Sen bu hayatta birey misin? Yoksa başkalarının gözünde bi rey misin? Kişiliğini, kimliğini ortaya koyabilmen için, sabitleşmiş kelimeler, cümleler kullanmak yerine; cümleler seni tarif etmeli, cümleler! Varlığın katkı etmiyorsa, yokluğun hiç aranmıyorsa, kimin kimsen var ama kimdir, diye, sorulmuyorsa, acı olan da bu ya! Zamanı gelince seçimlerin, seç imlerin varsa! Sen o vakit işaret olursun, iz olursun. Hakaret maksatlı değil bu sözüm, emânet saklı gözüm. Bir emanetçi gözüyle bakar sana, sözüm ona. Aslında sözüm her yana. Yana yana vatan aşkıyla yana. Başka ateş bilmeyiz biz! İşte o sebeple sor kendine, nereye gider bu ülke böyle? Sen bu topraklarda birey misin? Yoksa toprağı başkalarında bi rey misin? At reyini onlara, bakma ardına, ardında olanlara, olup da hatta oluk oluk dolup da taşanlara aldırma! Aldırma sen sadece bi reysin onlar için. Öyle geldin böyle gitmelisin. Sen mi kurtaracaksın vatanı? Sana mı kaldı toprak müdafaası? Bir bak kendine, bak da bir dön kendine, konuş gerekirse kendi kendinle! Elbette bir rey önemli ve elbette sen birey olduğunca bi reysin! Oyunu bozmak için oyunu kullanacaksın. Oyunlara kanıp oynatılmayacak, kullanılmayacaksın. Az biraz gerileri, az biraz öteleri düşün! "Yahu ne olacak ki, ne değişecek ki!" deme! Demeyesin, deme yesin! Yemesin gayri, yemesin, yiyemesin. Senin elinde farkında mısın? Farkında mısın birey olduğunun ve bi rey olduğunun! Hep aynı hikâye diyerek, kahve köşelerinde pinekleyerek, ona buna söverek ama sadece dilimizde söylenerek bu hâle gelmedik mi? Gelmedik mi daha yolun sonuna, sonu olsun artık. Artık olsun ve son olsun istemiyor musun? Düşünmek bu kadar mı zor? Düşüncelerinde zorladığın o kadar çok kalabalıklar var ki, sen benden daha iyi biliyorsun. Bildiğini saklamanın vakti değil, birilerini hâlâ aklamanın zamanı değil! Ne vakit o zaman! Ne zaman o vakit? Düşüncelerini araladığın, düşlerini zorladığın, yolsuzları yolladığın, arsızları harladığın, darsızları darladığın, gözlerini dağladığın, vatan için ağladığın, ateşi ile yandığın zaman! Yan o zaman be kardeşim yan o zaman! Çok mu zor geliyor sana? Bırakamazsın değil mi malını mülkünü? Kıymet verdiğin, değer kattığın süsünü püsünü. O çok methettiğin, önem verdiğin kişisel üstünlüğünü, üstün olduğunda altındakileri ezmenin büyüklüğünü(!) bırakabilir misin? Ses ver sesime ve ses edelim hep beraber. Düşünmek bu kadar zor olmasa gerek. Gerekli olan ne varsa biz de. Peki, ya senin aklın nerede? Karar ver artık;Birey misin? Bi rey misin?Beş yaşında el vurduğum camimizin rahlesindeki parmak izlerimden; Andımız'ı okuduğum ilkokul bahçesinden, yaşadığım 37 yaşıma ve ömrümün sonuna kadar; varlığım İslam varlığına, varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Osman ATEŞOĞLU / diğer yazıları
- Yaraydı! Yar ay'dı! / 14.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin-II / 08.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin!I / 07.11.2015
- Kapasitesiz misiniz kapasite siz misiniz? / 03.11.2015
- Sonuçta! Son uçta! / 26.10.2015
- Bir oyun var, bir oy'un var! / 07.10.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (2) / 23.08.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (1) / 22.08.2015
- Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi! / 31.07.2015
- Kulvar! Kul var! / 21.07.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin-II / 08.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin!I / 07.11.2015
- Kapasitesiz misiniz kapasite siz misiniz? / 03.11.2015
- Sonuçta! Son uçta! / 26.10.2015
- Bir oyun var, bir oy'un var! / 07.10.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (2) / 23.08.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (1) / 22.08.2015
- Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi! / 31.07.2015
- Kulvar! Kul var! / 21.07.2015