Şahitlerine şahit olmadan, şikâyet kutularını doldurmadan, Sırat'tan geçerken ayağımız takılmadan, takıntılı laflara kapılmadan, batan geminin malları diye yumulmadan, rüzgâra salıp kendini nadasa bırakmadan, emeklemeyi bilmeden yürümeye kalkmadan, amma yüreğinle koşarak, gönlünle uçarak, gönül gözünle görerek; "Kim Rasûl'e itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiş olur" (Nisa: 4), "De ki: Allah'a ve Peygamber'e itaat edin" (Âl-i İmran: 31) ayetlerinin nurunda, Hz. Muhammed (s.a.a) yolunda-izinde gitme arzusunu taşırken; bu ateşli, küfranlı, hicranlı zamanda dalgaların fersah fersaha ulaştığı, fırtınaların tepemize karabasan misali çöktüğü, çökertildiği ahir zamanda Ehl-i Beyt gemisine binip "Baş Kaptan"ın götürdüğü istikâmette olabiliyorsan tayfa, olabiliyorsan yamak, olabiliyorsan yaver, olabiliyorsan miço, hiç olamam deme, en azından yelkenine üfleyecek bir nefesin vardır elbet! O bir nefesle kervana katılmaktır dava adamlığı! Karınca misali ağzında bir damla su ateşi söndüremesem de safım belli olsun diyerek İbrahim (a.s)'a yürümektir dava adamlığı! Hiçbir konum, makam, şöhretim olmasın, bir ayeti yaşamanın, yaşatmanın, yerine getirebilmenin huzuru, mutluluğu, hazzını yaşamak lâzım zannımca. Ve biat ederek, itaat ederek Hz Peygamberin (s.a.a) yolunda yürümektir dava adamlığı!Atatürk'ün "Bağımsızlık benim karakterimdir" sözüyle inşa edeceğiz bedenimizi, ifşa edeceğiz fikrimizi, faş edeceğiz dilimizi. Baş edeceğiz Baş'ımızı. "Ya Türk baş olacak, ya Baş Türk olacak" narasıyla!Sözle bağımsızım dersek bağımsızlığımız karakterimiz olarak değil, sadece karakteristik bir bağımsız cümle olarak kalır. İşte tam bu noktada Bağımsız Türk olarak, Türkçe yazarak, Türk'çe yaşamak istiyorum. Kalsam da tek başıma bağımsızlık diye haykırmaktır dava adamlığı! Hür olmayanın, bağımsız olamayanın; milliyetini, dinini yaşayamayacağı gibi bir kölenin efendisi ne derse onu yapıp, onun boyunduruğu altına girip hareket edeceğine ve böylece yaşamaya zorlanmaktansa: "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarımHangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım!" diyerek, zincirleri taktırmamaktır dava adamlığı! Bağımsız olduğun sürece inancını yaşayabilirsin, haykırabilirsin, "ben, hamd olsun Müslümanım, Türk'üm" diyerek söze başlarsın "Ne Mutlu Türk'üm diyene." Ve dahi öyle övünmelisin ki Türk doğman ve Müslüman olman ile?Bağımsızlığını kabul görmek istemediği, seni esareti almaya çalışan cesaret (!) gösterişi içerisindeki zamane kabadayılara, fitneci fesatlara, ırkı başkalaşmış, dini başkalaşmış, genetiği ile oynanmış gülfidanlarını biçmekle görevli bahçevanlara, kabzı mallara dimdik durmanın adıdır, dava adamlığı!Müslüman geçinip, İslâmiyet'le geçinenlere, içimizdeki çakmalara, kıvırtanlara, oryantalistlere, haçlı zihniyetine karşı başını eğmeden dimdik durmanın adıdır, dava adamlığı!"Nice peygamberler var ki; kendileriyle beraber nice Allah dostu çarpıştı da bunlar Allah yolunda başlarına gelenlerden yılmadılar, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever." (Âl-i İmran: 146).Yılmadan, zaafa düşmeden, boyun eğmeden, sabırla Allah'ın rızasını kazanmaya çalışmaktır dava adamlığı!"Haksızlığın karşısında eğilmeyiniz çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz." Hz Ali gibi eğilmemek, kaybetmemektir dava adamlığı!"En büyük cihad zalimin karşısına çıkıp, sen haksızsın, demektir." Hüseyinî duruştur dava adamlığı!Ya Allah, Bismillah diyerek; Allah'ın ismi ile başlamak, küfrana karşı dik durmaktır dava adamlığı!Seçimler gelir geçer, seçenler, seçilenler gelir geçer. Biz partici değiliz, partizan da değiliz. Biz; partiler üstü bir davanın savunucuları, Ehl-i Beyt yolunda Kerbela'da şehit Hüseyin'in torunlarıyız!Biz; dünyaya Türkçe haykıran, "Ne mutlu Türk'üm diyene" diyerek kükreyen Mustafa Kemal'in aslanlarıyız! Biz; "Kâinat Türk Devleti"ni tarihe yazana dek durmayan "Haydar Baş"çılarız! Durmak bir yana, bu saatten sonra nefes almak için mola verirsek, soluğumuz boğazımızda düğümlensin, vesselâm. Beş yaşında el vurduğum camimizin rahlesindeki parmak izlerimden; Andımız'ı okuduğum ilkokul bahçesinden genç yaşıma ve ömrümün sonuna kadar; varlığım İslâm varlığına; varlığım Türk varlığına armağan olsun!
Osman ATEŞOĞLU / diğer yazıları
- Yaraydı! Yar ay'dı! / 14.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin-II / 08.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin!I / 07.11.2015
- Kapasitesiz misiniz kapasite siz misiniz? / 03.11.2015
- Sonuçta! Son uçta! / 26.10.2015
- Bir oyun var, bir oy'un var! / 07.10.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (2) / 23.08.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (1) / 22.08.2015
- Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi! / 31.07.2015
- Kulvar! Kul var! / 21.07.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin-II / 08.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin!I / 07.11.2015
- Kapasitesiz misiniz kapasite siz misiniz? / 03.11.2015
- Sonuçta! Son uçta! / 26.10.2015
- Bir oyun var, bir oy'un var! / 07.10.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (2) / 23.08.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (1) / 22.08.2015
- Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi! / 31.07.2015
- Kulvar! Kul var! / 21.07.2015