Batılı liderlerin çöküş itirafları

Turuncu devrimlerin mimarı ve kapitalizmin örnek ülkesi ABD'nin de en önemli finansal yatırımcılarından olan George Soros, finansal sitemin şu an fonksiyonlarını yerine getiremez halde olduğunu ve kapitalizmin çöküşün eşiğine geldiğini söyledi. Yine kapitalizmin fikirlerini ülkelere dayatan, ülkeleri akıl verdikçe batıran IMF'nin Başkanı Christine Lagarde ise Avrupa'daki borç krizinin dünyanın diğer kesimlerindeki ülkeleri etkileyeceğini küresel görünümün daha da kötüleşebileceğini belirtti. ABD'nin kapitalist liderlerinden kriz uyarıları yükseliyor da AB ülkelerinin durumu nasıl? AB'nin lokomotif ülkesi, olmazsa olmazı Almanya'dan önemli açıklamalar geliyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, aylardan bu yana süren Euro krizinin kısa sürede çözülemeyeceğini çözümün yıllar alabileceğini vurguladı. Avrupa'nın tarihindeki belki de en ağır krizini yaşadığını vurgulayan Merkel, siyasetin güven kaybettiğini bildirdi. Bu düzeydeki isimlerin bu şekilde açıklama yapmaları, gerçekleri itiraf etmeleri dikkate değer. Çünkü bunlar sistemin çöküşünü itiraf edecek en son isimler. Bundan sonrası yok. ABD, çok ağır bir kriz yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Fakat para birimi dolar "hard currency" olduğu için yani dünyada hemen hemen bütün ülkeler tarafından kullanılan ortak bir para birimi haline geldiği için bugüne kadar ayakta kalabildi. ABD sıkıştıkça, karşılığı üretim mukabili olmayan para basarak piyasaya sürüyor, parası da dünya parası olduğu için yaşadığı krizi diğer ülkelere transfer etmiş oluyor. Çin, Japonya gibi ellerinde trilyonlarca ABD doları bulunduran ülkeler bu tutumlarına devam ettiği müddetçe ABD bir takım para politikalarıyla ayakta kalmayı başarabilecektir. Avrupa ülkelerinin ise böyle bir şansı yok. Euro para birimini dolar hakimiyetini kırmak için oluşturdular ama bunda muvaffak olamadılar. Neticede Euro Avrupa ülkeleriyle sınırlı kaldı. Durum böyle olunca yaşadıkları krizi dışarıya ihraç edemediler. Para birliğine girmeleri lokomotif ülkelerin de elini kolunu bağladı. Bugün ABD gibi sömürmeyi de başaramadıkları için kriz ellerinde patladı. Prof. Dr. Haydar Baş'ın da ifade ettiği gibi "AB kaynaklarını bitirdi, nüfusu yaşlandı ve para birliğine geçerek senyoraj hakkını kaybetti". Bunun neticesi çöküşten başka bir şey değildir. Şimdi batının bu karanlık manzarasından yola çıkarak Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu değerlendirelim. Türkiye, tek taraflı olarak stratejik müttefik ilan ettiği ABD'nin kulu kölesi durumunda... Diğer bir ifadeyle, ABD'nin krizden kurtulmak için kriz ihraç ettiği ve de kaynaklarını sömürdüğü ülkelerin başında da Türkiye geliyor. Gerçi finans açısından bakıldığında 95 milyar dolar döviz rezervi olan Türkiye 2.5 trilyon dolar Çin ile mukayese edilmez ama Türkiye'nin ABD'ye asıl faydası kendi katrilyon dolarlık kaynaklarını toprak fiyatından devretmesi ve BOP kapsamında kaynakları olan diğer ülkelerin kapılarını ABD'ye açması...Türkiye stratejik müttefik ABD tarafından sömürülürken, çöküş sürecinde olan, kendisine dahi bir çözümü bulunmayan AB'nin kapısında dilenci gibi bekliyor. AKP'li siyasiler hala AB sürecinde kararlıyız mesajı veriyorlar. Siyasilerimiz en iyi ihtimalle boşa kürek sallıyorlar, milletin zamanını çalıyorlar ama emin olun ki problem sadece bu değil. ABD'nin müttefikliği seni sömürmesi bitene kadardır, AB ise tamamen batacaktır ve kendine yakın olanları da bataklığa sürükleyecektir. Türkiye ne zaman ki aklı başına gelip de milli bir çözüm arayışına girer ve kendi içinden çıkan Milli Ekonomi Modeli'ne sarılır o zaman bu kısırdöngüden kurtulur.