Geçen yılki seçimlerin sene-i devriyesine ve AKP’nin 3. seçim zaferine az bir zaman kala, Erdoğan ve kurmayları yurt içinde il il, TV’lerde kanal kanal gövde gösterilerini sıklaştırdılar.
Peş peşe şu proje hazırlandı. Şu ihale edildi. Şuna teklif alındı vs. söylemleri hükümetten dinliyoruz. Neden şimdi? Çünkü geçen seçimleri AKP, 2023’ü hedef göstererek kazanmıştı. Haliyle yeni görsel şovlarla, en azından oy aldıkları kesimin gazını almaları gerekiyordu. Öylede oldu. Başbakan zaten yere, göğe (!) sığmıyor. Statları hazırlatıyor, taraftarını topluyor ve başlıyor tezahürat…
Başbakan üç dönemdir “Ben Türk’üm” demedi ama Özal’ın başlattığı “Ulusa Sesleniş” programlarına devam ettiği gibi ismini de değiştirmedi. “Ulusa Sesleniş” Türk’üm demese de Türklere sesleniyor yani.
Yine öyle oldu. Başbakan geçti kameraların karşısına, Ulus’a seslendi ve Mayıs ayının değerlendirmesini yaptı. Gerçekten konuşmak, laf etmek yani hitabet büyük sanatmış. Ne kadar mutlu, huzurlu, güvenli bir ülkede yaşıyormuşuz! Haberimiz yok.
Başbakanın Mayıs ayını nasıl değerlendirdiğine geçmeden önce Mayıs’ta neler oldu bir hatırlayalım…
Genele geçmeden önce zinayı yasallaştıranlar bir kürtaj polemiği başlattı. Türkiye kürtajı konuşurken, bu tartışmayı başlatan Erdoğan bir daha kürtaj lafını ağzına almadı. Ama bakın o ve hükümeti neler yaptı;
*3. Köprünün ihalesi yapıldı. Daha önce teklif dahi verilmeyen ihaleyi, sizce kimin yandaşı almış olabilir?
*Kentsel dönüşümün, rantsal dönüşümü onaylandı.
*Evet, derseniz grev, sendika, toplu sözleşme vs. haklarınız olacak, yalanına inananlara grev yasağı kanunla hediye edildi. Artı yükseköğretimde son anda katsayı uygulaması kaldırıldı. Sizce kimin okulları kutsandı.
Başka neler oldu Mayıs ayında? Kısaca hatırlayalım;
*AKP’nin (dağıttığı) sütü bozuk çıktı…
*Uludere tartışmalarında Türk Milleti ve askeri ağır hakaretlere maruz kaldı. Hükümet kendi içinde bile devlete, millete ve askere sahip çıkamadı. Obama’ya sahip çıktı.
*Kayseri’de gün ortası canlı bomba patlatıldı. Şehit verdik…
*Yeni Anayasa çalışmaları, başkanlık ve haliyle milli birlik, bütünlük tartışmaları çoğaldı…
*12 Eylül’e gitmişken kanlı 1 Mayıs’ı (1977) da bir araştırın konusu gündeme geldi…
*19 Mayıs ve milli bayramlar yine tartışıldı. Samsun’da erkek ve kız öğrenciler güreştirildi. AKP’nin kutlama mantığına binaen…
*S&P kredi derecelendirme kuruluşu ülkemizin notunu pozitiften durağana çevirdi. Erdoğan delirdi…
*Tunceli’de teröristlerle çıkan çatışmada 1’i astsubay, 3 asker şehit oldu.
*Emekli, emeksiz asker tutuklamaları son sürat devam ediyor…
*Tutuklu vekillerini tutukluluklarının devamına…
*Hatay’ın Dörtyol ilçesi Kuzuculu beldesinde meydana gelen terörist saldırıda 1 binbaşı, 1 üsteğmen ile 1 teğmen şehit düştü, 2 asker de yaralandı.
*Türkiye adına Türk olmayan, Müslüman olmayan, Türkçe olmayan bir şarkıyla Avrupa sahnesine çıktık. Hem de AKP (!) iktidarında.
*Silahlı terör örgütü kurmakla, yargılanan eski Genel Kurmay Başkanı, Gül ve Erdoğan’ı şahit gösterdi…
*Biber gazı sonucu ikinci ölüm gerçekleşti. Ama polis ısrarla gaza devam ediyor…
*Erdoğan 2004’de ki söylemini değiştirdi. O zamanlar; Türkiye’nin PKK değil bir Kürt sorunu var, diyen Başbakan, şimdi sorun Kürt değil, PKK’dır, diyor. İkisinden biri yalan söylüyor. Hangisi?
*GS, Şükrü Saraçoğlu stadında, karanlıkta da olsa kupasını aldı.
*Türkiye, FIFA nezdinde resmen Kürdistan’ı tanıdı. Hayır, dese Kürdistan diye bir kavram olmayacaktı.
*PKK’nın Meclis uzantılarının terör örgütü üyesi oldukları ve dokunulmazlıklarının kaldırılması yargı tarafından istendi.
*Gül, Erdoğan çekişmesi (gizlide olsa) gündemden düşmüyor…
*Kadın ölümleri, eski yeni koca dehşetleri, cinayet, hırsızlık, yolsuzluk, fuhuş vs. gibi adi suçlar zaten her ayın gündemi oldu maalesef…
*Ve zamcığa dönüşen memur zamları…
Her gün haber bültenlerinde yandaş, yalaka veya karşıt medyanın gündem ettiği konuların birazını aktardım.
Bakalım Sayın Başbakan onlarca kanalın canlı, diğerlerinin mecburi olarak yayınladığı “Ulusa” seslenişi nasıl? Mayıs ayı Erdoğan’a göre nasıl geçmiş?
“Mayıs ayının değerlendirmesini yapmak; milletimizle, sizlerle gönül bağlarımızı tazelemek üzere, Ulusa Sesleniş programı aracılığıyla, tekrar huzurlarınızdayım” diyerek başladığı konuşmasının gündem başlıkları şu şekilde;
*(Terörle Mücadele) “Kardeşlik hukukumuzun zedelenmesine asla ve asla fırsat tanımamalıyız.”
* “Devlet Uludere hadisesi sonrasında üzerine düşeni yapmıştır ve yapacaktır.”
* “Ovit, Türkiye’nin en uzun, Dünya’nın üçüncü en uzun tüneli olacaktır.”
* “Türkiye 2023 hedeflerine doğru adım adım ilerliyor.”
* “Mayıs ayındaki yurt dışı ziyaretleri…” (Merak ettiğim bu ziyaretlerin finansmanı tesettürlü mü, tesettürsüz mü ödenekten? Artı bu ziyaretlere kimler katılıyor? Örneğin; Medyadan hangi gruplar davet ediliyor? Bu davetlerde bir adalet kavramı ve uygulaması var mı?
* “Dış politikada attığımız adımlar, Türkiye’nin dünyadaki ağırlığını, itibarını arttırdığı gibi, ekonomimizi de büyüttü.” (Evet, Yahudi ve Hıristiyanlar dostumuz (!) oldu. Bütün İslam devletleri ve komşularımız düşman… Memura zam veremeyecek kadar büyüdük çok şükür…)
* “Türkiye, krizin teğet geçtiği bir ülkedir.” (Memurun istediklerini verirsek krizin direk geçtiği ülke oluruz!!!)
* “İşsizlikte gerçekten çok başarılı bir seyir izliyoruz.” (Gerçekten doğru. Tam 10 yıldır seyrediyorlar…)
* “Ne aldatan olduk, ne de aldanan.” (…………….. boş olan yerleri lütfen doldurun)
Peş peşe şu proje hazırlandı. Şu ihale edildi. Şuna teklif alındı vs. söylemleri hükümetten dinliyoruz. Neden şimdi? Çünkü geçen seçimleri AKP, 2023’ü hedef göstererek kazanmıştı. Haliyle yeni görsel şovlarla, en azından oy aldıkları kesimin gazını almaları gerekiyordu. Öylede oldu. Başbakan zaten yere, göğe (!) sığmıyor. Statları hazırlatıyor, taraftarını topluyor ve başlıyor tezahürat…
Başbakan üç dönemdir “Ben Türk’üm” demedi ama Özal’ın başlattığı “Ulusa Sesleniş” programlarına devam ettiği gibi ismini de değiştirmedi. “Ulusa Sesleniş” Türk’üm demese de Türklere sesleniyor yani.
Yine öyle oldu. Başbakan geçti kameraların karşısına, Ulus’a seslendi ve Mayıs ayının değerlendirmesini yaptı. Gerçekten konuşmak, laf etmek yani hitabet büyük sanatmış. Ne kadar mutlu, huzurlu, güvenli bir ülkede yaşıyormuşuz! Haberimiz yok.
Başbakanın Mayıs ayını nasıl değerlendirdiğine geçmeden önce Mayıs’ta neler oldu bir hatırlayalım…
Genele geçmeden önce zinayı yasallaştıranlar bir kürtaj polemiği başlattı. Türkiye kürtajı konuşurken, bu tartışmayı başlatan Erdoğan bir daha kürtaj lafını ağzına almadı. Ama bakın o ve hükümeti neler yaptı;
*3. Köprünün ihalesi yapıldı. Daha önce teklif dahi verilmeyen ihaleyi, sizce kimin yandaşı almış olabilir?
*Kentsel dönüşümün, rantsal dönüşümü onaylandı.
*Evet, derseniz grev, sendika, toplu sözleşme vs. haklarınız olacak, yalanına inananlara grev yasağı kanunla hediye edildi. Artı yükseköğretimde son anda katsayı uygulaması kaldırıldı. Sizce kimin okulları kutsandı.
Başka neler oldu Mayıs ayında? Kısaca hatırlayalım;
*AKP’nin (dağıttığı) sütü bozuk çıktı…
*Uludere tartışmalarında Türk Milleti ve askeri ağır hakaretlere maruz kaldı. Hükümet kendi içinde bile devlete, millete ve askere sahip çıkamadı. Obama’ya sahip çıktı.
*Kayseri’de gün ortası canlı bomba patlatıldı. Şehit verdik…
*Yeni Anayasa çalışmaları, başkanlık ve haliyle milli birlik, bütünlük tartışmaları çoğaldı…
*12 Eylül’e gitmişken kanlı 1 Mayıs’ı (1977) da bir araştırın konusu gündeme geldi…
*19 Mayıs ve milli bayramlar yine tartışıldı. Samsun’da erkek ve kız öğrenciler güreştirildi. AKP’nin kutlama mantığına binaen…
*S&P kredi derecelendirme kuruluşu ülkemizin notunu pozitiften durağana çevirdi. Erdoğan delirdi…
*Tunceli’de teröristlerle çıkan çatışmada 1’i astsubay, 3 asker şehit oldu.
*Emekli, emeksiz asker tutuklamaları son sürat devam ediyor…
*Tutuklu vekillerini tutukluluklarının devamına…
*Hatay’ın Dörtyol ilçesi Kuzuculu beldesinde meydana gelen terörist saldırıda 1 binbaşı, 1 üsteğmen ile 1 teğmen şehit düştü, 2 asker de yaralandı.
*Türkiye adına Türk olmayan, Müslüman olmayan, Türkçe olmayan bir şarkıyla Avrupa sahnesine çıktık. Hem de AKP (!) iktidarında.
*Silahlı terör örgütü kurmakla, yargılanan eski Genel Kurmay Başkanı, Gül ve Erdoğan’ı şahit gösterdi…
*Biber gazı sonucu ikinci ölüm gerçekleşti. Ama polis ısrarla gaza devam ediyor…
*Erdoğan 2004’de ki söylemini değiştirdi. O zamanlar; Türkiye’nin PKK değil bir Kürt sorunu var, diyen Başbakan, şimdi sorun Kürt değil, PKK’dır, diyor. İkisinden biri yalan söylüyor. Hangisi?
*GS, Şükrü Saraçoğlu stadında, karanlıkta da olsa kupasını aldı.
*Türkiye, FIFA nezdinde resmen Kürdistan’ı tanıdı. Hayır, dese Kürdistan diye bir kavram olmayacaktı.
*PKK’nın Meclis uzantılarının terör örgütü üyesi oldukları ve dokunulmazlıklarının kaldırılması yargı tarafından istendi.
*Gül, Erdoğan çekişmesi (gizlide olsa) gündemden düşmüyor…
*Kadın ölümleri, eski yeni koca dehşetleri, cinayet, hırsızlık, yolsuzluk, fuhuş vs. gibi adi suçlar zaten her ayın gündemi oldu maalesef…
*Ve zamcığa dönüşen memur zamları…
Her gün haber bültenlerinde yandaş, yalaka veya karşıt medyanın gündem ettiği konuların birazını aktardım.
Bakalım Sayın Başbakan onlarca kanalın canlı, diğerlerinin mecburi olarak yayınladığı “Ulusa” seslenişi nasıl? Mayıs ayı Erdoğan’a göre nasıl geçmiş?
“Mayıs ayının değerlendirmesini yapmak; milletimizle, sizlerle gönül bağlarımızı tazelemek üzere, Ulusa Sesleniş programı aracılığıyla, tekrar huzurlarınızdayım” diyerek başladığı konuşmasının gündem başlıkları şu şekilde;
*(Terörle Mücadele) “Kardeşlik hukukumuzun zedelenmesine asla ve asla fırsat tanımamalıyız.”
* “Devlet Uludere hadisesi sonrasında üzerine düşeni yapmıştır ve yapacaktır.”
* “Ovit, Türkiye’nin en uzun, Dünya’nın üçüncü en uzun tüneli olacaktır.”
* “Türkiye 2023 hedeflerine doğru adım adım ilerliyor.”
* “Mayıs ayındaki yurt dışı ziyaretleri…” (Merak ettiğim bu ziyaretlerin finansmanı tesettürlü mü, tesettürsüz mü ödenekten? Artı bu ziyaretlere kimler katılıyor? Örneğin; Medyadan hangi gruplar davet ediliyor? Bu davetlerde bir adalet kavramı ve uygulaması var mı?
* “Dış politikada attığımız adımlar, Türkiye’nin dünyadaki ağırlığını, itibarını arttırdığı gibi, ekonomimizi de büyüttü.” (Evet, Yahudi ve Hıristiyanlar dostumuz (!) oldu. Bütün İslam devletleri ve komşularımız düşman… Memura zam veremeyecek kadar büyüdük çok şükür…)
* “Türkiye, krizin teğet geçtiği bir ülkedir.” (Memurun istediklerini verirsek krizin direk geçtiği ülke oluruz!!!)
* “İşsizlikte gerçekten çok başarılı bir seyir izliyoruz.” (Gerçekten doğru. Tam 10 yıldır seyrediyorlar…)
* “Ne aldatan olduk, ne de aldanan.” (…………….. boş olan yerleri lütfen doldurun)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025