Kibir şeytandandır! Baş eğmeyen sana baş eğdirir mi? İşte bütün mesele; alnın vurduğu mührünü, sarsmasıdır yeryüzünü, "Hû!" Büyükleniyorsun, ben oluyorsun, bencilleşiyorsun! Hırsın kaplıyor tüm kâinatı. Gözünde görülen her şey küçük, farkında değilsin; görmeni sağlayan göz bile ne kadar küçük değil mi? Küçüğüm! Küçülüyorsun gözünde âlemin ve el âleme anlata anlata bitiremediğin saltanatın, yaza yaza sonlandıramadığın hayatın; bir göz kırpmalık zamanda son bulmuş. Bu yol sonu aslında sonsuzluğun başıymış. "Hû" diye dönemeyenlerin "U" dönüşü yapamadığı son durakmış ki bırakmış onu öylece?Kıskançlık başlar önce. Bende olmayan kimsede olmasın, ben yoksam sen niye varsın. Varsın gitsin işine? Yürekten gelmese de bu ince sızılar, süte katılan bir nokta kir gibi karalar tertemiz olan kalbi. En büyük yaradır aslında haset, çatır çatır çatlatır insanı. Daha doğrusu hasetli olanı. Olanı olmayanı bu! Dilediğim ise diyebildiğim yanı; olma yanı! Bırak yanların yarınlarını alıp götürmesin, çürütmesin kalbini, gönlünü. Sağlık kadar değerli, zaman kadar kıymetli servet mi var? Boşa tüketme servetini, kaçırma cennetini, paha biçemediğin etini, ucuz bir beze sarmadan gel "Hû" diyelim! Teneşir denen taşa konmadan gel "Hû" diyelim! Yaşın kaç? Belki otuzlardasın, sıkılma bak yine omuzlardasın, el açılıp göklere duâlardasın, sen farkına varmadın son yolculuğundasın! Son seyahate çıkmadan, doğru yoldan "U" dönüşü yapmadan, eğip büküp kıvırmadan, olmayıp nadan, dere-tepe-dağdan, istersen en kısa yoldan hiç uzatmadan gel. Gel ki yine omuzlar üstüne çıkmadan, sırtlarda taşınmadan "Hû" diyelim, "Hû!" Bunca nimete, olanca servete, anca yete! Demenin manası var mı? Düşünmek gerek olmayanı, eksik kalıp yarı yolda kalanı, senin tercih bile etmeyip beğenmediklerini, birilerinin ihtiyaç değip beklediklerini unutma! Kapılardan dönersin bir gün, yarlardan düşersin bir gün ve bir gün yolcu iken rastladığın hancı tanımaz. Giderken tanımadıkların, dönerken hatırlamaz. Senin biliyorum dediklerin, benim unuttuklarım kadar A yaramaz! Yine de biliyorum demeyiz, haddimizi biliriz! Biliriz ki bir gün güneş; yerle yeksan olacak, yeryüzü gökyüzüne karışacak, dağlar başlayacak yürümeye! Sen ki bir çakıl taşına takılıp düşerken; ne cevap vermeye dilin, ne diklenmeye yüreğin, nede sesine ses vermeye gücü yetecek nefsin. İçindeki ses bile yabancı olacak sana. Sesine bile yabancı olan kime tanıdık olacak? Yabancı illerinde, yabancılaşıp, yabanileşme! Uzanan elimize el uzat ki uzanmadan eller bir karış toprağı avuçlamaya. Meraklanma; toprakta biziz, biziz toprakta! Topraktan geldik toprağa dönmeden, "Hû" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşüne izin vermeden, gel "Hû" diyelim en evvel vesselâm?Beş yaşında el vurduğum camimizin rahlesindeki parmak izlerimden; Andımız'ı okuduğum ilkokul bahçesinden, yaşadığım 37 yaşıma ve ömrümün sonuna kadar; varlığım İslâm varlığına; varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Osman ATEŞOĞLU / diğer yazıları
- Yaraydı! Yar ay'dı! / 14.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin-II / 08.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin!I / 07.11.2015
- Kapasitesiz misiniz kapasite siz misiniz? / 03.11.2015
- Sonuçta! Son uçta! / 26.10.2015
- Bir oyun var, bir oy'un var! / 07.10.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (2) / 23.08.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (1) / 22.08.2015
- Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi! / 31.07.2015
- Kulvar! Kul var! / 21.07.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin-II / 08.11.2015
- Bir nefes için durursam, soluğum boğazıma düğümlensin!I / 07.11.2015
- Kapasitesiz misiniz kapasite siz misiniz? / 03.11.2015
- Sonuçta! Son uçta! / 26.10.2015
- Bir oyun var, bir oy'un var! / 07.10.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (2) / 23.08.2015
- "Hu" diyerek dönemeyenlerin "U" dönüşü (1) / 22.08.2015
- Kurtaramayacak sizi! Kurt aramayacak sizi! / 31.07.2015
- Kulvar! Kul var! / 21.07.2015