Her ne kadar GDO'ların insanlar üzerindeki etkileri henüz bilinmese de hayvanlar üzerindeki etkileri belirlenmiş durumda. GDO'lu patates ile beslenen farelerin tümünün iç organlarında küçülme, sindirim sistemlerinde bozukluk, bağışıklık sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma ve mide çeperlerinde kalınlaşma görülmüş.Yakın bir gelecekte farelerde ortaya çıkan bu kimya bozulmasının insanlarda çıkmayacağının garantisini elbette kimse veremez. GDO adıyla anılan ve ideal olması için laboratuvar ortamında üretilen genetik olarak değişikliğe uğramış tohumların sağlık açısından kısırlık, alerji, kanser gibi olumsuz etkileri var; dahası bu tohumlar tozlaşma yoluyla başka tohumlara da bulaşarak yayılma özelliğine de sahip. Ayrıca GDO'lar, verdikleri ürünün tohumu kısır olduğundan her ekim mevsiminde aynı tohumların tekrar alınmasını da zorunlu kılıyor. Ayrıca bilinen acı bir gerçek daha var sevgili okurlar. Türkiye'ye her yıl, 2 milyon tona yakın genetiği değiştirilmiş mısır, soya, pamuk ve kanola hiçbir denetime tabi olmadan yıllardan beri girmekte; yem rasyonlarına katılmakta, işlenmekte ve 800 çeşidin üzerinde ürün olarak tüketici sofrasına ulaşmakta? Laboratuvarlardan tarlalara, fabrikalardan pazara, markete, sofralarımızdan da vücudumuza uzanan zincir birileri tarafından biyoteknoloji yardımıyla sıkı sıkıya örülüyor. Bu durum Hindistan'da çiftçilerin intiharlarına kadar varmış. Biyo-çeşitlilikte dünyanın önde gelen ülkelerinden olan Hindistan biyoteknolojinin yarattığı çevresel bozulmayla boğuşurken, 1998'de Dünya Bankası bazı düzenlemeleri dayatarak Hindistan tohum piyasasını çokuluslu şirketlere açtı. Bugün ekilebilir Hint topraklarının yüzde 75'i kurak alan. Çünkü genetiği değiştirilmemiş pirinç tohumlarından 1 kilogram ürün alabilmek için 3 bin litre su gerekirken, GDO'lu tohumlar aynı miktar için 5 bin litreye ihtiyaç duyuyor! GDO' nun bulaştığı her şey ama her şey zamanla kimyasını bozuyor.Genetiği değiştirilmiş organizlmalar (GDO) ile ilgili tartışmanın belki de tek olumlu tarafı Türkiye'de tarımsal üretimi, kendi kendine yeterliliği bir kez daha gündeme getirmiş olması. Türkiye'nin GDO'lu hiçbir ürüne ihtiyacı olmadığı gün gibi aşikâr. Türkiye'nin ithal ettiği ve GDO analizine tabii tutulan ve bir bölümünün de GDO'lu olduğu kesinleşen ürünlerin tamamı ülkemizde üretilebiliyor. En çok ithal edilen ve GDO'lu olma olasılığı çok yüksek olan ürünlerden soya, mısır, pamuk ve kanolayı Türkiye'de üretmek için uygun iklim ve toprak var. Bu ürünleri üretecek sayıda ve bilinçte çiftçi de var. Eksik olan elbette milli bir tarım politikası. Gazetelere yansıyan haberlere göre Kanada'dan ithal edilen kırmızı mercimek de GDO'lu çıkmış. GDO'lu olması elbette şaşırtıcı değil sevgili okurlar. Şaşırtıcı olan kırmızı mercimeği dünyanın öbür ucundaki Kanada'dan almak elbette. Türkiye'nin kırmızı mercimek üretecek toprağı mı yok? Türkiye'nin çiftçisi mercimek ekmeyi, hasat etmeyi bilmiyor mu? Mercimek çok ileri teknoloji ile üretiliyor da Türkiye'nin bu teknolojisi mi yok? Daha birkaç yıl öncesine kadar Türkiye, mercimek ithal eden değil, ihraç eden bir ülkeydi. Diğer ürünlerde de durum pek farklı değil. En çarpıcı örnek pamuk. Türkiye, pamukta dünyanın sayılı üreticilerinden biriydi. Bugün en büyük ithalatçı oldu. İthal edilen pamuğun yarısı Amerika'dan. Çok büyük olasılıkla GDO'lu. Türkiye'nin fazladan 1 milyon ton pamuk üretecek potansiyeli, çiftçisi, toprağı, iklimi, teknolojisi var. Ama uygulanan, uygulatılan politikalar üretimi engelliyor. İthalatı destekliyor. Ülkeyi dışa bağımlılığa, GDO'lu ürünlere mahkum ediyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025