Her toplumun bireysel olarak ve kitlesel olarak bizzat karşılaştıkları veya dünya üzerinde cereyan eden olaylara karşı bir duruşları, kendilerinde bir tepkileri vardır. Tabi bu duruş ve tepkilerindeki bağlayıcı unsur kültür ve medeniyetleridir. Hatırlayın 11 Eylül saldırılarında Amerikan halkı direk olarak İslamı ve müslümanları hedef almışlardı. Günlerce protestolar, eylemler sergilemişlerdi. Ama aynı kitleler Bosna'da yaşanan soykırıma duyarsız kalmış, ufak tefek kınamanın dışında kimseden ses çıkmamıştı. Tabi Afganistan, Irak, Çeçenistan, Libya vs. yaşanılan insani dramlar ortada. Ama kendi canları yanınca dünyayı yakmaya çalışan vicdanlar diğer canlar karşısında neden suskun?Devletler, politikalarını toplumun yapısına göre belirler ve zamana yayarlar. Özellikle Batı medeniyeti kendisine rakip gördüğü İslam medeniyetini ve İslam milletlerini çökertmek, yok etmek için zamana yayılmış plan ve programlar yapmışlardır. Bu plan ve programlarını, kendi insanlarına bir ideoloji bir gereklilik olarak anlatıp, halkı da devlet politikalarının birer ateşli savunucusu haline getirmişlerdir. Yani Amerika bir yerde katliam yaptı mı, Amerikalı der ki; olması gerekeni yaptı benim devletim. Bu İngiliz içinde, Fransız içinde.. geçerlidir. Çok az olsa da bazen farklı sesler çıkar, onu da ben, karşı toplumların gazını almak için olduğunu düşünüyorum. Dünya üzerinde yaşanan gerçekler bunun ispatıdır.Yani devletlerin karakteri aynı zamanda fertlerin karakteridir. Yine fertlerin karakteri de devletinin karakteridir. İşte bu ölçüyü ne Türkiye olarak ve ne de İslam coğrafyasındaki diğer devletler yakalayamadı, başaramadı. Hem fert olarak, hem de topyekün İslam medeniyeti olarak hep ayrı yörüngelere sürüklendik. Bir duruşumuz bile olmadı dünyaya karşı. Uydurmada olsa ilginç bir hikaye hem kendimizi, hemde devletimizin özellikle şu günlerde olaylar karşısındaki duruşunu en iyi anlatır cinsten; "Farklı ülkelerden gelen bir turist grubu, şehir merkezinde bir Cafe'ye gitmişler ve birer kola ısmarlamışlar. Kolalar gelince bardaklarında birer karasinek olduğunu görmüşler. İngiliz yeni bir bardakta yeni bir kola istemiş. İsveçli aynı bardakta yeni bir kola istemiş. Finlandiyalı sineği bardaktan çıkardıktan sonra kolayı içmiş. Rus kolayı sinekle birlikte içmiş. Çinli sineği yemiş, kolayı içmemiş. Yahudi sineği yakalayıp Çinliye satmış. Yunanlı kolanın yarısını içtikten sonra itiraz ederek yeni bir kola istemiş. Norveçli kolayı içtikten sonra bardaktaki sineği balık yemi olarak kullanmış. İrlandalı sineği ezip kolayla karıştırmış ve İngiliz'e içirmiş. Amerikalı Cafe'ye tazminat davası açmış ve 10 milyon dolar kazanmış. Türk ise olayı şiddetle kınamış."Çin, soydaşlarımızı ve dindaşlarımızı katlediyor, fert olarak oralı değiliz. Devlet olarakta endişeyle izliyoruz(!) Aynı şeyi Çeçenistan'da, Bosna'da, Irak'ta, Filistin'de, Mısır'da, Libya'da hülasa her yerde yaptılar. Dünyada Müslüman kanı akıtılıyor. Biz kınıyoruz.Gerçi son iktidar döneminde bu kınama kültürü de teslimiyete dönüştü. Adı da "sıfır sorun" oldu. Yanı başımızda Irak. Katledilen milyon tane Müslüman. Ses çıkaran yok. Bundan ders almayanlar şimdi Suriye'ye akıl hocalığına kalkışıyor. Yarın Suriye, Irak olursa bizim iktidar bırak kınamayı sevinç çığlığı atacağı muhakkaktır. 30 bin kişinin katilini, mahkeme kararına rağmen içerde besleyip, örgüt yönettirenler, ABD'nin kendi yetiştirdiği Ladin'i yargılamadan öldürmesini "büyük memnuniyetle" karşıladığını ifade edenlerden ne beklenir ki!Unutmayın! Bu dünyada bâtılı kınamayanları, Ahirette Hak Teala muhakkak kınayacaktır.
Aydın Polat / diğer yazıları
- Arif. N. Asya da sansürlendi / 24.06.2012
- PKK ile dans (3) / 25.09.2011
- PKK ile dans (2) / 24.09.2011
- PKK ile dans (1) / 23.09.2011
- Sinekle anlattım / 14.05.2011
- İyi araç oldu! / 12.05.2011
- Uyusunda büyüsün öğretmenim / 09.05.2011
- İki arkadaş / 06.05.2011
- PKK ile dans (3) / 25.09.2011
- PKK ile dans (2) / 24.09.2011
- PKK ile dans (1) / 23.09.2011
- Sinekle anlattım / 14.05.2011
- İyi araç oldu! / 12.05.2011
- Uyusunda büyüsün öğretmenim / 09.05.2011
- İki arkadaş / 06.05.2011