Tayyip Erdoğan'ın dünyanın sayılı liderleri arasına girme hevesi, bu uğurda yaptığı çıkışlar, söylemler, tehditler, verdiği tavizler... Bunun yanında yandaş medyada kahraman ilan edilmesi, dış basında Atatürk'ten sonraki en güçlü lider tanımlamaları, milletvekili seçtirdiği arkadaşlarının hakkında kitap yazmaları, bazı vekillerin ise ona dokunmayı bile ibadet saymaları? Diğer taraftan artık adına "terör" diyemeyeceğim çatışmaların yaşandığı, şehitlerin verildiği, ekonominin suni solunumla ayakta durduğu, "sıfır sorun" mantığıyla dışa karşı bütün haklarını kaybetmiş bir ülke tablosunu yan yana koyduğumda, Tayyip Erdoğan için oluşturulmaya çalışılan "büyük lider" imajı bende çok büyük şüpheler uyandırıyor. Lideri büyük olan devletin kendisi de büyüktür. Duruşu içte ve dışta diktir, nettir. Hele hele terörün bugünkü düzeylere çıkması, terör örgütü ile müzakere yapılması söz konusu bile olamaz. Ülke gündemi o kadar kabarık ve karışık ki, hangisini ele alacağına şaşırıyor insan. Bu gündemin içinde ne ararsan var. Olmayan tek şey Türk Milleti'nin bugünkü maddimanevi sıkıntıları ve yarınların endişe verici olması. Kaç gündür PKK ile yapılan görüşmeler, ses kayıtları, kim şerefsiz söylemleri ortalıkta geziyor. İktidarmuhalefet birbirine cevap verme, hakarete varan söylemler peşinde. Ama terör durmuyor. Militanları sıcak çatışmalara devam ederken, bombalar patlatırken, sözcüleri de demokrasi (!) adına devletimi tehdit ediyor. Devlet terör örgütüyle görüşür mü? Eğer görüşmeden kasıt; örgütün planladığı eylemleri, yapılanmaları, aldıkları destekleri, nerelerde kamplaştıkları, kimlerle diyalog kurdukları konusunda bilgi, istihbarat almak ve bu bilgiler çerçevesinde gerekli tedbirleri almak içinse tabii ki görüşür. İstihbarat teşkilatının bir görevi de budur sanırım. Ama sen (adına ister devlet de, ister hükümet de) terör örgütüne adam gönderiyor, onu muhatap alıyor, sözde terörü bitirmek için bunu yaptığını iddia ediyorsan, burada bir çelişki var. Çünkü sen bu hareketinle terör örgütünü meşrulaştırdın. Diğer yandan ülkemizde 4050 bin kişinin canına mal olmuş, yaklaşık 400 milyar dolar maddi kayba uğratmış bir terör örgütünün ne gibi istekleri olabilir? Artı devlet veya iktidar bu istekleri kale alabilir mi, karşılayabilir mi?Ey muhalefet! Sen niye iktidarla laf dalaşına giriyorsun. Halka gitsene. Halka sadece seçim zamanlarında mı gidilir? Teşkilatlarını devreye koyup, iç ve dış gelişmeleri belgeleriyle halkın önüne getirsene. Öyle televizyonlardan sert ithamlarla, hakarete varan sözlerle Tayyip beyi ve iktidarını yenemezsiniz. Çünkü onlar sizden bu alanda çok öndeler. Çözümü koyun ortaya, diyeceğim ama işte o noktada başka bir sorun çıkıyor. Çünkü muhalefetin (CHP'nin, MHP'nin) bir planı, bir modeli, bir çözümü yok. Ne yapacaklar o zaman? Hani 12 Haziran seçimleri öncesi aile sigorta sistemi ile ilgili CHP'ye bu proje sizin değil, Prof. Dr. Haydar Baş'ın, hatırlatmasına Gürsel Tekin'in itiraf ettiği gibi "Haydar hoca bizim de hocamız. Tabi ki ondan alacağız) gerçeğine binaen yine Prof. Dr. Haydar Baş'a gidin. O çözümün en mükemmelini size verir. Endişelenmeyin, korkmayın. Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu vatan için, bu millet için feda etmeyeceği hiçbir şey yoktur. Çünkü onun vatan sevgisi, millet sevgisi imanından kaynaklanır.
Aydın Polat / diğer yazıları
- Arif. N. Asya da sansürlendi / 24.06.2012
- PKK ile dans (3) / 25.09.2011
- PKK ile dans (2) / 24.09.2011
- PKK ile dans (1) / 23.09.2011
- Sinekle anlattım / 14.05.2011
- İyi araç oldu! / 12.05.2011
- Uyusunda büyüsün öğretmenim / 09.05.2011
- İki arkadaş / 06.05.2011
- PKK ile dans (3) / 25.09.2011
- PKK ile dans (2) / 24.09.2011
- PKK ile dans (1) / 23.09.2011
- Sinekle anlattım / 14.05.2011
- İyi araç oldu! / 12.05.2011
- Uyusunda büyüsün öğretmenim / 09.05.2011
- İki arkadaş / 06.05.2011