz bin Kürt'ü katletmiştir" yollu sözleri apaçık bir saldırı değil midir? Bir iftira değil midir? Dünyanın en adaletli bir milletini katillikle suçlamak değil midir? Peki Zaman gazetesinin yaptığı, ecdadımıza saldıranın sırtını sıvazlamaktan, devam et arkandayım demekten başka bir şey midir? Bu apaçık bir zulüm değil midir? Hani siz, zulmü alkışlamayacak zalimi asla sevmeyecektiniz. Hani siz, gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemeyecektiniz. Hani siz, biri ecdadınıza saldırınca, iftira edince, iftira edenin sırtını sıvazlayınca arslan kesilecektiniz, hiç olmazsa yanınızdan kovacak, aynı mecliste, aynı masada oturmayacaktınız! Hiç kimse kusura bakmasın ve hiç kimse ecdadımıza çirkin saldırı karşısında, bu saldırıyı meşrulaştırma çabaları karşısında susmamızı beklemesin. Hiç kimse "hizmet" söylemlerinin arkasına sığınarak bu vatanın, bu milletin can düşmanları ile el sıkışmalarını, sarmaşdolaş vaziyetlerini yutacağımızı, sineye çekeceğimizi beklemesin. Bugün dedelerinin izzetine, şahsiyetine, haysiyetine sahip çıkamayanlar, yarın çocuklarının ve torunlarının izzetini, şahsiyetini, haysiyetini de koruyup dava edemezler. Dün otuz bin insanın katilinin adil yargılanmadığına, mahkeme sırasında kötü muamele gördüğüne, dolaysıyla yeniden yargılanması gerektiğine dair yazılar yayınlayacaksınız, bugün iftiracılara kucak açacaksınız, sonra da dönüp "Zaman hizmetin gazetesi" diye yutturacaksınız. Yok öyle yağma.