İki arkadaş

İki okul arkadaşı yıllar sonra karşılaşırlar. Tesadüf buya ikisi de İHL mezunudur. Okul günlerini yad ederler. Biri durgundur, hüzünlüdür. Derin derin iç çeker. Tabi arkadaşı sorar; hayırdır, ne bu hal?-Ülkemi düşünüyorum, milletimi düşünüyorum, kendime bakıp, nasıl hesap vereceğimi düşünüyorum? Bizlere ne demiştiler, şimdi ne yapıyorlar?-Yok yok merak etme sen. Her şey yolunda. Baksana ülkeye itibarını kazandırdık. Yolsuzlukları önledik. Derin devleti bitirdik. Avrupa'ya, İsrail'e rest çektik. Boşver kafana takma.-Aynı ülkeden mi bahsediyoruz? Birileri namazı bile ayrı kılmaya başladı. Bırak doğuyu İstanbul'da bile polisin giremediği mahalleler var. Darbe yapacaklar diye yüzlerce insanı içeri al, yargıla. Bu yargı 4 yıla yakın devam etsin. Hala bir sonuca ulaşama. Sonra ben derin devleti bitirdim de. Bu nasıl olur? Öte yandan 28 Şubatı, 27 Nisanı es geç. Neden? Daha vahimi teröriste karşı savaşan subaylarını içeri doldur ama Habur'dan PKK'nın elçisi olarak gelenleri, mobil mahkemede 4 saatte yargılayıp, beraat ver. Bu hangi kitapta yazar ya hu.-Boş ver. Fazla derine dalma. İşler nasıl onu söyle.-Çok şükür. Senin, zücaciyeci dükkanın vardı yanılmıyorsam.-Evet, ama iş yok. Zar zor geçiniyoruz.-Her şey yoluna girmişti hani! Şu insanlara bir bak. Bir evde kaç kişi çalışıyor evi geçindirmek için.-Çalışacak tabi. Çalışmak sünnettir.-Aferim. Bu kafayla devam et. Asgari ücret kaç lira? Ya yoksulluk sınırı?-Asgari ücret 650. Yoksulluk sınırı ise 1000 lira civarı.-Eee ne yapacak 650 TL'ye çalışan bir insan? Bak bir hikaye anlatayım da belki anlarsın; Amerika'da, İngiltere ve Türkiye'nin başbakanlarının katıldığı bir toplantı yapılır. Toplantı sonunda basının sorularına cevap veriliyormuş. Gazeteci sormuş; Ülkenizde 4 kişilik bir aile ne kadar gelirle rahat bir hayat sürebilir ve siz ne kadar ödüyorsunuz? ...Bush: Amerika'da 4 kişilik bir aile 5000 $ ile rahat bir yaşam sürebilir. Biz onlara 6500 $ veriyoruz geri kalan 1500 $ ı ne yapıyorlar bilemiyorum. İngiliz başbakanı: İngiltere'de aynı aile 4000 Pound ile rahat yaşar. Biz 5000 pound veriyoruz, 1000 pound nereye gidiyor bilmiyoruz. Türkiye Başbakanı: Türkiye'de aynı ailenin açlık sınırı 1000 TL dir. Biz onlara 650 YTL veriyoruz. geriye kalan 350 TL yi nereden buluyorlar bunu hala anlamış değiliz...!Sonra sen biraz dini bilgiye sahipsin. Onca açık emre, Kur'an hükümlerine rağmen Afganistan'da, Irak'da, şimdi Libya'da biz kimin yanında, kime karşı savaşıyoruz?-Yahu o ülkeleri zalimler yönetiyordu. Biz onları zalimlerin elinden kurtarıyoruz.-10 bin kişiyi katleden Saddam'ın elinden 1 milyon kişiyi öldürerek mi yapıyorsunuz bu kurtarma işlemini! Sonra bu yetkiyi nerden alıyorsunuz? Bana bir delil göster.-Fazla derine inme.-Vey be! Benim ülkem Haçlı safında yer alıyor. Ülkemde besmele ile kilise açılıyor. En yetkili kişinin eşi kilisede mum yakıp, dua ediyor. Okul kitaplarında dört hak dinden bahsediliyor. Birileri Yahudi ve Hristiyanları cennete sokmaya çalışıyor. Benim kardeşim kalkmış; derine inme diyor. Bundan daha derini mi var?-Ya hu sizde sanki ülke parçalanmış, her şey bitmiş, gibi konuşuyorsunuz?-Bak bir misal vereyim, var kıyası sen yap; Namık Kemal'in Osmanlı İmparatorluğu'nu devamlı tehlikede gösteren yazılarına karşı bir gün dostlarından biri şöyle bir itirazda bulunur:"-Siz yıllardan beri devleti can çekişir durumda gösteriyorsunuz. Hâlbuki devletimiz hamdolsun yerinde duruyor."Namık Kemal hemen şu cevabı vermiş: "Ben, Bekçi Hasan Ağa'nın can çekişmesinden bahsetmedim, Osmanlı Devleti'nden bahsettim. Altı yüz yıllık büyük bir imparatorluğun can çekişmesi hiç olmazsa kırk elli yıl sürer."