26 Nisan 1986 tarihinde, başta çevresindeki ülkeler olmak üzere tüm dünya Ukrayna'daki Çernobil nükleer santralindeki korkunç kazayla sarsılır.
Sabaha karşı 01.23'te gerçekleşen faciada ortaya çıkan radyoaktif serpinti, başta Ukrayna olmak üzere, İngiltere'nin Galler bölgesi, Rusya, Beyaz Rusya'yı etkiler.
Facia'nın ardından açığa çıkan radyoaktif maddeye en çok maruz ülke ise Bulgaristan'dır.
Karadeniz'e komşu olan Türkiye de radyoaktif serpintiden payını alır.
Radyasyonun etkileri sonraki yıllarda özellikle Karadeniz sahil şeridinde bulunan illerde kanser vakalarının sayısındaki patlama ile kendini gösterdi.
Radyasyon Karadeniz'i vurunca -yaşı müsait olan herkes hatırlayacaktır- o bölgede yetişen tarım ürünlerinin, özellikle de çayın tüketilmesinin tehlikeli olduğu gündeme geldi.
Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, kameralar karşısına geçti.
Masanın üstündeki çaydan birkaç yudum aldı ve 'çayımızda radyasyon yok, rahatlıkla içebilirsiniz' mesajı verdi.
Aral'ın bu hareketi kamuoyunda aylarca konuşuldu.
2011 yılında vefat eden Aral, Japonya'daki tsunami sonrası Tokyo Valisi Shintaro Ishihara, "tehlike yok" mesajı vermek için gazetecilerin önünde şebeke suyu içince akıllara gelmiş ve gazetecilere yaptığı açıklamada merhum Özal'ın "İç de millet rahatlasın" diye önerdiğini ifade etmişti.
Bunları bana şu zehirli yumurta meselesi yazdırdı.
Birkaç gün önce AB Komisyonu Sözcüsü Anca Paduraru, Türkiye ve 20 ülkede daha zehirli yumurtalara rastlanıldığını söyledi.
Fipronil'in Türkiye'de de kullanıldığına değinen Doç. Dr. Yavuz Dizdar'a göre de 'ilaçlı yumurtaların Türkiye'de çıkmaması şaşırtıcı olurdu.'
10 Ağustos'ta konuyu birinci sayfasında ele alan Yeni Mesaj, "Tüm Avrupa'yı derinden sarsan zehirli yumurta skandalında Türkiye de güvende değil. Çünkü Türkiye, bugün zehirli yumurta skandalıyla sarsılan Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa gibi ülkelerden 2011-2015 yılları arasında 114.7 milyon dolarlık yumurta sarısı tozu ithalatı gerçekleştirdi" ifadeleriyle konuyu ilk olarak gündeme getiren gazete olmuştu.
AB'den gelen açıklamaya Tarım Bakanlığı'nın tepkisi sert oldu.
Tıpkı Çernobil faciasında çay krizine noktayı koyan merhum Cahit Aral gibi zehirli yumurta konusuna noktayı koyan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba, "Ben her şeyden önce hekimim. Şu ana kadar zehirli yumurta tespiti yapılmamıştır, yarın ne olur onu bilemeyiz tabi. Yumurta sektörü batıda zor durumdadır, Türkiye'yi de zor duruma düşürmek bu sektöre sürülen bir leke gibi. Eğer bir şey olursa vatandaşlarımıza bunu en önce ben açıklarım" dedi.
Cahit Aral çay içmişti, Fakıbaba ise belki de Çernobil akla gelmesin diye yumurta yemedi.
Ama yıllar sonra artan kanser vakalarıyla çaydaki radyasyonun etkileri anlaşıldığı gibi zehirli yumurtaların etkileri de inşallah yıllar sonra ortaya çıkmaz.
Sabaha karşı 01.23'te gerçekleşen faciada ortaya çıkan radyoaktif serpinti, başta Ukrayna olmak üzere, İngiltere'nin Galler bölgesi, Rusya, Beyaz Rusya'yı etkiler.
Facia'nın ardından açığa çıkan radyoaktif maddeye en çok maruz ülke ise Bulgaristan'dır.
Karadeniz'e komşu olan Türkiye de radyoaktif serpintiden payını alır.
Radyasyonun etkileri sonraki yıllarda özellikle Karadeniz sahil şeridinde bulunan illerde kanser vakalarının sayısındaki patlama ile kendini gösterdi.
Radyasyon Karadeniz'i vurunca -yaşı müsait olan herkes hatırlayacaktır- o bölgede yetişen tarım ürünlerinin, özellikle de çayın tüketilmesinin tehlikeli olduğu gündeme geldi.
Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, kameralar karşısına geçti.
Masanın üstündeki çaydan birkaç yudum aldı ve 'çayımızda radyasyon yok, rahatlıkla içebilirsiniz' mesajı verdi.
Aral'ın bu hareketi kamuoyunda aylarca konuşuldu.
2011 yılında vefat eden Aral, Japonya'daki tsunami sonrası Tokyo Valisi Shintaro Ishihara, "tehlike yok" mesajı vermek için gazetecilerin önünde şebeke suyu içince akıllara gelmiş ve gazetecilere yaptığı açıklamada merhum Özal'ın "İç de millet rahatlasın" diye önerdiğini ifade etmişti.
Bunları bana şu zehirli yumurta meselesi yazdırdı.
Birkaç gün önce AB Komisyonu Sözcüsü Anca Paduraru, Türkiye ve 20 ülkede daha zehirli yumurtalara rastlanıldığını söyledi.
Fipronil'in Türkiye'de de kullanıldığına değinen Doç. Dr. Yavuz Dizdar'a göre de 'ilaçlı yumurtaların Türkiye'de çıkmaması şaşırtıcı olurdu.'
10 Ağustos'ta konuyu birinci sayfasında ele alan Yeni Mesaj, "Tüm Avrupa'yı derinden sarsan zehirli yumurta skandalında Türkiye de güvende değil. Çünkü Türkiye, bugün zehirli yumurta skandalıyla sarsılan Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa gibi ülkelerden 2011-2015 yılları arasında 114.7 milyon dolarlık yumurta sarısı tozu ithalatı gerçekleştirdi" ifadeleriyle konuyu ilk olarak gündeme getiren gazete olmuştu.
AB'den gelen açıklamaya Tarım Bakanlığı'nın tepkisi sert oldu.
Tıpkı Çernobil faciasında çay krizine noktayı koyan merhum Cahit Aral gibi zehirli yumurta konusuna noktayı koyan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba, "Ben her şeyden önce hekimim. Şu ana kadar zehirli yumurta tespiti yapılmamıştır, yarın ne olur onu bilemeyiz tabi. Yumurta sektörü batıda zor durumdadır, Türkiye'yi de zor duruma düşürmek bu sektöre sürülen bir leke gibi. Eğer bir şey olursa vatandaşlarımıza bunu en önce ben açıklarım" dedi.
Cahit Aral çay içmişti, Fakıbaba ise belki de Çernobil akla gelmesin diye yumurta yemedi.
Ama yıllar sonra artan kanser vakalarıyla çaydaki radyasyonun etkileri anlaşıldığı gibi zehirli yumurtaların etkileri de inşallah yıllar sonra ortaya çıkmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024