AKP hükümetinden asla şikâyet etmeyen sektör bankacılık sektörüdür. Neden mi? AKP hükümeti döneminde bankalar paraya para demediler. Bu hükümet döneminde yapılan her düzenlemeler tüketiciler lehine olduğu iddia edilse de aslında tamamı bankalar lehine sonuçlar ortaya çıkardı. 2013 yılsonunda yaklaşık 25 milyar liraya yükselen bankacılık sektörünün yıllık net karı önceki yıllarda ise şu şekildeydi: 2012 yılı 23.6 milyar TL. 2011 yılı 19.8 milyar TL. 2010 yılı 22.1 milyar TL. 2009 yılı 11.5 milyar TL. 2008 yılı 12.82 milyar TL. 2007 yılı 14.2 milyar TL. 2006 yılı 11.32 milyar TL. 2005 yılı 5.96 milyar TL. 2004 yılı 6.44 milyar TL 2003 yılı 5.6 milyar TL. 2002 yılı 2.9 milyar TL. Bu veriler AKP hükümeti Türkiye'yi teslim aldığında yılda 2.9 milyar lira kar elde eden bankaların 2012 yılına gelindiğinde 23.6 milyar TL'ye ulaştığı gösteriyor. Şimdi bu kar zengini bankaların elinde konuttan arsaya, dükkândan fabrikaya kadar 10 binin üzerinde gayrimenkul bulunuyor. Bu varlıklar nasıl geçti bu bankalara? Reklâmlara aldanıp banka kredisi alan binlerce vatandaş, kredileri geri ödeyemeyince hem ellerinde avuçlarındakinden oldu hem de konutlar, arsalar haciz fiyatına bankaların eline geçti. 'İstikrar istikrar' diyerek iş başına gelen AKP hükümeti vatandaşları bu şekilde bankaların esiri etti. En fazla kredi mağduru vatandaş sırasıyla İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Gaziantep gibi büyük şehirlerde bulunuyor. Kırsal kesimde bu 'istikrar'dan nasibini almış ve buralarda büyük metrekarelerde arsalar bankaların eline geçmiş. Bankaların elinde bulunan gayrimenkul sayıları da çok çarpıcı: Halkbank: 3 bin gayrimenkul. İş Bankası: 882 gayrimenkul. Vakıfbank: Bin 500 gayrimenkul. Yapı ve Kredi: 690 gayrimenkul. Finansbank: 532 gayrimenkul. TEB: 625 gayrimenkul. Türkiye Finans: 600 gayrimenkul. Denizbank: 589 gayrimenkul. Garanti Bankası: 374 gayrimenkul. Ziraat Bankası: 1007 gayrimenkul. Kuveyt Türk: 258 gayrimenkul. HSCB: 52 gayrimenkul. Bu gerçekler vatandaştan oy alarak iktidara gelen AKP hükümetinden en büyük hizmeti bankalar görmüş olduğunu ispatlıyor. Çoğu yabancıların eline geçtiğini de göz önünde tutarsak, hükümetin bu hizmetinin kimlerin ekmeğine yağ olduğunu daha iyi anlamış oluruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024