Beslenme, açlığı bastırmak değildir
Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Neslihan Şahin, emosyonel (duygusal) yeme bozukluğu hakkında bilgiler verdi, dikkat edilmesi gereken püf noktalarının altını çizdi
24.08.2016 00:00:00
Olumlu ya da olumsuz emosyonel (duygusal) uyarının yeme davranışı değişikliklerine yol açtığı; öğün sıklığı, ne tüketildiği ve ne miktarda tüketildiği ile ruhsal durumun yakın ilişkisi olduğu bilinmekte. Bu nedenle duygusal yeme davranışı normal kilolu olup da diyet yapan, aşırı kilolu bireyler ile ergenler ve çocukluk çağı yaş grubuyla yapılan çeşitli araştırmalara konu olmuş. Uzmanlar, gerek ruhsal bozukluklara eşlik eden iştah değişiklikleri, gerekse aşırı kilolu ya da zayıf olmanın ruhsal duruma etkisi ve çağımızın önde gelen sağlık sorunlarından obezite ile mücadele amacıyla duygusal beslenmenin önemine dikkat çekiyorlar.
Beslenmenin açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri tüketmek olmadığını belirten Uzm. Dr. Neslihan Şahin, "Beslenme, tanımı gereği sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam fonksiyonlarını sürdürmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır. Diğer davranışlar gibi yemek yeme de bir davranış şeklidir ve öğrenilerek geliştirilebilir, değiştirilebilir. Duygusal ve fizyolojik açlık arasındaki farklara bakıldığında gösterilen; duygusal açlığın ani oluştuğu, fizyolojik açlığın ise giderek, yavaş yavaş oluştuğu, duygusal açlığın özel bir gıdaya (pizza, dondurma gibi) yönelik oluştuğu, fizyolojik açlığınsa seçeneklere açık olduğu, duygusal açlığın istenen gıdayla hızlıca tatmin olacağını hissetmesi, fizyolojik açlığınsa bekleyebileceği, ertelenebileceği, duygusal açlığın midedeki doygunluğa ulaşmakla sonlanmayacağı, fizyolojik açlığın ise midedeki doluluk hissiyle ortadan kalkacağı, duygusal yemenin ardından suçluluk hissedilebileceği, fizyolojik açlığın giderilmesiyle bu durumun oluşmayacağıdır" dedi.
Beslenmenin açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri tüketmek olmadığını belirten Uzm. Dr. Neslihan Şahin, "Beslenme, tanımı gereği sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam fonksiyonlarını sürdürmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır. Diğer davranışlar gibi yemek yeme de bir davranış şeklidir ve öğrenilerek geliştirilebilir, değiştirilebilir. Duygusal ve fizyolojik açlık arasındaki farklara bakıldığında gösterilen; duygusal açlığın ani oluştuğu, fizyolojik açlığın ise giderek, yavaş yavaş oluştuğu, duygusal açlığın özel bir gıdaya (pizza, dondurma gibi) yönelik oluştuğu, fizyolojik açlığınsa seçeneklere açık olduğu, duygusal açlığın istenen gıdayla hızlıca tatmin olacağını hissetmesi, fizyolojik açlığınsa bekleyebileceği, ertelenebileceği, duygusal açlığın midedeki doygunluğa ulaşmakla sonlanmayacağı, fizyolojik açlığın ise midedeki doluluk hissiyle ortadan kalkacağı, duygusal yemenin ardından suçluluk hissedilebileceği, fizyolojik açlığın giderilmesiyle bu durumun oluşmayacağıdır" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.