Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, sosyal medyadan kendisini takip eden binlerce seveniyle önceki gün bir iftar programında buluştu. Meltem Medya Grubu'nun TV kanallarında canlı olarak yayınlanan programda BTP kurmaylarının konuşmalarından sonra kürsüye gelen Prof. Dr. Baş, sevenlerine hitap etti, Türkiye ve dünya gündemine ilişkin çok önemli tespitler ortaya koydu.
Prof. Dr. Baş konuşmasına milletimize sitemle başladı ve "Benim yapmak istediklerimi bilmeyen kalmadığını zannediyorum. Ama ne hikmetse bize meydanlarda hak verenler, sandık başına gidildiğinde bizi unutuyor" ifadelerini kullandı.
Sayın Baş, yıllardır birlik ve beraberlikten bahsediyor; bu konuda mitingler, konferanslar, kongreler, TV programları ortaya koydu, kitaplar yayımladı, gazete ve dergi makaleleri yazdı. Üstelik dünyada birlik ve beraberliğin ekonomik alt yapısını oluşturan tek modele Milli Ekonomi Modeli'ne sahip tek lider…
Sayın Baş, "sağ da Müslüman'dır, sol da Müslüman'dır", "Alevi-Sünni kardeştir, hepimiz Müslüman'ız, aynı Allah'a, Peygambere, Kitaba iman ediyoruz, aynı Kıbleye dönüyoruz", "Türk-Kürt kardeştir, bir kolumu kesseniz Türk kanı akar, diğer kolumu kesseniz Kürt kanı akar" diyerek hem etnik hem de mezhepsel birlik mayasını oluşturdu. Bununla da kalmadı, 14 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı'nı, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt tezini yazdı, Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler kitabını yazdı, Hoş Geldin Atatürk eseriyle de Türk milletiyle devletini bir ve beraber kıldı.
Hamasetle siyaset yapmadı. Milletimizin tamamında, her bir ferdinde olması gereken milliyetçiliği, ulusalcılığı ve dindarlığı asla bir siyaset malzemesi yapmadı. Milli ve manevi değerlerini kaybeden milletimizin yeniden bu değerlerle buluşması ve yoğrulması için hayatının tamamını ortaya koyarak mücadele etti ama o bunları asla siyasette bir makam, mevki sahibi olmak için kullanmadı.
O dedi ki, sizin karnınız aç, sırtınızda doğru dürüst bir kıyafetiniz yok, işiniz, aşınız yok, geleceğe güveniniz yok, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet tezimle ben sizin karnınızı doyuracağım, sırtınızı giydireceğim, sizi iş ve aş sahibi yapacağım, sizi maden zengini yapacağım, benim dönemimde hiç kimse fakir kalmayacak, terörü tamamen bitireceğim, güçlü bir devlete, güçlü bir askere, güçlü bir millete sahip olacağız, Türkiye'yi dünyanın en güçlü, en gözde ülkesi yapacağım. Prof. Dr. Baş, bizden her seçimde bunlar için oy istedi, bizi içinde bulunduğumuz badirelerden kurtarmak için…
Toplumun her kesimi, Sayın Baş'ın bu amacını gayet iyi bilmesine rağmen, seçim öncesi yapılan programlarda ikna olduğunu gösterip, oy vereceğine söz vermesine rağmen sandıkta yine yanıldı ve işi bileyenlere gitti, oyunu verdi.
Sonuç; hem devlet olarak hem de millet olarak sürünmeye devam… Milli değerler yerlerde, dini ve ahlaki değerler yerlerde…
Sayın Baş'ın en çok üzüldüğü husus; bu işi bilen tek lider olmasına rağmen, milletin, onu gördüğü halde görmezden gelip sürekli olarak her seçimde değişik bahaneler üreterek işi bilmeyenlere bırakması… Halbuki demokratik bir ortamda, çözüm ve çözüm Sahibi ancak seçimle, sandıkta oy verilerek iş başına getirilir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünya çapında uygulanan projelerinin Türkiye'de de uygulanması için millet olarak ona sandıkta oy vermemiz ve önünü açmamız lazım, yoksa dünya bu eşsiz çözümleri uygular istifade eder, bizler sadece avucumuzu yalarız.
"Ben bu noktaya koşarak ya da sürünerek gelmedim, diz üstü yürüyerek geldim" diyen Sayın Baş, hayatı boyunca çok büyük mücadeleler vermek zorunda kaldığını ifade etti.
Üzerine devletin, Emniyetin, Jandarmanın geldiğini ama kendisinin asla bu kurumlarla savaşmadığını, onlarla oturup sohbet ettiğini belirten Sayın Baş, kimseye de yalvarmadığını, çünkü yalvarmak için bir suç işlenmesi gerektiğini, kendisinin asla suç işlemediğini, işlemeyi de bilmediğini söyledi. Bu kurumlarla niye savaşmadığı konusunda da, "Ben bu milletin ruhu ve canıyım" dedi.
Normal şartlar altında kuşatıcı olanın, kucaklayıcı ve birleştirici olanın devlet olması lazım, ama Prof. Dr. Haydar Baş'ın hayatında pratik olarak görülmüştür ki, Sayın Baş devleti de, devletin bütün kurumlarını da kucaklayan, onlara bir devlet adamı nasıl olmalıdır ölçüsünü öğreten baba bir lider duruşu ortaya koymuştur.
Prof. Dr. Baş'a sadece "siyaset adamı" demek büyük bir haksızlık olur, o hem hayatıyla hem de sunduğu projelerle "siyaset üstü lider" kimliğini tüm dünyaya ispatlamıştır. Sayın Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) 2005 yılından itibaren uygulayan, 27 Şubat 2013'te Duma'daki MEM toplantısından sonraki süreçte Modeli tümüyle kanunlaştırarak uygulayan, Modeli ekonomi politikasının merkezine koyan Rusya, Prof. Dr. Baş'ın bu özelliğini gayet iyi gördüğünden, onu Duma'ya devlet başkanlarını aldığı kapıdan almıştır.
Daha önce, Baş'ın dışında Duma'da konuşan sadece bir kişi vardır o da Çin Devlet Başkanı'dır, 5 dakika selamlama konuşması yapmıştır.
Prof. Dr. Baş ise Duma'da Milli Ekonomi Modeli'ni tam 6 saat anlatmıştır. Dahası, 6 saatlik Duma oturumunun konusu MEM'dir ve Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Sayın Baş'ın Modeli 4 milyar nüfusu kapsayan BRICS devletleri tarafından uygulanmaktadır, Rusya ve Çin'in bugün geldiği nokta ortada… ABD'nin kapitalizmi çökmüştür, dolar imparatorluğu yerle bir olmuştur.
Prof. Dr. Baş, çözümü olan siyaset üstü bir devlet adamıdır. Ortaya koyduğu duruş sebebiyle Prof. Dr. Haydar Baş devlettir, devlet Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Türkiye'nin tek çıkış kapısı, kurtuluş anahtarı Prof. Dr. Baş'tır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025