Köy ziyaretlerimiz devam ediyor, gittiğimiz her köyde, tanıştığımız yeni hemşehrilerimizden yeni yeni şeyler öğreniyoruz. Televizyon yayınlarının en ücra köylere kadar ulaşıyor olması, bilgilenme açısından köy ile şehirin farkını ortadan kaldırıyor. Hatta bazı köylülerimizin, verilen haberleri daha sağlıklı yorumladıklarını, seyrettikleri tartışma programlarından daha iyi dersler çıkardıklarını " zaman zaman müşahede ediyoruz. Köylümüz, çiftçimiz dert yanıyor ve dinledikleri haberleri yorumluyorlar. Diyorlar ki, "Hükümet, zaman zaman rakamlar açıklıyor, enflasyonun düştüğünü, büyüme hızının rekor seviyesine ulaştığını söyleyip duruyorlar. Acaba bu, her tarafı dolduran zenginlikler, büyümeler, gelişmeler bizim memleketimize neden ulaşmıyor? Bu zenginlikler herhalde hep deniz seviyesinde dolaşıp duruyor. Mesela bizim köyün deniz seviyesinden yüksekliği ikibinbeşyüz metre. Bu kadar yükseğe hangi zenginlik ulaşabilir? Demek ki, sahil şeridinde olan memleketlerin enflasyonu düşmüş, büyümesi hızlanmış, işsizliği sıfırlanmış..."
Bir başka irfan sahibi hemşehrimiz sözü alıyor ve devam ediyor: "Dirayetli devlet, becerikli hükümet odur ki; ikibinbeşyüz metre yüksekte yaşayan, baba ocağını tüttürmeye çalışan vatandaşına da zenginlikleri, gelişmeleri ulaştırsın. Şu anda büyüklerimizin bize ulaştırdığı şey, bir avuç mutlu azınlığın yaşadıkları azgınca hayasızca, edepsizce yaşantılarıdır."
Diyorum ki, sizin bu anlattıklarınızı özetleyen bir beyit geldi aklıma Şair Osman Sarı'ya ait olan beyit şöyle:
Gökten yağmur boşanır sel alır bir yerleri
Yanarım kavrulurum bir damla düşmez bana
Tam da bizi anlatan şiirmiş diyerek bir kağıda yazıp kahvenin duvarına asıyorlar hemşehrilerimiz.
Gittiğimiz köylerde Irak belgeselini seyrediyoruz. Baş taraflarda vahşet ve dehşet, görüntülerini, Iraklı anaların, bacıların feryatlarını, babaların çaresizliklerini, yıkılan kubbeleri, minareleri seyrederken "ah, vah" edenler, işgal güçlerine lanet okuyanlar; sıra AKP iktidarının işgale verdiği destek belgelerine gelince, işgalcileri, Türk hükümet yetkililerinin cesaretlendirdiğine dair belgeler ortaya konulunca anında çözülmeler, gidişler başlıyor. Yazık ki, meclisi terkedenlerin çoğunun okumuş-yazmış, yani tahsilli kesim olduğunu müşahede ediyoruz. İlkokul mezunu, ümmi köylümüz, yaşın yaşın ağlarken, kendini âlim zanneden hemşehrilerimiz gerçeklerle karşılaşınca kaçmayı tercih ediyorlar.
Kapat gözlerini kimse görmesin hesabı...
Bir başka irfan sahibi hemşehrimiz sözü alıyor ve devam ediyor: "Dirayetli devlet, becerikli hükümet odur ki; ikibinbeşyüz metre yüksekte yaşayan, baba ocağını tüttürmeye çalışan vatandaşına da zenginlikleri, gelişmeleri ulaştırsın. Şu anda büyüklerimizin bize ulaştırdığı şey, bir avuç mutlu azınlığın yaşadıkları azgınca hayasızca, edepsizce yaşantılarıdır."
Diyorum ki, sizin bu anlattıklarınızı özetleyen bir beyit geldi aklıma Şair Osman Sarı'ya ait olan beyit şöyle:
Gökten yağmur boşanır sel alır bir yerleri
Yanarım kavrulurum bir damla düşmez bana
Tam da bizi anlatan şiirmiş diyerek bir kağıda yazıp kahvenin duvarına asıyorlar hemşehrilerimiz.
Gittiğimiz köylerde Irak belgeselini seyrediyoruz. Baş taraflarda vahşet ve dehşet, görüntülerini, Iraklı anaların, bacıların feryatlarını, babaların çaresizliklerini, yıkılan kubbeleri, minareleri seyrederken "ah, vah" edenler, işgal güçlerine lanet okuyanlar; sıra AKP iktidarının işgale verdiği destek belgelerine gelince, işgalcileri, Türk hükümet yetkililerinin cesaretlendirdiğine dair belgeler ortaya konulunca anında çözülmeler, gidişler başlıyor. Yazık ki, meclisi terkedenlerin çoğunun okumuş-yazmış, yani tahsilli kesim olduğunu müşahede ediyoruz. İlkokul mezunu, ümmi köylümüz, yaşın yaşın ağlarken, kendini âlim zanneden hemşehrilerimiz gerçeklerle karşılaşınca kaçmayı tercih ediyorlar.
Kapat gözlerini kimse görmesin hesabı...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gör / 25.02.2025
- Yaman yemişler / 24.02.2025
- Millet açlıkla, siyaset esnafı ise birbirleri ile... / 22.02.2025
- Heba edilen kaynaklar ve fitreye muhtaç on milyonlar / 19.02.2025
- Biraz da yoksullar gülse ne olur / 17.02.2025
- Tek seçenek dürüst olmak / 15.02.2025
- Deprem öncesi yıllar ve deprem sonrası anlar... / 13.02.2025
- Serveti belli ellerde toplayan sistem / 12.02.2025
- Dilim, dilim dilim olsun / 09.02.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Yaman yemişler / 24.02.2025
- Millet açlıkla, siyaset esnafı ise birbirleri ile... / 22.02.2025
- Heba edilen kaynaklar ve fitreye muhtaç on milyonlar / 19.02.2025
- Biraz da yoksullar gülse ne olur / 17.02.2025
- Tek seçenek dürüst olmak / 15.02.2025
- Deprem öncesi yıllar ve deprem sonrası anlar... / 13.02.2025
- Serveti belli ellerde toplayan sistem / 12.02.2025
- Dilim, dilim dilim olsun / 09.02.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025