Rum lider Tasos Papadopulos Londra gezisi dönüşü havaalanında, bugüne kadar iktidar mensuplarımızdan hiçbirisinin cesaret edip söyleyemediği -daha doğrusu söylememeleri gerektiği- Kıbrıs'la ilgili sümen altına gizlenmiş gerçekleri bir anda deşifre ediverdi. Papadopulos Türkiye'nin, Ankara Anlaşması'nı, AB'nin 10 yeni üyesini kapsayacak şekilde genişletecek ek protokolü, herhangi bir şart veya önkoşul olmadan imzalamak zorunda olduğunu belirtti, ve ekledi: "Türkiye bizi tanımazsa, biz de müzakereleri veto ederiz".2 + 2 = 4 kadar net.Ya Kıbrıs'ı vereceğiz ya da zaten olması hayalden ibaret AB serüvenine veda edeceğiz. Yani yıllardır belirttiğimiz Türk askeri KKTC'den çıkmadan, dolayısıyla bizi işgalci durumuna düşürmeden ve kendilerinin zannettikleri toprakları tekrar geri almadan, bunlara ilaveten de kan ve tazminat taleplerini dile getirmeden Rumlar bize yüz çevirmez tezimiz bizzat birinci kişinin ağzından, Rum liderinin ağzından bir nevi tescillenmiş oldu. Rum lider bunları söylerken AKP iktidarının her seferinde üzerine basa basa söylediği "Biz bu ek protokolü imzalayacağız ama bu imzayla Rumları tanımış olmayacağız" komedyasına da açıklık getirdi. Bakın ne dedi Papadopulos: "Bir ülke uluslararası bir anlaşmayı imzalayıp aynı zamanda onu uygulamayacağını nasıl söyler!" Bu ne demek?Sayın iktidarın "biz bu ek protokolü imzalıyoruz ama 10 yıl sonra dahi Rum Kesimi'ni tanımış olmayacağız, işgalci olmayacağız" esprisine Rumların da gülüyor olması demek. Daha acı bir ifadeyle, iktidarın vatandaşa karşı öne sürdüğü aldatmacanın gülünecek kadar komik olduğu demek. Kıbrıs'ta düzenlenen referandum sonrasında KKTC'den "evet", Rum Kesimi'nden "hayır" çıkması halinde çarıklarını giyip dünya devletlerini kapı kapı gezecek olan iktidar acaba bu durum karşısında ne yapacak, başka türlü ifadeyle atacakları imzaya başka ne gibi bir kılıf uyduracak!Referandumdan önce bir dünya devleti yapılma sözü verilen KKTC, gelinen süreçte tapusunun verildiği manada atılan bir imzanın vatandaşa hazmı noktasında adeta feda edilmiştir. Bundan sonra ne olabilire gelirsek...Bundan sonra tabii ki AKP pes etmez, edemez. Çünkü AKP'nin pes etmesi demek siyaset sahnesinden bir anda silinmesi demektir. Rumların bu veto tehdidinden sonra açılan kartları gören AKP, önce bir anda dikkat çekici bir tepki verecek, sonra da bu konuyu medyada ısıtarak vatandaşın hazmedebileceği bir kıvama getirecektir muhtemelen. 3 Ekim'de atılacak imzada ise, bir taraftan "satıyorlar" sesleri çıkarken, diğer taraftan "ülkenin çıkarı içinse neden satmayalım" sesleri tamtamcıların guluguluları arasında büyük bir zafer gibi gösterilerek ayyuka çıkacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ender Karabulut / diğer yazıları
- Sistem yanlış / 08.12.2020
- "Ben PKK'yı bitireyim, sen Kürdistan'ı tanı" / 19.12.2007
- PKK'ya af devlet politikası mı? / 06.12.2007
- Kürt' sorunu mu, 'Terör' sorunu mu / 24.11.2007
- Erdoğan ABD'ye neden gitti? / 22.12.2006
- Tebrikler Paşam! / 09.12.2006
- 50 milyon "Ortaçağ" kafalı! / 07.12.2006
- Papa'ya tepkimiz(!) çok komik oldu / 01.12.2006
- Deniz bitti! / 30.11.2006
- Papa ne yaptı, biz ne yapıyoruz! / 29.11.2006
- "Ben PKK'yı bitireyim, sen Kürdistan'ı tanı" / 19.12.2007
- PKK'ya af devlet politikası mı? / 06.12.2007
- Kürt' sorunu mu, 'Terör' sorunu mu / 24.11.2007
- Erdoğan ABD'ye neden gitti? / 22.12.2006
- Tebrikler Paşam! / 09.12.2006
- 50 milyon "Ortaçağ" kafalı! / 07.12.2006
- Papa'ya tepkimiz(!) çok komik oldu / 01.12.2006
- Deniz bitti! / 30.11.2006
- Papa ne yaptı, biz ne yapıyoruz! / 29.11.2006