Milli Eğitim ülkemizin istihdam bakımından en kalabalık kurumudur. Sosyal bakımdan ise aileden sonra gelen kurumdur.
AKP'nin iktidarında 1 yaşındaki çocuklar 10 yaşına girdi. 10 yaşındakiler eğitimlerini tamamladı. 15 yaşındakiler belki de baba veya anne oldu.
"Milli Eğitim" ne oldu? Bir Bakan geldi. Sözler verdi. Tutamadan gitti. Diğeri geldi, oda gitti. Ama son gelen bayağı gündeme girdi. Durmadan devam eden ise AKP'nin ülkeyi yap, boz oyununa çevirmesiydi.
Boz, yaplar çoğaldı (Milli Eğitimde). Gerçi şu an hep bozulanları görüyoruz. Yapılan bir şeyi gören var mı? Mesela kadro bekleyen 300 bin öğretmen. Taşımalı eğitim saçmalığı. 2012'de okulsuz köyler. 50, 60 kişilik sınıflar vs. çözüldü mü, yapıldı mı?
Yani AKP bu yap-boz oyununda hep bozma rolünü mü oynadı diyorsun?
Yok canım! Yaptıkları da var. Mesela; bu zihniyetin eskiden beri ve hala (özellikle Erdoğan'ın) NFK'den okuduğu şiirlerden olan; "Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes…" şiirindeki, surları yapıyorlar. Surların içindeki kiliselere ayrı bir özen gösteriyorlar. Türkiye çapında ise zaten bir kilise açma seferberliği var.
Biz "boz" bölümüne dönelim.
Milli Eğitim Bakanlığı, şair Arif Nihat Asya'nın, ders kitaplarında bulunan "Bayrak" şiirinin bazı bölümlerini "iyiye, güzele, doğruya yöneltmediği" için çıkarıyormuş. Vay be! Pamela Anderson (cips reklamında) çocuklarımızın ufkunu açarken (!) Arif N. Asya vahşete, kana yönlendiriyor. Öylemi? Sana benim gözümle bakmayanın…
Sayın Çelik Pamela mı, Arif N. Asya mı?
Şiirin bir kısmını hatırlayalım;
Ey, mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü!
…
Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım.
…
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim
Yeryüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!"
Milli Eğitime neresi battı bu şiirin ben anlamadım.
Ama Milli Eğitim Bakanlığı, illa batacak şiir arıyorsa bir iki örnek vereyim…
"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
…
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
…
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
…
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
...
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
…
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!"
Sonra Sayın Ömer Dinçer! Bakın, her sabah okul önlerinde çocuklarımız nasıl kötüye yönlendiriliyor! Buna da müdahaleniz yakındır sanırım…
"TÜRKÜM, doğruyum, çalışkanım, İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir…
Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, TÜRK varlığına armağan olsun. Ne mutlu TÜRKÜM diyene!"
Ey TÜRK Milleti! "Amacımız Avrupa'ya tam entegrasyondur" diyen zihniyete, Avrupa'nın bir ülkesinin milli marşından bir iki kısım paylaşacağım. Bakın o çağdaş Avrupalı çocuklarına ne tavsiye ediyor…
"…
Alanlarda bölük bölük askerler?
Saflarımıza dayandılar, öldürmeye gelmişler.
Kanlarımızı, çocuklarımızı ve bizleri!
…
Haydi, vatandaşlar sıklaştırın safları, silahları kapın!
Yürüyün ki, şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!
…
Olacak iş midir bu! Hepimiz hınçlı mı hınçlı,
Şimdiden hazırız, sıkmışız yumruklarımızı!
Onlar, sizi yeniden köle yapmak istiyorlar!
Haydi, vatandaşlar sıklaştırın safları, silahları kapın!
Yürüyün ki, şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!
…" (Fransız Milli Marşı)
AKP'nin iktidarında 1 yaşındaki çocuklar 10 yaşına girdi. 10 yaşındakiler eğitimlerini tamamladı. 15 yaşındakiler belki de baba veya anne oldu.
"Milli Eğitim" ne oldu? Bir Bakan geldi. Sözler verdi. Tutamadan gitti. Diğeri geldi, oda gitti. Ama son gelen bayağı gündeme girdi. Durmadan devam eden ise AKP'nin ülkeyi yap, boz oyununa çevirmesiydi.
Boz, yaplar çoğaldı (Milli Eğitimde). Gerçi şu an hep bozulanları görüyoruz. Yapılan bir şeyi gören var mı? Mesela kadro bekleyen 300 bin öğretmen. Taşımalı eğitim saçmalığı. 2012'de okulsuz köyler. 50, 60 kişilik sınıflar vs. çözüldü mü, yapıldı mı?
Yani AKP bu yap-boz oyununda hep bozma rolünü mü oynadı diyorsun?
Yok canım! Yaptıkları da var. Mesela; bu zihniyetin eskiden beri ve hala (özellikle Erdoğan'ın) NFK'den okuduğu şiirlerden olan; "Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes…" şiirindeki, surları yapıyorlar. Surların içindeki kiliselere ayrı bir özen gösteriyorlar. Türkiye çapında ise zaten bir kilise açma seferberliği var.
Biz "boz" bölümüne dönelim.
Milli Eğitim Bakanlığı, şair Arif Nihat Asya'nın, ders kitaplarında bulunan "Bayrak" şiirinin bazı bölümlerini "iyiye, güzele, doğruya yöneltmediği" için çıkarıyormuş. Vay be! Pamela Anderson (cips reklamında) çocuklarımızın ufkunu açarken (!) Arif N. Asya vahşete, kana yönlendiriyor. Öylemi? Sana benim gözümle bakmayanın…
Sayın Çelik Pamela mı, Arif N. Asya mı?
Şiirin bir kısmını hatırlayalım;
Ey, mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü!
…
Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım.
…
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim
Yeryüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!"
Milli Eğitime neresi battı bu şiirin ben anlamadım.
Ama Milli Eğitim Bakanlığı, illa batacak şiir arıyorsa bir iki örnek vereyim…
"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
…
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
…
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
…
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
...
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
…
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!"
Sonra Sayın Ömer Dinçer! Bakın, her sabah okul önlerinde çocuklarımız nasıl kötüye yönlendiriliyor! Buna da müdahaleniz yakındır sanırım…
"TÜRKÜM, doğruyum, çalışkanım, İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir…
Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, TÜRK varlığına armağan olsun. Ne mutlu TÜRKÜM diyene!"
Ey TÜRK Milleti! "Amacımız Avrupa'ya tam entegrasyondur" diyen zihniyete, Avrupa'nın bir ülkesinin milli marşından bir iki kısım paylaşacağım. Bakın o çağdaş Avrupalı çocuklarına ne tavsiye ediyor…
"…
Alanlarda bölük bölük askerler?
Saflarımıza dayandılar, öldürmeye gelmişler.
Kanlarımızı, çocuklarımızı ve bizleri!
…
Haydi, vatandaşlar sıklaştırın safları, silahları kapın!
Yürüyün ki, şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!
…
Olacak iş midir bu! Hepimiz hınçlı mı hınçlı,
Şimdiden hazırız, sıkmışız yumruklarımızı!
Onlar, sizi yeniden köle yapmak istiyorlar!
Haydi, vatandaşlar sıklaştırın safları, silahları kapın!
Yürüyün ki, şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!
…" (Fransız Milli Marşı)
Aydın Polat / diğer yazıları
- Arif. N. Asya da sansürlendi / 24.06.2012
- PKK ile dans (3) / 25.09.2011
- PKK ile dans (2) / 24.09.2011
- PKK ile dans (1) / 23.09.2011
- Sinekle anlattım / 14.05.2011
- İyi araç oldu! / 12.05.2011
- Uyusunda büyüsün öğretmenim / 09.05.2011
- İki arkadaş / 06.05.2011
- PKK ile dans (3) / 25.09.2011
- PKK ile dans (2) / 24.09.2011
- PKK ile dans (1) / 23.09.2011
- Sinekle anlattım / 14.05.2011
- İyi araç oldu! / 12.05.2011
- Uyusunda büyüsün öğretmenim / 09.05.2011
- İki arkadaş / 06.05.2011